Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu Malatya'ya geldi. Ziyaretlerde bulundu, Sağlık kuruluşlarını ziyaret etti.  Turgut Özal Tıp Merkezi Karaciğer Nakil Enstitüsünden de brifing aldı, Dünya çapında elde edilen başarının öyküsünü çapraz nakıilleri Prof.Dr. Sezai Yılmaz'dan bizzat dinledi. Övücü açıklamalarda bulundu. Malatya'da temelleri sağlam atılan Sağlık Yatırımları karşısında fazladan ne yapabilirizi düşünse de geleceğe yönelik bir yatırımın sözünü veremedi. Eğitim ve Araştırma Hastanesini yani Devlet Hastanesini Şehir Hastanesine dönüştürmeyi düşündüklerini bir büyük hizmetmiş gibi sunsa da, ne demek istediği anlaşılamadı. Ancak; "Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanemizde yakınında yeni bir ek binayla hizmeti büyütmeye çalışacağız ve orayı şehir hastanesi haline getirmek için uğraşacağız." sözünün altında sanki bir şeyler saklıydı. Malatya Devlet Hastanesi yani Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Şehir Hastanesine dönüştürülmesi gibi Malatya'nın bir talebi olmasa da, Ankara'nın ciddi bir şekilde Malatya Hastanesini Şehir Hastanesine dönüştürülmesi için bir çaba içerisinde olduğunu görüyoruz. Bunun Malatya'ya bir faydası yoktur, ayrıca Hastaneyi alacak Şirketlerin elde edilecek karların dışında da hastaların yararına da bir durum işletilen Şehir Hastanelerinde görülmedi. Çalışma Ortamı Dergisi Yazarı Feyza Erkan Şehir Hastaneleri için şunları yazıyor: "Şehir hastanesi, kamu-özel sermaye ortaklığı ile genellikle şehir dışına yapılan, içinde otel, alışveriş merkezi gibi ticari alanlar da bulunan çok yataklı bir hastanedir. Bu hastane, devletin ücretsiz olarak verdiği büyük bir kamu arazisi üzerinde özel sermaye tarafından çok yüksek bedellerle yapılır ve ileri teknoloji ile donatılır. Yatırım bedelini karşılamak üzere devlet özel sektöre 25 yıl boyunca kira ödemeyi taahhüt eder. Ayrıca doğrudan sağlık hizmeti dışında kalan görüntüleme, laboratuvar, bilgi işlem, güvenlik, temizlik, yemekhane gibi tüm ek hizmetler yine bu şirketlere bırakılır. Şirketler buna ek olarak, “kampus dışı ticari alan‘’ adı altında, hastanelerin çevresine kurdukları ticari alanları (otel, alışveriş merkezi, restoran, cafe, çiçekçi vs) işleterek de kar elde eder ve bu gelirleri KDV, damga vergisi ve harçlardan muaf olur. Devlet ayrıca daha önce şehir merkezinde bulunan büyük bir eğitim hastanesini de buraya taşır. Bu sistem hastanenin yüksek sayıdaki yataklarını doldurmak ve kar etmek için gereksiz yatış, tetkik ve tedavi yöntemlerinin kullanılması gibi yaklaşımlara açıktır. Ayrıca büyük sağlık risklerini de barındırmaktadır." Bu nedenlerden dolayıdır ki Malatya'nın Şehir Hastanelerine dönüştürülmesine ihtiyacı yoktur. Mevcut yapısıyla Hastanelerimizin Sağlık Bakanlaığına bağlı olarak çalışması en doğru yoldur. Kaldıki bu bir hizmet değil, kamu kaynaklarının boşa harcanmasıdır.  Ayrıca İl Yöneticilerimizden öğrendik ki, Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi kampüs alanına yeni bir ek bina düşünülüyormuş.  Hastane yapılırken 150 Yataklı Fizik Tedevi Merkezi yapılacağı vaadini çok duyduk ama yapılmadı.  Şimdi bu merkezin yanına, basına yansımasa da toplam 350 Yataklı Yüksek Güvenlikli Pisikiyatri Hastalarının kalacağı Akıl Hastanesi yapılacağını Şehrimizin iki önemli isminden bizzat duydum. Bu Hastane ile Türkiye'nin nerede ise yarısına hitap edilecek Akıl Hastaları Malatya'da tedavi olmanın yolunu tutacaklarmış. Neymiş efendim Psikiyatri Hastalarını bir başka ile götürmek için ambulans, güvenlikçi ve diğer giderler önemli yer tutuyormuş da maliyeti azaltmak için Malatya'da Yüksek Güvenlikli Akıl Hastanesine ihtiyac varmış. Geçin bu masalları. Malatya şehir merkezinin tam göbeğinde yer alan, trafiği allak bullak eden, Hastane kampüs alanına Akıl hastanesi yapmaya kalkmak olsa olsa akıl tutulmasıdır. Asıl üzücü olanı da Bakanı dinleyen Malatya'yı yönetenler ile siyasetçilerinin de ses dahi çıkarmamasıdır. Sağlık Bakanı Malatya'nın göbeğine Yüksek Güvenlikli Psikiyatri Hastanesi yapacağından bahsediyor bizimkiler sadece dinliyor. Nerede ise birde alkış tutacaklar. Ancak Bakan temkinli, basın açıklamasında Akıl Hastanesinden bahsetmiyor, Hastaneyi büyüteceklerini söylüyor.  Nasıl büyütecek diye sorduğumuzda da altından Akıl Hastanesi çıktı ortaya. Sayın Bakan, Malatya'nın merkezine Akıl Hastanesini yapmak ne demektir? Deprem yaşadık, evet psikolojimiz de bozuldu, çok sayıda göç verdik ama hala aklımız başımızda... Ve Malatya'yı sizlerden çok seviyoruz. Biz Delililerimiz de çok severiz, Onları Takvimlere basar efsanelerini paylaşırız. Akıl Hastanesi teklifiniz bizi çok yaraladı. Şehrin göbeğinde trafiğin sorun olduğu bölge de bir de Akıl Hastanesini Malatya'ya hizmetmiş gibi sunmak ne demektir. Sizin başka işiniz yok mudur? Sizler; Malatya'yı yöneten Bakanı dinleyenler "Bu işe nasıl olur" dersiniz...  Bu işi de bize mi bıraktınız... Tam 10 Yıl önceydi. Yine Malatya'da Yüksek Güvenlikli Akıl Hastanesi yapılacağını müjdelediler. Hep birlikte karşı çıktık. Malatya'nın merkezine bunu yapamazsınız diye karşı durduk. Yapamadılar... 10 Yıl sonra Yüksek Güvenlikli Akıl Hastanesi projesi raftan indi. Bakana olamaz diyen biri çıkmamış. Yanlış olur diyen biri de olmamış. Görünen o ki; iş proje ekibine havele edilmiş. Malatya'nın göbeğine o akıl Hastanesini yapmaya kalkacaklar. İnşallah vaz geçerler. Ama kararlı görünüyorlar. Vazgeçin bu masallardan Malatyalılar buna izin vermez..