Vahap GÜNER
Köşe Yazarı
Vahap GÜNER
 

Kayısı Üreticisi İçin Zor Günler...

Kayısı da hasadın son günlerine gelindi. Kayısı da pıtlatma denilen çekirdek çıkartma işi bittiğinde yeni mahsül ürün satışa hazır olacak. İşte en zor dönemde o zaman başlıyor. İşçi ücretlerinin hemen ödenmesi gerekiyor. Yaklaşık bin lira olan işçi yövmiyelerini ödemek bir hayli de düşündürüyor üreticileri. Doğanşehir'den bir dostumuz geldi işçi paralarını ödemek için kayısı satmam lazım, çekirdeği de satayım diye. Sorduk soruşturduk kayısıyı alan olmadı. Çekirdeği verelim dedi, sorduk onun fiyatı da 20 liradan 14 liraya kadar düşmüş onu da alan yok. Yani kayısı alacak çelikci, aracı, ihracatçı, komisyoncu da yok. Ürün tarlalarda güneşte kuruyor. Üretici işçi parasını ödemek için kayısı satmak istiyor alıcı bulamıyor. İşçi parası ne kadar diye sordum 300 bini geçer dedi. 3 Ton kayısı satıp işçi parasını ödemeye razı ama alan yok. Ziraat Oda Başkanlarının iki yıl önce yaptıkları açıklamayı hatırladım, Kayısı fiyatları 150-200 lirayı görmüş Başkanlar "Kayısıyı satmayın, daha fazla verecekler" diye bağırıyorlardı. Kayısı 200 lirayı da gördü ancak yine satmayan üreticilerin olduğunu görüyoruz. Yoksa bir önceki yıldan devir eden kayısı stoğu 25-30 bin ton olur muydu? Fiyatlar tavan yapmış üretici hala kayısını satmıyor.  Devir eden stok, bu yıl 107 bin ton olarak açıklanan kayısı rekoltesi, Çevre il ve ilçelerde üretilen kayısı müktarını da toplarsak son yılların en yüksek kayısı rekoltesiyle baş başayız. Malatya'da güven duyduğumuz ihracatçı dostumuzun yanına gittik. Sordum Kayısı da durum nedir diye? -Belirsizlik var, önümüzü göremiyoruz. Bir de kayısı talebi yok. Şuan olmuş Dünya da tek bir talep yok. Talep olursa kayısı alıp işler satarız, olmazsa hiçbir şeyi riski karşımıza alamayız. Dünya pazarlarında bekleyiş var. Bunun bir nedeni de Ortadoğu meselesi gibi görünüyor. Ağustos ayında kayısıya talep yok, Eylül ayında olur diye bekliyoruz. Önce ürün alıp sonra satmak riskli mi sizce? -Talep olmayınca ürün alıp stok alma devri gerilerde kaldı. Önce ürünü satıp, sonra mal almayı tercih etmeye başladık. Belirsizlik yarını öngörememe herkesi düşündürüyor. Oysa her ihracatçı, her esnaf alabildiği kadar mal alıp piyasaya bir girse piyasa da bir hareket olacak. Ama ortada alıcı olmayınca, kayısı üreticisi de tüm dertleriyle baş başa kaldı. İşçi parasını ödemek için, yaptığı ürün giderlerini karşılamak için elinde avucunda ne varsa satmak zorunda kalmış. Düşük faizli kredi alma şansı nerede ise sıfır. Yüksek faizle borçlanmak zorunda kalmış üretici. Üreticiyi temsil eden bir yapı zaten yok. İhracatçı ve Esnafdan oluşan ya da onları temsil eden Borsa ve TSO'nun yaptığı tek girişim de Toprak Mahsülleri Ofisinin alım yapması. Ziraat Odaları, Ticaret Borsası, Ticaret ve Sanayi Odası, gibi iktidar Milletvekilleri de topluca Tarım Orman Bakanına giderek kayısı alımı yapılmasını istediler. Tek çare TMO'nun kayısı alımı yapması. Hatta yakın bir zamanda fiyat açıklaması bile yapılacağı söyleniyor. Bir an önce kayısı alımına başlanırsa, piyasalarda hareketlenir. Ödemelerle baş başa kalan Kayısı üreticisine bir yol açılmış olur. TMO Destekleme alım kapsamında olan Fındık alımına başlıyor.  Kayısı alımına da başlayacağı söyleniyor ama açıklanmış bir takvim yok. Ne kadar kayısı alacağı da merak konusu.  Rekolte yüksek. Sorunlar büyük. Tek çare TMO. Alacağı ürün miktarı da yüksek olmalı. Anlaşılan bu yıl boyunca kayısı hikayeleri dinleyeceğiz. Oysa geçen yıl ne konuşmalar dinliyorduk. Dünya Kayısı Ticaret Merkezi açıldığında kayısıdan gelecek gelir 1 milyar dolar olacaktı. Lisanslı depolar yapıldığında kayısıda fiyatlar yerini bulacaktı.  O günlerde yapılan açıklamalarda kimse bu günlerden bahsetmiyordu. Lisanslı depolara bir miktar ürün teslimi yapılmış ama Dünya Kayısı Ticaret Merkezinde tık bile yok. Üretici eski Pazarda mal alacak esnafları arıyor.  Harcanan milyarlara yazık etmediniz mi? Demek ki kayısının sorunlarını lisanslı depolar ve adına ne derseniz deyin gösterişli binalar yapmakla çözülmüyormuş. Kayısı üreticisi kendi sorununu kendisi çözmelidir. Kurtarıcı beklememeli, kendi derdine de çare olmalıdır. Bunu  yapmak hiç de zor değil.  Yeterki kararlı olun, bakın Avrupa'ya üretici işi nasıl çözmüş sizde elinizi taşın altına koyun artık. Kooperatiflerinizi kurun, Birliklerinizi oluşturun, Lisanslı depoları emrinize alın, sahaya inin sahaya.  Tüm engelleri kolayca aşarsınız, fiyat belirleyen siz olursunuz. Yoksa daha çok mağdur olmaya devam edersiniz... Resim:Alişan Hayırlı
Ekleme Tarihi: 08 Ağustos 2024 - Perşembe
Vahap GÜNER

Kayısı Üreticisi İçin Zor Günler...

Kayısı da hasadın son günlerine gelindi.
Kayısı da pıtlatma denilen çekirdek çıkartma işi bittiğinde yeni mahsül ürün satışa hazır olacak.
İşte en zor dönemde o zaman başlıyor.
İşçi ücretlerinin hemen ödenmesi gerekiyor.
Yaklaşık bin lira olan işçi yövmiyelerini ödemek bir hayli de düşündürüyor üreticileri.
Doğanşehir'den bir dostumuz geldi işçi paralarını ödemek için kayısı satmam lazım, çekirdeği de satayım diye.
Sorduk soruşturduk kayısıyı alan olmadı.
Çekirdeği verelim dedi, sorduk onun fiyatı da 20 liradan 14 liraya kadar düşmüş onu da alan yok.
Yani kayısı alacak çelikci, aracı, ihracatçı, komisyoncu da yok.
Ürün tarlalarda güneşte kuruyor.
Üretici işçi parasını ödemek için kayısı satmak istiyor alıcı bulamıyor.
İşçi parası ne kadar diye sordum 300 bini geçer dedi.
3 Ton kayısı satıp işçi parasını ödemeye razı ama alan yok.
Ziraat Oda Başkanlarının iki yıl önce yaptıkları açıklamayı hatırladım, Kayısı fiyatları 150-200 lirayı görmüş Başkanlar "Kayısıyı satmayın, daha fazla verecekler" diye bağırıyorlardı.
Kayısı 200 lirayı da gördü ancak yine satmayan üreticilerin olduğunu görüyoruz.
Yoksa bir önceki yıldan devir eden kayısı stoğu 25-30 bin ton olur muydu?
Fiyatlar tavan yapmış üretici hala kayısını satmıyor. 
Devir eden stok, bu yıl 107 bin ton olarak açıklanan kayısı rekoltesi, Çevre il ve ilçelerde üretilen kayısı müktarını da toplarsak son yılların en yüksek kayısı rekoltesiyle baş başayız.
Malatya'da güven duyduğumuz ihracatçı dostumuzun yanına gittik.
Sordum Kayısı da durum nedir diye?
-Belirsizlik var, önümüzü göremiyoruz. Bir de kayısı talebi yok. Şuan olmuş Dünya da tek bir talep yok. Talep olursa kayısı alıp işler satarız, olmazsa hiçbir şeyi riski karşımıza alamayız. Dünya pazarlarında bekleyiş var. Bunun bir nedeni de Ortadoğu meselesi gibi görünüyor. Ağustos ayında kayısıya talep yok, Eylül ayında olur diye bekliyoruz.
Önce ürün alıp sonra satmak riskli mi sizce?
-Talep olmayınca ürün alıp stok alma devri gerilerde kaldı. Önce ürünü satıp, sonra mal almayı tercih etmeye başladık. Belirsizlik yarını öngörememe herkesi düşündürüyor.
Oysa her ihracatçı, her esnaf alabildiği kadar mal alıp piyasaya bir girse piyasa da bir hareket olacak.
Ama ortada alıcı olmayınca, kayısı üreticisi de tüm dertleriyle baş başa kaldı.
İşçi parasını ödemek için, yaptığı ürün giderlerini karşılamak için elinde avucunda ne varsa satmak zorunda kalmış.
Düşük faizli kredi alma şansı nerede ise sıfır. Yüksek faizle borçlanmak zorunda kalmış üretici.
Üreticiyi temsil eden bir yapı zaten yok. İhracatçı ve Esnafdan oluşan ya da onları temsil eden Borsa ve TSO'nun yaptığı tek girişim de Toprak Mahsülleri Ofisinin alım yapması.
Ziraat Odaları, Ticaret Borsası, Ticaret ve Sanayi Odası, gibi iktidar Milletvekilleri de topluca Tarım Orman Bakanına giderek kayısı alımı yapılmasını istediler.
Tek çare TMO'nun kayısı alımı yapması.
Hatta yakın bir zamanda fiyat açıklaması bile yapılacağı söyleniyor.
Bir an önce kayısı alımına başlanırsa, piyasalarda hareketlenir. Ödemelerle baş başa kalan Kayısı üreticisine bir yol açılmış olur.
TMO Destekleme alım kapsamında olan Fındık alımına başlıyor. 
Kayısı alımına da başlayacağı söyleniyor ama açıklanmış bir takvim yok. Ne kadar kayısı alacağı da merak konusu. 
Rekolte yüksek.
Sorunlar büyük.
Tek çare TMO.
Alacağı ürün miktarı da yüksek olmalı.
Anlaşılan bu yıl boyunca kayısı hikayeleri dinleyeceğiz.
Oysa geçen yıl ne konuşmalar dinliyorduk. Dünya Kayısı Ticaret Merkezi açıldığında kayısıdan gelecek gelir 1 milyar dolar olacaktı. Lisanslı depolar yapıldığında kayısıda fiyatlar yerini bulacaktı. 
O günlerde yapılan açıklamalarda kimse bu günlerden bahsetmiyordu. Lisanslı depolara bir miktar ürün teslimi yapılmış ama Dünya Kayısı Ticaret Merkezinde tık bile yok. Üretici eski Pazarda mal alacak esnafları arıyor. 
Harcanan milyarlara yazık etmediniz mi?
Demek ki kayısının sorunlarını lisanslı depolar ve adına ne derseniz deyin gösterişli binalar yapmakla çözülmüyormuş.
Kayısı üreticisi kendi sorununu kendisi çözmelidir.
Kurtarıcı beklememeli, kendi derdine de çare olmalıdır.
Bunu  yapmak hiç de zor değil. 
Yeterki kararlı olun, bakın Avrupa'ya üretici işi nasıl çözmüş sizde elinizi taşın altına koyun artık. Kooperatiflerinizi kurun, Birliklerinizi oluşturun, Lisanslı depoları emrinize alın, sahaya inin sahaya. 
Tüm engelleri kolayca aşarsınız, fiyat belirleyen siz olursunuz.
Yoksa daha çok mağdur olmaya devam edersiniz...

Resim:Alişan Hayırlı

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.