kitap fuarı
Selami YÜCEL
Köşe Yazarı
Selami YÜCEL
 

MALATYA’DA METRO RÜYASI;

Benim öğrencilik yıllarımda liseden mezun olduğum 1967 yılında şehrimizde Fakülte yoktu. Mecburen Büyük şehirlerin yollarını arşınlamak ve oralarda barınmak ve okumak zorunda kalıyorduk. Öğrenci yurdu da devede kulak kalıyordu. Ailemizin gelirini beyan ediyorduk. Öğrenci yurtları yetersizdi. Yurtlara sığabilecek kadar öğrenci kabul ediyorlardı. Babam maliyede memurdu; gerçek maaşını beyan ettim ve yurt için müracaat ettim. Mehmet Kızıldağ isimli bir arkadaşımın babası Mensucat fabrikasında işçi idi. Benim beyan ettiğim geliri ona söylediğimde: -Oğlum deli misin sen? Ben babamın gelirinin onda birini gösterdim. Sen havanı alırsın dedi. Gerçekten öyle oldu. Yalan beyanda bulunanlar yurda yerleşti. Ben kaldım orta yerde. 1967 yılında Ankara Hukuk Fakültesini kazandım. O zamanlar Ankara’lılar öğrencilere kiralık ev vermiyorlardı. Aradık taradık Aydınlıkevlerde Güneş yüzü dahi görmeyen bodrumda bir oda kiraladık. Üç kişi kalmaya başladık. Aydınlıkevlerden fakülteye otobüsle ortalama bir buçuk saatta gidebiliyordum. İki vasıta değiştirmek zorunda idim. Alt geçit yok, üst geçit yok, metro yok, doğru dürüst otobüs yok sallan babam sallan. Üstelik evdeki diğer iki arkadaşım da akşam Okula gidiyor geceye doğru eve geliyorlardı. Hemen uyuma olanakları da yoktu. Haydi pilav yapıp yiyelim, yumurta yapalım derken zaman geçiyor, ancak sabaha doğru uyuyabiliyorduk. Saat sabahleyin saat sekiz buçukta derslerim başlıyordu. Gel de derse yetiş. Çok zirinkirlik çektik çok. O zamanlar bizim boynuzlu otobüs dediğimiz otobüsler Cebeci’den Bahçelievlere doğru gidiyorlardı. O otobüslere Troleybüs dendiğini de öğrendim. Hatta bir ara orta şeritten özel bir yol açtılar troleybüslere. O otobüslerin diğer otobüslerden farkı elektrikle hareket etmeleri idi. Hatta güzergahları elektrik hatlarına bağlı olduğu için hareketleri kısıtlı idi. Zamanla troleybüsleri şehir trafiğine katkısı olmadığı gerekçesi ile kaldırdılar. Yollarını da eski haline döndürdüler. MALATYA’YA TRAMBÜS Şehrimize trambüs geleceği haberi yayıldı. Merak ettim doğrusu: bu trambüs ne idi? Fil mi idi, deve mi idi, yoksa at mı idi? Malatya trafiğine nasıl çözüm olacaktı. Memleketime gittiğimde gördüm kü bu trambüsler ne at ne de deve: Bunlar Ankara’da işe yaramadığı gerekçesi kaldırılan benim troleybüslerimmiş. Allamış pullamışlar, ad değiştirmişler bize kakalamışlar. O zamanın belediye başkanları bana sorsalar idi. -Aman ha aman ne olduğuna kesin kanaat getirmediğiniz bu projenin yerine metro projesi yapın; trambüse vereceğiniz para ile kazmayı vurun gerisi Allah’a kerim derdim. O zamanlar trambüslerin Malatya trafiğini çözemeyeceği basında da yer almıştı, ancak belediye başkanları bu çağrıyı duymamışlardı. Çağrılardan bir ikisini seçtim. “Malatya Belediyesi’ne Ulaşım Planlaması Hazırlayan Erhan Öncü İhaleden Önce Uyarmıştı. Trambüs sisteminin Malatya’nın toplu taşıma ihtiyacına cevap verecek nitelikte bir ulaşım projesi olmadığını ilk olarak, Yüksek Mimar Şehir Plancısı Mimar Erhan Öncü, ileri sürmüştü. Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır’a bir dönem Ulaşım Planlama Danışmanlığı hizmeti veren ve 6 aylık bir çalışmadan sonra Malatya’nın Ulaşım Planı’nı hazırlayan Erhan Öncü, gerçekte trambüs diye bir yaylı sistem olmadığını, söz konusu sistemin dünyada artık kullanılmayan, demode troleybüs teknolojisi olduğunu vurgulamıştı.” “Sözde iki firmanın katıldığı ihalede, katılımcı firmanın birisi boş zarf verirken, tek teklifi ise Ankara merkezli Bozankaya Otomotiv firması 19 milyon 784 bin 930 Euro teklif sunmuş, ihaleye, iki firmanın katılma görüntüsünün, rekabet koşullarının sağlandığına ilişkin olduğu öne sürülmüştü.” Gelelim Ankara’ya. Ankara metrosundan iki adet hattına Belediye başkanı iken Melih Gökçek kazmayı vurmuştu. Ben o zaman içimden madem metroları yarım bırakacaktın neden kazmayı vurdurdun Melih dedim. Sonradan bende jeton düştü. Devlet büyükşehirlerde bazı metro yapımlarını üstleniyormuş. Devlet el attı bir değil iki tane metro hattımız kısa zamanda bitti maşallah. Malatya yöneticileri özellikle başkan seçilen Sami Er başka hesaplar yapmasın uygun zamanda ve uygun proje ile metro kazmasını vursun. Yavaş yavaş devam etsin Allah kerimdir. Şimdi Türkiye eskisi gibi değil: hem metro yollarını delerler hem de rayları döşerler, hem de makinaları yaparlar. Malatya’nın altı su mu demezler. Türkiye eskisi gibi değil artık. Malatya basınında çıkan bir uyarı daha: Malatya’nın Akpınar’ın kültürel dokusunu korumak istediklerini belirten Babacan, “Biz şunu diyoruz, diyoruz ki Malatya'nın tarihi kültürel dokusunu, hafızasını korumak için Akpınar'a yeniden hiç dokunmayacağız. Normalde bilim şehrin başka bir yere taşınmasını gerektiriyor, yani Akpınar bölgesinin zemine uygun değil. Ama buna rağmen diyoruz ki Malatya aynı yerde korunsun. Malatya tarihi bir şehir, insanların hafızaları var, insanların anıları var. O zaman biz bu kültürel dokuyu koruyalım Akpınar’a devam edelim. Ama Akpınar'a bu şekilde devam edemeyiz. Akpınar'daki bu zemin sorununu şimdi Veli Bey için kolay bunları söylemek. Konuşur, güzel, onu atar, bunu şey yapar, Veli anlatsın bunları. Ama biz böyle vatandaşa şirin gözükeceğiz diye vatandaşın anlık gazını alacağız diye böyle şeylere tevessül edemeyiz. Çünkü burada bir sorumluluk var, altyapıyı düzgün halledelim” şeklinde konuşmuş. “ŞEHRİ KUZEYLİ-GÜNEYLİ YAYALIM” Malatya’nın eski karmaşıklıktan kurtulacağı projelerin olduğunu belirten Babacan, “Hem bir yandan tarımsal sulamaya bir katkı olacak, yani o sulama sorunlarını da ortadan kaldırmış olacağız. Aynı zamanda yer altına yapacağımız otoparklar için de bize muhteşem bir zemin hazırlanmış olacak. Çünkü yer altına otopark yapacağız, Akpınar'ın sıkışmış, keşmekeşliğini o giderecek. 5 Şubat itibariyle Malatya'da çarşıyla alakalı bütün ortak kanaat neydi; trafiğimiz vardı, araç giremiyordu, insan çıkamıyordu. Böyle kocaman bir Malatya'ya bu kadar sıkışmış bir çarşı merkezi yakışır mı diyorduk. Bu şehri modernize nasıl edeceğiz diyorduk. Ama şu an böyle bir zeminimiz var. O zaman biz de istiyoruz ki bu şehri kuzeyli-güneyli yayalım. Çevre yolunun kuzeyini kalkındırmamız, genişletmemiz, büyütmemiz lazım. Şehir eğer sadece batıya kayıyorsa, şehrin doğu tarafına da düşünmemiz lazım. Bu şehre önümüzdeki dönemlerde bir metro kazandıracak şekilde altyapıyı şimdiden hazırlayalım. Bu şehre metro gerekecek. Çünkü: bu şehir büyüyecekse o zaman bize metro gerekecek. O zaman yeniden metro için, metro altyapısı için bir uğraşa gerek olmadan bunu da halledelim” demiş. Ben de hayırlara vesile olsun metromuz hayırlı olsun diyor yazıma son veriyorum. Metrodan vaz geçme, metrosuz kalma…Haydin sizi göreyim…
Ekleme Tarihi: 06 Ocak 2025 - Pazartesi
Selami YÜCEL

MALATYA’DA METRO RÜYASI;

Benim öğrencilik yıllarımda liseden mezun olduğum 1967 yılında şehrimizde Fakülte yoktu. Mecburen Büyük şehirlerin yollarını arşınlamak ve oralarda barınmak ve okumak zorunda kalıyorduk. Öğrenci yurdu da devede kulak kalıyordu. Ailemizin gelirini beyan ediyorduk. Öğrenci yurtları yetersizdi. Yurtlara sığabilecek kadar öğrenci kabul ediyorlardı. Babam maliyede memurdu; gerçek maaşını beyan ettim ve yurt için müracaat ettim. Mehmet Kızıldağ isimli bir arkadaşımın babası Mensucat fabrikasında işçi idi. Benim beyan ettiğim geliri ona söylediğimde:
-Oğlum deli misin sen? Ben babamın gelirinin onda birini gösterdim. Sen havanı alırsın dedi.
Gerçekten öyle oldu. Yalan beyanda bulunanlar yurda yerleşti. Ben kaldım orta yerde.
1967 yılında Ankara Hukuk Fakültesini kazandım. O zamanlar Ankara’lılar öğrencilere kiralık ev vermiyorlardı. Aradık taradık Aydınlıkevlerde Güneş yüzü dahi görmeyen bodrumda bir oda kiraladık. Üç kişi kalmaya başladık. Aydınlıkevlerden fakülteye otobüsle ortalama bir buçuk saatta gidebiliyordum. İki vasıta değiştirmek zorunda idim. Alt geçit yok, üst geçit yok, metro yok, doğru dürüst otobüs yok sallan babam sallan. Üstelik evdeki diğer iki arkadaşım da akşam Okula gidiyor geceye doğru eve geliyorlardı. Hemen uyuma olanakları da yoktu. Haydi pilav yapıp yiyelim, yumurta yapalım derken zaman geçiyor, ancak sabaha doğru uyuyabiliyorduk. Saat sabahleyin saat sekiz buçukta derslerim başlıyordu. Gel de derse yetiş. Çok zirinkirlik çektik çok.
O zamanlar bizim boynuzlu otobüs dediğimiz otobüsler Cebeci’den Bahçelievlere doğru gidiyorlardı. O otobüslere Troleybüs dendiğini de öğrendim. Hatta bir ara orta şeritten özel bir yol açtılar troleybüslere. O otobüslerin diğer otobüslerden farkı elektrikle hareket etmeleri idi. Hatta güzergahları elektrik hatlarına bağlı olduğu için hareketleri kısıtlı idi. Zamanla troleybüsleri şehir trafiğine katkısı olmadığı gerekçesi ile kaldırdılar. Yollarını da eski haline döndürdüler.
MALATYA’YA TRAMBÜS
Şehrimize trambüs geleceği haberi yayıldı. Merak ettim doğrusu: bu trambüs ne idi? Fil mi idi, deve mi idi, yoksa at mı idi? Malatya trafiğine nasıl çözüm olacaktı. Memleketime gittiğimde gördüm kü bu trambüsler ne at ne de deve: Bunlar Ankara’da işe yaramadığı gerekçesi kaldırılan benim troleybüslerimmiş. Allamış pullamışlar, ad değiştirmişler bize kakalamışlar. O zamanın belediye başkanları bana sorsalar idi.
-Aman ha aman ne olduğuna kesin kanaat getirmediğiniz bu projenin yerine metro projesi yapın; trambüse vereceğiniz para ile kazmayı vurun gerisi Allah’a kerim derdim. O zamanlar trambüslerin Malatya trafiğini çözemeyeceği basında da yer almıştı, ancak belediye başkanları bu çağrıyı duymamışlardı. Çağrılardan bir ikisini seçtim.
“Malatya Belediyesi’ne Ulaşım Planlaması Hazırlayan Erhan Öncü İhaleden Önce Uyarmıştı. Trambüs sisteminin Malatya’nın toplu taşıma ihtiyacına cevap verecek nitelikte bir ulaşım projesi olmadığını ilk olarak, Yüksek Mimar Şehir Plancısı Mimar Erhan Öncü, ileri sürmüştü. Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır’a bir dönem Ulaşım Planlama Danışmanlığı hizmeti veren ve 6 aylık bir çalışmadan sonra Malatya’nın Ulaşım Planı’nı hazırlayan Erhan Öncü, gerçekte trambüs diye bir yaylı sistem olmadığını, söz konusu sistemin dünyada artık kullanılmayan, demode troleybüs teknolojisi olduğunu vurgulamıştı.”
“Sözde iki firmanın katıldığı ihalede, katılımcı firmanın birisi boş zarf verirken, tek teklifi ise Ankara merkezli Bozankaya Otomotiv firması 19 milyon 784 bin 930 Euro teklif sunmuş, ihaleye, iki firmanın katılma görüntüsünün, rekabet koşullarının sağlandığına ilişkin olduğu öne sürülmüştü.” Gelelim Ankara’ya.
Ankara metrosundan iki adet hattına Belediye başkanı iken Melih Gökçek kazmayı vurmuştu. Ben o zaman içimden madem metroları yarım bırakacaktın neden kazmayı vurdurdun Melih dedim. Sonradan bende jeton düştü. Devlet büyükşehirlerde bazı metro yapımlarını üstleniyormuş. Devlet el attı bir değil iki tane metro hattımız kısa zamanda bitti maşallah.
Malatya yöneticileri özellikle başkan seçilen Sami Er başka hesaplar yapmasın uygun zamanda ve uygun proje ile metro kazmasını vursun. Yavaş yavaş devam etsin Allah kerimdir. Şimdi Türkiye eskisi gibi değil: hem metro yollarını delerler hem de rayları döşerler, hem de makinaları yaparlar. Malatya’nın altı su mu demezler. Türkiye eskisi gibi değil artık.
Malatya basınında çıkan bir uyarı daha:
Malatya’nın Akpınar’ın kültürel dokusunu korumak istediklerini belirten Babacan,
“Biz şunu diyoruz, diyoruz ki Malatya'nın tarihi kültürel dokusunu, hafızasını korumak için Akpınar'a yeniden hiç dokunmayacağız. Normalde bilim şehrin başka bir yere taşınmasını gerektiriyor, yani Akpınar bölgesinin zemine uygun değil. Ama buna rağmen diyoruz ki Malatya aynı yerde korunsun. Malatya tarihi bir şehir, insanların hafızaları var, insanların anıları var. O zaman biz bu kültürel dokuyu koruyalım Akpınar’a devam edelim. Ama Akpınar'a bu şekilde devam edemeyiz. Akpınar'daki bu zemin sorununu şimdi Veli Bey için kolay bunları söylemek. Konuşur, güzel, onu atar, bunu şey yapar, Veli anlatsın bunları. Ama biz böyle vatandaşa şirin gözükeceğiz diye vatandaşın anlık gazını alacağız diye böyle şeylere tevessül edemeyiz. Çünkü burada bir sorumluluk var, altyapıyı düzgün halledelim” şeklinde konuşmuş.
“ŞEHRİ KUZEYLİ-GÜNEYLİ YAYALIM”
Malatya’nın eski karmaşıklıktan kurtulacağı projelerin olduğunu belirten Babacan,
“Hem bir yandan tarımsal sulamaya bir katkı olacak, yani o sulama sorunlarını da ortadan kaldırmış olacağız. Aynı zamanda yer altına yapacağımız otoparklar için de bize muhteşem bir zemin hazırlanmış olacak. Çünkü yer altına otopark yapacağız, Akpınar'ın sıkışmış, keşmekeşliğini o giderecek. 5 Şubat itibariyle Malatya'da çarşıyla alakalı bütün ortak kanaat neydi; trafiğimiz vardı, araç giremiyordu, insan çıkamıyordu. Böyle kocaman bir Malatya'ya bu kadar sıkışmış bir çarşı merkezi yakışır mı diyorduk. Bu şehri modernize nasıl edeceğiz diyorduk. Ama şu an böyle bir zeminimiz var. O zaman biz de istiyoruz ki bu şehri kuzeyli-güneyli yayalım. Çevre yolunun kuzeyini kalkındırmamız, genişletmemiz, büyütmemiz lazım. Şehir eğer sadece batıya kayıyorsa, şehrin doğu tarafına da düşünmemiz lazım. Bu şehre önümüzdeki dönemlerde bir metro kazandıracak şekilde altyapıyı şimdiden hazırlayalım. Bu şehre metro gerekecek. Çünkü: bu şehir büyüyecekse o zaman bize metro gerekecek. O zaman yeniden metro için, metro altyapısı için bir uğraşa gerek olmadan bunu da halledelim” demiş.
Ben de hayırlara vesile olsun metromuz hayırlı olsun diyor yazıma son veriyorum. Metrodan vaz geçme, metrosuz kalma…Haydin sizi göreyim…
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.