2010 senesiydi. AK Parti’nin Mersin patronu Kürşat Tüzmen’di. Doğal olarak seçim bölgesine kendi şehrinin havalimanını kullanarak gelip gitmek istiyordu. Başbakan Erdoğan’ı “Mersin’e uluslararası bir havalimanı yapalım, Adana’ya yakın olsun, iki şehir kullansın” diye ikna etti. Aynı yıllarda AK Parti’nin Adana patronu Dengir Mir Mehmet Fırat’tı. Adanalı iş insanları Dengir Mir Mehmet Fırat’ı bir toplantılarına konuk etti. “Burnumuzun dibine bir havalimanı düşünülüyor. Burası açılırsa bizim 70 yıllık havalimanı kapanır” dediler. Dengir Mir Mehmet Fırat, “Bu tartışma midemi bulandırıyor. Nereye yapılırsa gider oradan uçarız” dedi. Fırat’ı protesto eden tek iş insanı olmadı, herkes yediği fırçadan mutluydu, toplantıyı terk eden olmadı. Bu esnada birileri Çukurova Havalimanı’nın nereye yapılacağı, hangi arazilerin kamulaştırılacağı gibi konular üzerinde çalışıyordu. Aynı yılın 27 Mart sabahı Resmi Gazete’yi bir açtık. Bakanlar Kurulu’nun ‘Çukurova Havalimanı Projesi’nin gerçekleştirilmesi için acele kamulaştırma kararı’ yayımlanmıştı. O zaman şöyle yazdım: “Elbette Mersin’in bir havalimanı olmalı. Mersinli de tıpkı Samsunlu gibi kendi şehrinden uçabilme konforuna sahip olmalı. Ancak 70 yıllık Adana Şakirpaşa Havalimanı genişletilerek ve modernize edilerek Osmaniye’den İskenderun’a, Niğde’den Kadirli’ye hizmet veren bir uluslararası havalimanına dönüştürülmeli. Mersin’in batısında Erdemli-Silifke civarında bir havalimanı yapılmalı. Bir liman şehri olan Mersin’de yaşayanlar tıpkı İstanbul’da ‘Atatürk’ ya da ‘Sabiha Gökçen’de olduğu gibi alternatifli olarak dilediklerinde Adana’yı, istediklerinde Erdemli-Silifke’yi kullanmalı. Mersin’in batısına yapılacak bu havalimanı bu güzel komşu şehrimizin turizm gelirlerini de artırır. Ayrıca Mersinlilerin Şakirpaşa’ya ulaşımı kolaylaştırılmalı. Mersinli havalimanımıza gelirken trafik ışıklarımızda dakikalarca beklemek zorunda değil. Yanı sıra bu yönde karar alınırsa Şakirpaşa tıpkı yapılmak istenen uluslararası havalimanı standartlarına getirilmiş, Mersinli de kendi havalimanına kavuşmuş olur. Üstelik harcanacak kaynağın dörtte biri yeter.” O zaman bu yazdıklarıma şöyle yanıt verdiler: “Çok haklısın. Ama karar verildi. Bu öneriyi Başbakanımıza kimse götüremez.” Beni takip edenler yıllardır bunu yazdığımı bilir. Bakanlar Kurulu’nun yer tahsisi kararıyla süreç başladı. ÇED sürecinde sorun çıktı. Zira havalimanı yapılacak arazi verimli tarım arazisiydi. İtirazlar cılız kaldı, ÇED olumluya döndü. Sonrasında yap-işlet modeliyle işi alanlar projeyi yarım bıraktı. Birkaç kez temel atma törenleri düzenlendi, defalarca açılış tarihi verildi, açılamadı. Dolayısıyla en fazla 4 yılda bitmesi gereken havalimanı 14 yılda tamamlanabildi. Netice olarak Adanalı, Şakirpaşa’yı 10 yıl uzatmalı olarak kullanma imkânı buldu. İşletici şirket dâhil herkes, Çukurova Havalimanı açıldığında uçuşların ağırlıklı olarak oraya yönlendirileceğini biliyordu. Çukurova Havalimanı yer projesi yanlış mıydı? Evet. Adana’ya haksızlık yapıldı mı? Evet. Adanalının yanı sıra çevre şehirlerden de milyonlarca kullanıcının konforu bozuldu mu? Evet. Bu saatten itibaren uçuşları Çukurova Havalimanı yerine Şakirpaşa’ya yönlendirmek mümkün mü? Hayır. Bugünden itibaren havayolu şirketleri hem Çukurova’ya hem yanı başındaki Şakirpaşa’ya sefer koyar mı? Hayır. Bu saatten sonra Şakirpaşa Havalimanı önüne gidip protesto-gösteri yapmak bir yarar getirir mi? Hayır. O zaman Adana zevk almaya, yararlanmaya bakacak. Geç kalındı ama yerel yöneticilerimizin ne yapması gerektiği konusunda da fikrimi söyleyeyim. Adana ve daha doğudaki şehirdeki yolcuların Çukurova Havalimanı’na nasıl daha hızlı ve konforlu ulaşımı sağlanabilir, buna çalışılmalı. Adana’dan, Osmaniye’den hızlı trene binen bir yolcu, dakikalar içerisinde Çukurova Havalimanı kontuarı önüne kadar nasıl taşınır, mevcut Adana-Mersin Hızlı Tren Projesi nasıl daha kısa sürede tamamlanır, buna uğraşılmalı. OSB’lerimiz, serbest bölgemiz, tarımsal üretimin yoğun gerçekleştirildiği alanlarımız uluslararası taşımacılığın da yapılacağı Çukurova Havalimanı’na nasıl entegre edilebilir, buna kafa yormalı. Evet, tekerlek piste değdiğinden 15 dakika sonra evimizde, iş yerimizde olabildiğimiz güzelim Şakirpaşa’mızı kaybettik. Çukurova Havalimanı’nı kullanmak zorunda kalacağımız için fazladan vaktimiz ve naktimiz gidecek. Ama feryad figana gerek yok. Adanalı olarak gönlümüz kırılmış da olsa Çukurova Havalimanı’nı kentimizin gelişimi için değerlendirelim. Örneğin: “Madem ‘uluslararası’ dediniz, dünyanın dört bir yanından Türkiye’ye uçuşların bazılarını vakit kaybetmeden Çukurova Havalimanı’na yönlendirin” diye hükümete baskı kuralım. Avrupa’dan, Ortadoğu’dan, Türki Cumhuriyetlerinden, Afrika’dan direkt uçuş talep edelim. Kapadokya, Antakya için gelecek turistler Adana’yı da güzergâhlarına eklesin. Ortadoğu’dan saç ektirecek, diş yaptıracak, kalp ameliyatı olacaklar direkt uçuşlarla geldikleri Çukurova’da Adana’nın kliniklerini de doldursun. Direkt uçuşlar, Karataş’ta denize nazır narenciye bahçeleri olan kamplar kurmamıza vesile olsun, yaşlı turizminin gelirlerinden yararlanalım. Sanayicimiz, dünyanın dört bir yanındaki müşterilerini direkt uçuşlarla işletmesinde ağırlayabilsin. Bu arada küçük bir not: Bu şehrin milletvekilleri, yerel yöneticileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, gazetecileri, sevenleri… 87 yıllık Şakirpaşa Havalimanı’nın pistlerine değil kazma vurulmasına, çizik atılmasına müsaade etmeyin. Gün ola harman ola.