İki gün sonra benim yaş günüm. Hep sordum kendime neden yaş günü kutlanır? Yaş günü kutlamaları, bir kişinin doğumunun ve hayatının bir yıl daha ilerlemesini anmak için kişinin yaşamını, varoluşunu ve hayatında bir yıl daha geçirmiş olmasını kutlama fırsatıdır. Aynı zamanda sevdiklerine, aileye ve arkadaşlara teşekkür etmek için bir vesile olarak görülür. Yaş günü kutlamaları, aile ve arkadaşların bir araya gelerek bağlarını güçlendirdiği sosyal etkinliklerdir. Kişinin çevresi tarafından değer verildiğini hissetmesine yardımcı olur. Genel yaş günü tariflerinden sonra Ben, yaş günü kutlamalarını iki katagoride sınıflandırıyorum. Birincisi, bir sene daha bu yaşam dünyasında ömür almanın sevinci. İkincisi ise, her saniye bir lira saysak yetmiş senelik ömrümüzde üç milyar lira biriktiremeyeceğimiz bu dünyada, üç milyara yaklaşmamızın yani bu tadına doyamadığımız dünyamıza veda etme zamanına yaklaşmamızın kutlaması olmalı diye düşünüyorum. İkincisini düşündüğümde, herhalde bizim aklımızda bir eksiklik var demekden kendimi alamıyorum. Kısaca ölüme bir adım yaklaşıyorsun ve ne hikmetse yaş günü kutluyorsun. Bence yaş günü kutlanacaksa kendi kendine sormalısın. Ben bir yaş daha aldığım bu son senemde kime faydam oldu? Kimi sevindirdim? Kimin gönlünü aldım? Üstelik inancın varsa, kitabında altı yüze yakın yerde yoksula, yolda kalmışa, garibana, borçluya, ihtiyaç sahibine, yetime, muhtaca,  elden ayakdan düşmüşe, ailene yardım edin denmesine karşı.... Bunlardan birini yerine getirmemişsen YAŞ GÜNÜ KUTLASAN NE OLUR KUTLAMASAN. BİR CANLIYA BİR YARARIN OLMAMIŞSA,YAŞAYAN BİR OTSUN. OTUN BİLE YARARI VAR HAYVANLARA BESİN KAYNAĞI. Yaş günleri,  bence yaşam sevincini kutlama ve ölümü hatırlama günleri olmalıdır  Yaşım yetmişi aştı. Yetmiş beşe yaklaşıyor. İnsan yaşı ilerledikçe her gün birlikte olduğu, hayatının bir bölümünü paylaştığı, eş, dost, arkadaş, akraba ve yakınlarının bu dünyadan göçtüğüne gördükçe vay be bu dünya sen neymişsin demekden kendini alamıyor. İnanın ben ölürüm ona bir şey olmaz dediklerimin gün geçtikçe rahmetli olduklarını, işin enteresanı varlığıyla milyarlarca Fuat'ı satın alacak olanların ölmeyecek gibi sarıldığı bu dünyadan göçtüklerini gördükçe. İnsan bilmediğinden korkar, endişe duyar. Bunlardan biri ölümdür. Ölüm, bir organizmanın hayati işlevlerinin geri döndürülemez bir şekilde sona ermesidir. Biyolojik olarak ölüm, organizmanın yaşamını sürdürmesi için gerekli olan temel sistemlerin  beyin, kalp ve solunum gibi işlevlerini durdurması anlamına gelir. Ölüm, yaşamın doğal bir parçasıdır ve biyolojik süreçlerin bir sonucu olarak her canlı organizma için kaçınılmazdır. Yaratanımızın dediği gibi " Her can ölümü tadacaktır." Yaşam ise, bir organizmanın doğup büyüme, gelişme, çoğalma ve çevresiyle etkileşim halinde olma sürecidir. Biyolojik açıdan yaşam, hücreler gibi temel birimlere sahip canlıların, enerji kullanarak ve bilgi aktararak hayatta kalmaları ve soylarını devam ettirmeleri anlamına gelir.  Bayram tadında yaş günleri kutlamalarımızda, aklımıza getirmek istemediğimiz ölümü hatırlayarak gerçek yaşamın ne olduğunu anlamamıza yararı olur diye düşünüyorum.