Mehmet Fuat Ergun
Köşe Yazarı
Mehmet Fuat Ergun
 

Tek olan gerçeğin,çok olan yanlışa tercihi tüm insanlığın birleşmesidir

  “Dünya’nın etrafını saran galaksilerin, evrenin sadece yüzde beşini oluşturduğunu bilmek gerçekten de çok ilginç. Geri kalan ise karanlık madde ve karanlık enerjiden oluşuyor. Peki evrenin çoğunu meydana getiren karanlık madde ve enerji nedir?” Konulu video’yu bu sabah seyredince.İnanın kendimden utandım.Millet nelerle biz nelerle uğraşıyoruz? Neden,neden okumuyor,araştırmıyoruz? Bundan esinlenerek,1985’li yılarda kitaplarını okuduğum,Sayın Hans Ayberg’in eserlerinden notlarıma aldığım bazı sözlerini bu yazımda sizlerle paylaşmak istedim.   Ayıp olan bilmek değil öğrenmemektir. Allah bir kulunu rezil etmek isterse onu bilimden yoksun kılar. İnsanın biçimsel objesi Afak,psikolojik subjesi Enfus.Afak’la Enfus yani Biçimsel ile Psikolojik birleşince HAYAT başlıyor.Enfus gittiği an ÖLÜM’le karşılaşırız. Afak yani biçimsel objemiz üç boyutlu.En boy yükseklik.Enfus yani psikolojik boyutumuz sekiz boyutludur.Bilimsel on bir boyut tespit edilmiş olup,bunun dört boyutu dışa açılır.Diğer yedi boyut saklıdır. Çocuklarımızı biz yaratamayız.Ana,baba aracıdırlar. Cansızlar fizik yasalarıyla,hayvan ve bitkiler iç güdüleriyle,insanlar aklıyla yönlendirilir. Doğum öncesi bilgi dağarcığımızda,başta okuma güdüsü olmak üzere pek çok manevi,moral ve soyut kavramları peşinen öğrenmiş olarak doğarız.. Nefes almayı,emzirilmeyi kimse bize tarif etmediği gibi,karakterimizi,zekamızı hiç kimse bir bebek mağazasından bizlere armağan etmedi. Bazı kimselerin okudukları boğazlarından aşağı inmez. İlmin evi kalp,kalbin ev sahibi de doğrudan Yaratan’dır. Mümin olmadıkça cennete giremezsiniz.Birbirinizi sevmedikçe mümin olamazsınız. Aklın gıdası okumak,yuvası ise beyindir. Duyguların gıdası sevmek,yuvası ise kalp,yürek ve vicdandır. Aklın zemini mantıktır.Tavanı da zeka. Duyguların zemini aşk,tavanı ise insancılıktır. Aklın soyut işlevi bilim,duyguların soyut işlevi ise erdemdir. Aklın soyut işlevi teknoloji,duygunun ise sanat eseridir. Aklın aklanması okumakla,duygunun ise gözyaşı ile olur. Allah evrenin niceliğini bilim üzerine,niteliğini ise duygu üzerine kurmuştur. Allah,ruhumuzun mayasına sevgiyi katmıştır.Bunun içindir sevilir,sevişir,seviniriz.Bunları yaptığımız sürece Allah’ımızı da sevindirmiş,razı ederek hoşnut etmiş oluruz. Bilim paylaşmaktır.Bilim birleştirir.Bilim parçaları sentez eder.Cehalet ise ayrıştırır.Böler. Bilgi zeki insanı etkiler.Cahil ise cahilden etkilenir. Gerçek tektir.Yanlış ise on binlercedir.Tek gerçeğin çevresinde tüm dünya insanlığı birleşebilir.Sayısız yanlışın ardından ise birleşme değil ayrıcılık baş gösterir. Cehalet ise tek bir dini,ihtilaflara,tefrikalara ve mezheplere bölerek saltanatını sürmüştür.Kısaca hiçbir şeyin ortasını bir türlü bulamıyoruz.Biri ya çok iyi,ya da çok kötüdür. Batılı çocuklarını dövmez.Ama tersine dayak cennetten çıkmadır diyerek dövdüğümüz çocuklarımız,ileride üniforma giydiklerinde yedikleri dayakların hıcını bizlerden alırlar. Müslüman denince akla,sadece belirli semtlerde kapalı mahallelerde yaşayan,dini moda olan,ucubeliği benimsemiş,zevksiz,ticani görünüşlü,her şeyi ile biçimci,ibadetleri abartılı,taşra uzantısı,cahil insanlar akla gelir. Arapça’da Kuran okumak olan İKRA (oku) aynı kökden karaa (okumak mastar kıraat) dan;kitap ise ketebe yani yazmak’dan geliyor.Kısaca KURAN’ımızın anlamı OKUMAKTIR. Bir saat ilim yetmiş sene ibadetten hayırlıdır boşuna denmemiştir.
Ekleme Tarihi: 03 Temmuz 2018 - Salı
Mehmet Fuat Ergun

Tek olan gerçeğin,çok olan yanlışa tercihi tüm insanlığın birleşmesidir

 

“Dünya’nın etrafını saran galaksilerin, evrenin sadece yüzde beşini oluşturduğunu bilmek gerçekten de çok ilginç.

Geri kalan ise karanlık madde ve karanlık enerjiden oluşuyor. Peki evrenin çoğunu meydana getiren karanlık madde ve enerji nedir?”

Konulu video’yu bu sabah seyredince.İnanın kendimden utandım.Millet nelerle biz nelerle uğraşıyoruz?

Neden,neden okumuyor,araştırmıyoruz?

Bundan esinlenerek,1985’li yılarda kitaplarını okuduğum,Sayın Hans Ayberg’in eserlerinden notlarıma aldığım bazı sözlerini bu yazımda sizlerle paylaşmak istedim.

 

Ayıp olan bilmek değil öğrenmemektir.

Allah bir kulunu rezil etmek isterse onu bilimden yoksun kılar.

İnsanın biçimsel objesi Afak,psikolojik subjesi Enfus.Afak’la Enfus yani Biçimsel ile Psikolojik birleşince HAYAT başlıyor.Enfus gittiği an ÖLÜM’le karşılaşırız.

Afak yani biçimsel objemiz üç boyutlu.En boy yükseklik.Enfus yani psikolojik boyutumuz sekiz boyutludur.Bilimsel on bir boyut tespit edilmiş olup,bunun dört boyutu dışa açılır.Diğer yedi boyut saklıdır.

Çocuklarımızı biz yaratamayız.Ana,baba aracıdırlar.

Cansızlar fizik yasalarıyla,hayvan ve bitkiler iç güdüleriyle,insanlar aklıyla yönlendirilir.

Doğum öncesi bilgi dağarcığımızda,başta okuma güdüsü olmak üzere pek çok manevi,moral ve soyut kavramları peşinen öğrenmiş olarak doğarız..

Nefes almayı,emzirilmeyi kimse bize tarif etmediği gibi,karakterimizi,zekamızı hiç kimse bir bebek mağazasından bizlere armağan etmedi.

Bazı kimselerin okudukları boğazlarından aşağı inmez.

İlmin evi kalp,kalbin ev sahibi de doğrudan Yaratan’dır.

Mümin olmadıkça cennete giremezsiniz.Birbirinizi sevmedikçe mümin olamazsınız.

Aklın gıdası okumak,yuvası ise beyindir.

Duyguların gıdası sevmek,yuvası ise kalp,yürek ve vicdandır.

Aklın zemini mantıktır.Tavanı da zeka.

Duyguların zemini aşk,tavanı ise insancılıktır.

Aklın soyut işlevi bilim,duyguların soyut işlevi ise erdemdir.

Aklın soyut işlevi teknoloji,duygunun ise sanat eseridir.

Aklın aklanması okumakla,duygunun ise gözyaşı ile olur.

Allah evrenin niceliğini bilim üzerine,niteliğini ise duygu üzerine kurmuştur.

Allah,ruhumuzun mayasına sevgiyi katmıştır.Bunun içindir sevilir,sevişir,seviniriz.Bunları yaptığımız sürece Allah’ımızı da sevindirmiş,razı ederek hoşnut etmiş oluruz.

Bilim paylaşmaktır.Bilim birleştirir.Bilim parçaları sentez eder.Cehalet ise ayrıştırır.Böler.

Bilgi zeki insanı etkiler.Cahil ise cahilden etkilenir.

Gerçek tektir.Yanlış ise on binlercedir.Tek gerçeğin çevresinde tüm dünya insanlığı birleşebilir.Sayısız yanlışın ardından ise birleşme değil ayrıcılık baş gösterir.

Cehalet ise tek bir dini,ihtilaflara,tefrikalara ve mezheplere bölerek saltanatını sürmüştür.Kısaca hiçbir şeyin ortasını bir türlü bulamıyoruz.Biri ya çok iyi,ya da çok kötüdür.

Batılı çocuklarını dövmez.Ama tersine dayak cennetten çıkmadır diyerek dövdüğümüz çocuklarımız,ileride üniforma giydiklerinde yedikleri dayakların hıcını bizlerden alırlar.

Müslüman denince akla,sadece belirli semtlerde kapalı mahallelerde yaşayan,dini moda olan,ucubeliği benimsemiş,zevksiz,ticani görünüşlü,her şeyi ile biçimci,ibadetleri abartılı,taşra uzantısı,cahil insanlar akla gelir.

Arapça’da Kuran okumak olan İKRA (oku) aynı kökden karaa (okumak mastar kıraat) dan;kitap ise ketebe yani yazmak’dan geliyor.Kısaca KURAN’ımızın anlamı OKUMAKTIR.

Bir saat ilim yetmiş sene ibadetten hayırlıdır boşuna denmemiştir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.