Yaş ilerliyor. İerledikçe sevdiklerin, tanıdıkların, bildiklerin, dostların, arkadaşların gözlerinin önünde bir, bir toprağa karışıp yok olup gidiyor. Yok olmuyorlar, boyut değiştiriyorlar. Anne karnında bilinmeyen bir yerden geldiğimiz gibi, yine bilinmeyen bir yere doğru gidiyoruz. Toprak deyince aklıma Yaratanın ben sizi toprakdan, balçıkdan, çamurdan yarattım sözleri geliyor aklıma. Toprakdan geldik toprağa gidiyoruz. Bir insan vücudunda altın dahil toprakda bulunan madenlerin hepsi var. Bir kan testinde demire, çinkoya, magnezyuma bakılmıyormu? Sırıl, şırıl damarlarında akan kanın içindeki demirin, milyarlarca sene önce bir süpernova yıldızının patlamasıyla dünyamızla buluştuğunu biliyouz. Güneşimiz, beş milyar yaşında. Dünyamızında bir o kadar güneşimiz kadar yaşlı. Sakın söylediklerimin bilimselliğinden şüphe etmeyin. Kainatın alfabesi ilmin temeli matamatik formüllerin sonucu bilimin tespitleridir bunlar. Daha yakın zamana kadar güneşdeki bitmez tükenmez enerjinin ne olduğu bilinmiyordu. Kuran'ın ilk emri oku. Peki o dönem hangi kitap var da okuyacağız. Evet okuyacağız kainatı. insanı okuyacağız. Okuyacağız ki ilahi bir gücün varlığından haberimiz olsun. Işık hızı saniyede 300 000 km. Kâinatta hızı en yüksek olandır. Şimdi güneşimize bıraktığımız yerden devam edelim. Güneş, enerji üretimini nükleer füzyon yoluyla gerçekleştirir. Füzyon, Güneş'in çekirdeğinde hidrojen atomlarının yüksek sıcaklık ve basınç altında birleşerek helyuma dönüşmesi sürecidir. Bu süreç sırasında büyük miktarda enerji açığa çıkar. İşte Güneş'in temel özellikleri: Güneş Dünyamızın 109 katıdır. Güneşimizin yüzey sıcaklığı 5500° C, çekirdeğindeki sıcaklık ise 15 milyon °C'yi bulur. Güneş, enerjisini füzyon süreciyle sağlar. Füzyon ise, Güneş'in çekirdeğindeki hidrojen atomlarının birleşerek helyum atomlarına dönüşmesi demektir Füzyon sonucu büyük miktarda enerji, elektromanyetik radyasyon ve ısı olarak açığa çıkar. Bu enerji, Güneş'in ışınım yapmasını sağlar ve Dünya'daki hayatı destekler. Güneş, her saniye enerji üretmek için yaklaşık 4 milyon ton kütlesinden kaybeder. Bu kayıp, nükleer füzyon sırasında hidrojen atomlarının helyuma dönüşmesiyle açığa çıkan enerji nedeniyle oluşur. Füzyon sonucunda ortaya çıkan enerji, Güneş'in parlaklığını ve ısısını sağlar. Bu süreçte E=mc² (Einstein'ın enerji-kütle denklemi) kullanılarak, kaybedilen kütle enerjiye dönüştürülür. Güneş, yaklaşık 10 milyar yıl daha bu şekilde enerji üretmeye devam edebilir. Füzyon, evrende yıldızların enerji üretiminde ana süreçtir ve Güneş'in 10 milyar yıl boyunca bu şekilde enerji üretmeye devam etmesi beklenir. Güneş'in toplam ömrünün yarısına yakın bir kısmını tamamladığı düşünülmektedir. Güneşimizin ışığı bize sekiz dakikada gelir. Güneşimiz şu an yok olsa, biz onu sekiz dakika daha görürüz. Yukarıda belirttiğim gibi, Güneşin bitmek bilmeyen enerjisinin temelinde hidrojen yatar. Hidrojen kainatta bulunan yüz küsur elementten ilkidir. İkincisi Helyum. Hidrojende bir, helyumda iki elektron var da ondan. Ağır metallerde ise, demir gibi eloktron sayıları artar. Güneşimizde saatte milyonlarca ton hidrojen reaksiyona girerek, yine milyonlarca ton helyuma dönüşür. Bu dönüşümde, yine milyarlarca ton enerji açığa çıkar. Japonya'ya atılan hidrojen bombasının gücünü düşünün. Dünyamız ise güneşin yaydığı ısı, ışığın milyarlarda birini alır. İşte bu ışık ve ısı, dünyamızda biz insanoğlunun kısa ömründe yaşamının kaynağıdır. Ölüm dedik nerelere geldik. Yine bilimsel hesaplarla güneşimiz ve onunla yaşamını sürdüren dünyamızın, hatta kainatımızın bir ömrü var. Bir hırsla sarıldığımız bu dünya telaşımızın sonunda biz insanında bir ömrü, bir sonu var. Buna göre kendimize gelelim. Boşuna denmemiş türkülerimizin birinde "Dünya kadar malın olsa ne fayda." Bizlere ne faydası var dünya kadar malın, mülkün servetin? Rüya gibi gelip geçen bu dünyada? Bir ihtiyaç sahibinin, minnacık da olsa gücümüzün yettiği kadar gönlünü almak ibadetlerin en yücesidir. İnsan, bir okyanus. Suyunu boşalt boşalt bitmez. Bu okyanusun elektromotoru kalpdir. Kalp ameliyatlarında vücut dışına alınan kalbin, hiç bir yerle bağlantısı olmadan nasıl çalıştığını internetten görmenizi isterim. Bağımsız bir et parçası bu kalp enerjisini nereden alıyor? Sıkıntımızın, sevincimizin merkezidir kalp. İnanın, hemen şimdi deneyebilirsiniz. Bir gönül aldığınızda kalbinizdeki ferahlığı. Gönülleri alarak, kalbinizin ferah olması dileklerimle.