Kolay kolay ölüm konusu işlenmez.Hele bir insanın inancı yoksa.
Ölüm yaşamın vaz geçilmez bir parçası.
Nasıl bir anne ve babadan dünyaya gelme olasılığınız milyar kere milyarda bir ise,ölümle buluşmamız eksi milyar kere milyar saniyede,belki şimdi olma ihtimali çok yüksek.
Hep beraber gördük CORONADA
mikroskopla zor görülen bir virüs dünyayı dize getirmedimi?
Ne doktor ne profosör,ne zengin ne fakir,ne yaşlı ne genç
ne bakan ne milletvekili dinlemedimi?
Ben bu dünyanın haşa ilahıyım diyenleri, ülkeleleri savurup savurmadı mı?
Demek ki ölüm kimseyi dinlemeyen hayatımızın bir parçası.
Yaratan hayat reçetemiz kitabında ellinin üzerinde aklını kullan der.
Haydi bizde aklımızı kullanmaya çalışalım.
Dünyamızda bugüne kadar gelmiş geçmiş insan sayısı
160 milyar tespit edilmiş durumda.
Şu an dünyamızda yaşayan insan sayısı 7 ila 8 milyar.
Bu sayı bile bu dünyamızı yaşamaz hale getirirken ölüm olmadan mevcudun 20 ila 25 katı insanı bu dünya nasıl sığacaktı?
İnanın birbirimizi yiyecektik.
Ölümün varlığına şükretmezmi insan.
Tabi yakınlarını sevdiklerini bir daha görememek insan için büyük acı.
İnanan için ölüm yeni bir manevi hayatın başlangıcı olduğu için ne de olsa ölüm acısını azaltıyor
Ya inanmayan için..
Bundan dolayı ölen yakınını madde eşya yerine koyup kaybettik diyor.
Ondan ışıklar içinde yatsın diyor.
Ondan toprağı bol olsun diyor.
Zaten mezarı üzerindeki toprağı bol,bir daha neden bol toprak diyorsun.
Bu tip insanlarda nasıl olsa tekrar dirilme yok.
Ne yaparsam yapayım, nasıl bu dünyadan zevk alırsam alayım diye yaşamını sürdürüyor.
İnanın bu tip insanlar ne kadar zevki sefa içinde yaşasalarda,ölümlerinde vücutlarının bir daha dirilmeksizin topraga karışacağını,o topraktan otlar yeşerecegini,o otları bir hayvanın yiyeceğini ve o hayvanın dışkısı olacağını aklına getirdikçe yaşasa ne olur yasamasa...
Bilimsel matematik hesaplarla kainatımız tamı tamına
13.8 milyar yaşında.
Yani sen,ben bebek,yaşlı hepimiz 14 milyar yaşındayız .
Şaşırdınız değilmi.
Çünkü büyük patlamadan saniyeler sonra oluşan atom altı parçacıklar ve atomlar şu an bizim vücudumuzda.
Okumak bizlere bir angarya olduğundan yazımı kısa kesiyorum.
Bundan sonraki yazım.
İzafiyet teorisi gereği saniyede 300 000 km bir senede
9.5 tirilyon km yol alan ışık hızına esas kainatımız yok olana kadar geçmişde ölenlerimizin yaşadıklarını anlatmaya çalışacağım.
25.08.2020/Romanya
SEN VE BEN 13.8 MİLYAR YAŞINDAYIZ
Kolay kolay ölüm konusu işlenmez.Hele bir insanın inancı yoksa.
Ölüm yaşamın vaz geçilmez bir parçası.
Nasıl bir anne ve babadan dünyaya gelme olasılığınız milyar kere milyarda bir ise,ölümle buluşmamız eksi milyar kere milyar saniyede,belki şimdi olma ihtimali çok yüksek.
Hep beraber gördük CORONADA
mikroskopla zor görülen bir virüs dünyayı dize getirmedimi?
Ne doktor ne profosör,ne zengin ne fakir,ne yaşlı ne genç
ne bakan ne milletvekili dinlemedimi?
Ben bu dünyanın haşa ilahıyım diyenleri, ülkeleleri savurup savurmadı mı?
Demek ki ölüm kimseyi dinlemeyen hayatımızın bir parçası.
Yaratan hayat reçetemiz kitabında ellinin üzerinde aklını kullan der.
Haydi bizde aklımızı kullanmaya çalışalım.
Dünyamızda bugüne kadar gelmiş geçmiş insan sayısı
160 milyar tespit edilmiş durumda.
Şu an dünyamızda yaşayan insan sayısı 7 ila 8 milyar.
Bu sayı bile bu dünyamızı yaşamaz hale getirirken ölüm olmadan mevcudun 20 ila 25 katı insanı bu dünya nasıl sığacaktı?
İnanın birbirimizi yiyecektik.
Ölümün varlığına şükretmezmi insan.
Tabi yakınlarını sevdiklerini bir daha görememek insan için büyük acı.
İnanan için ölüm yeni bir manevi hayatın başlangıcı olduğu için ne de olsa ölüm acısını azaltıyor
Ya inanmayan için..
Bundan dolayı ölen yakınını madde eşya yerine koyup kaybettik diyor.
Ondan ışıklar içinde yatsın diyor.
Ondan toprağı bol olsun diyor.
Zaten mezarı üzerindeki toprağı bol,bir daha neden bol toprak diyorsun.
Bu tip insanlarda nasıl olsa tekrar dirilme yok.
Ne yaparsam yapayım, nasıl bu dünyadan zevk alırsam alayım diye yaşamını sürdürüyor.
İnanın bu tip insanlar ne kadar zevki sefa içinde yaşasalarda,ölümlerinde vücutlarının bir daha dirilmeksizin topraga karışacağını,o topraktan otlar yeşerecegini,o otları bir hayvanın yiyeceğini ve o hayvanın dışkısı olacağını aklına getirdikçe yaşasa ne olur yasamasa...
Bilimsel matematik hesaplarla kainatımız tamı tamına
13.8 milyar yaşında.
Yani sen,ben bebek,yaşlı hepimiz 14 milyar yaşındayız .
Şaşırdınız değilmi.
Çünkü büyük patlamadan saniyeler sonra oluşan atom altı parçacıklar ve atomlar şu an bizim vücudumuzda.
Okumak bizlere bir angarya olduğundan yazımı kısa kesiyorum.
Bundan sonraki yazım.
İzafiyet teorisi gereği saniyede 300 000 km bir senede
9.5 tirilyon km yol alan ışık hızına esas kainatımız yok olana kadar geçmişde ölenlerimizin yaşadıklarını anlatmaya çalışacağım.
25.08.2020/Romanya
Ekleme
Tarihi: 25 Ağustos 2020 - Salı
SEN VE BEN 13.8 MİLYAR YAŞINDAYIZ
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.