Bugüne kadar köşemde yazdıklarım dikkatle takip edildiğinde,insan,yaşam ve hayat konularına özellikle değindiğim görülür.Her saniye bu dünya içerisinde bu kavramlarla ömrümüzü tamamlamaya çalıştığımızdan.
Çevremize baktığımızda canlıları dört farklı sistem içerisinde sınıflandırılır.
İnsanlar
Hayvanlar
Bitkiler
Mikroplar
Bunlardan kendisi hakkında az şey bildiğimiz mikropları biraz tanıtmaya çalışacağım.
Tek hücreyi temsil eden MİKROPLAR,canlı molekül yapamadıklarından DNA’larının ana üç maddesini canlı artıklarından alırlar.Dikkatiniz çekerim CANLI ARTIKLARINDAN.
Bazı mikroplar DNA yapımında beceriksizdirler bu yüzden hazır DNA almak zorundadırlar.Bundan dolayı canlı ile beslenen şer mikroplar ortaya çıkar.İşte bu tip mikroplar canlılarda hastalık yaparlar.HER MİKROP HASTALIK YAPMAZ.
Canlının kanında ve özel doku hücrelerinde (beyin,karaciğer vs) bulunan DNA ile beslenen katil mikroplar Kuduz,AIDS gibi ölümcül hastalık nedenleridir.
Bitkilerin yaşaması için azot’a ihtiyaç vardır.Mikropların hayvan artıklarından açığa çıkardıkları azot ile hava azotunu işleyerek çıkardıkları azot olmadığı taktirde bitki yaşamı sona erer.MİKROPLAR BİTKİLERE YAŞAM VERİR.
Top yekün mikroplara karşı bir imha savaşı başlatsak yok olur gideriz.MİKROPLAR ÖLÜNCE HAYAT KESİNLİKLE DURUR.
Bir besin ne kadar kıymetliyse o kadar çabuk bozulur.Mikroplar kıymetli besini iyi bilirler hemen onu tanıyarak o ortamda aşırı ürerler.
Özellikle mantar türü mikroplar toprağa düşen hasta bir insanın bedeninde bulunan hastalık mikroplarını aniden yok ederler.
Zaten ANTİBİYOTİK hastalık yapan mikroplara karşı bir anlamda mikrop kullanmak demektir.
“Streeptomycin” ilacının keşfi bu yolla olmuştur.
Milyonları aşan mikrop türünden bin kadarı insan ve canlılara musallat olur.En korkunçları olan yüz elli tanesi insan DNA’sından beslenirler.
Diğer geriye kalan milyonlarcası biz canlıların hayatına hayat katarlar.
Mikrop diye küçümsediğimiz gözle görülemeyen bu varlıkların yaratılışında bile anlayana ne hikmetler var.