Mehmet Fuat Ergun
Köşe Yazarı
Mehmet Fuat Ergun
 

KAİNATIN SONSUZLUĞUNDA, DÜNYA BİZE BİR HAPİSHANE.

Kainatımızın sonsuz büyüklüğü yanında dünyamız insanoğlunun yalnızlığının bir hapishanesidir. Mars'dan dünyamız bir toplu iğne başı kadar gözükür. Güneşimize en yakın yıldız Alfa Centura 2.5 ışık yılı uzaklıkda. Işık saniyede 300 km. yol alır. Bir ışık yılının 9.5 tirilyon km. olduğunu unutmamak lazım. Peki bize en yakın galaksi Andreomeda kaç ışık yılı uzaklıkta. 4.5 milyon ışık yılı. Milyon, dikkatinizi çekerim. Kainatımızda son bilimsel tespitler neticesi şimdilik 400 milyarın üzerinde galaksi olduğu; her bir galakside de yine o kadar yıldız olduğu tespit edilmiştir. Bildiğiniz gibi yıldız ışık ve ısı yayar. Bir de bunların etrafında dönen gezegenlerini düşünün. Güneşimiz bir yıldızdır. Etrafında dünyamız gibi sekiz gezegeni vardır. Düşündüğümüzde, neden bu cennet dünyamızın bize bir hapishane olduğunu anlayabiliyormuyuz? İnanasım gelmiyor. Şu an sonsuzluk alemi kainatımıza baktığımızda madde olarak %4'nü görüyoruz. %22'si Karanlık madde. %74'ü Karanlık enerji. Yani kainatın %96'sından haberimiz yok. Karanlık maddenin yıldız ve galaksileri bir arada tuttuğu; karanlık enerjinin ise hala ne olduğu bilinmiyor. Haydi biraz da kainatımızın sonsuzluğu yanında kendi yuvamıza dünyamıza dönelim. En, boy ,yükseklik üç boyut. Dördüncü boyut ise temelinde enerji olan zaman. Beşinci boyut, bilinç, yani düşünce. Soyut alem. Şu an enerjinin yoğunlaşmasıyla oluşmuş üzerinde yaşadığımız maddi alem somut. Elle tutamadığımız gözle göremediğimiz öte dünya ise soyut alemdir. Dörtüncü boyut bu dünyaya mahsus yaşamımızın süresini belirler. Beşinci boyut bilinç, düşünce, soyut alemle irtibatımızı sağlar. Rüya gibi. Bu dünya artı kütle. Bir ağırlığı var. Öte dünya ise eksi kütle bir ağırlığı yok. Tartılıp ölçülemez. Melekler gibi. SOMUT: Şu an yaşadığımız maddi alemin temeli, atomların yapı taşı kuantlar. Işıkdan hızlı hareket edemezler; ettikleri taktirde kütleleri sonsuz olur. E=mc2 Einestein formülü. SOYUT: Manevi alem, melek alemi. Ruhlar alemi. Cebirde eksinin bulunması ile matematiksel olarak ifade edilmiştir soyut alem. Kare kök içinde eksi bir, kök dışına ancak sonsuz olarak çıkar. Sonsuzluk alemi. Öte dünya. İşte bu soyut alemin yapı taşı takyonlar. Işıkdan milyonlarca, milyarlarca kat hızlı hareket ederler. Dikkat.... Kuran, “Melekler ve ruhlar sizin zamanınıza göre elli bin sene yerine bir günde bana gelirler” demekle takyonlardan bahsetmektedir. Şimdi gelelim bu yazımın başına. Beşinci boyut bilinç, düşünce yani takyon alemi. Ne düşünürseniz anında soyut alemde ışıkdan milyonlarca hatta milyarlarca hızlı hareket eden takyonlar tarafından oluşturulur. Kötü düşünürsen kötü oluşur. Güzel düşünürsen güzel. Eskiler boşuna dememişler, "bela okuma, döner seni bulur." Zaman, ömür yiyen ne olduğu tam ispatlanmamış bir boyut. Geçişimize baktığımızda saniyeler gibi. Yetmişli yaşları devirdim. Sanki dün doğdum. İşte bundan dolayı söylenir. "Malda yalan mülkde yalan haydi biraz sende oyalan." Hakikaten neyin peşindeyiz? Yaş ilerledikçe ölmez dediğim eş, dost, akraba ve arkadaşlarımı birer birer toprağa verdikçe, yaşamın ne kadar boş olduğunu anlıyorum. Bundan diyorum. Bu nedir, şan, şöhret, servet, şehvet hırsı? Biraz kendimize gelelim. Bir ihtiyaç sahibinin gönlünü al. Bak gör o zaman hayatın tadını. Kalbindeki yaşamdan zevk alma pırıltılarını.
Ekleme Tarihi: 22 Temmuz 2024 - Pazartesi
Mehmet Fuat Ergun

KAİNATIN SONSUZLUĞUNDA, DÜNYA BİZE BİR HAPİSHANE.

Kainatımızın sonsuz büyüklüğü yanında dünyamız insanoğlunun yalnızlığının bir hapishanesidir.
Mars'dan dünyamız bir toplu iğne başı kadar gözükür.
Güneşimize en yakın yıldız
Alfa Centura 2.5 ışık yılı uzaklıkda.
Işık saniyede 300 km. yol alır. Bir ışık yılının 9.5 tirilyon km. olduğunu unutmamak lazım.
Peki bize en yakın galaksi Andreomeda kaç ışık yılı uzaklıkta. 4.5 milyon ışık yılı. Milyon, dikkatinizi çekerim.
Kainatımızda son bilimsel tespitler neticesi şimdilik 400 milyarın üzerinde galaksi olduğu; her bir galakside de yine o kadar yıldız olduğu tespit edilmiştir. Bildiğiniz gibi yıldız ışık ve ısı yayar.
Bir de bunların etrafında dönen gezegenlerini düşünün.
Güneşimiz bir yıldızdır. Etrafında dünyamız gibi sekiz gezegeni vardır.
Düşündüğümüzde, neden bu cennet dünyamızın bize bir hapishane olduğunu anlayabiliyormuyuz?
İnanasım gelmiyor. Şu an sonsuzluk alemi kainatımıza baktığımızda madde olarak %4'nü görüyoruz. %22'si Karanlık madde. %74'ü Karanlık enerji.
Yani kainatın %96'sından haberimiz yok. Karanlık maddenin yıldız ve galaksileri bir arada tuttuğu; karanlık enerjinin ise hala ne olduğu bilinmiyor.
Haydi biraz da kainatımızın sonsuzluğu yanında kendi yuvamıza dünyamıza dönelim.
En, boy ,yükseklik üç boyut.
Dördüncü boyut ise temelinde enerji olan zaman.
Beşinci boyut, bilinç, yani düşünce. Soyut alem.
Şu an enerjinin yoğunlaşmasıyla oluşmuş üzerinde yaşadığımız maddi alem somut.
Elle tutamadığımız gözle göremediğimiz öte dünya ise soyut alemdir.
Dörtüncü boyut bu dünyaya mahsus yaşamımızın süresini belirler.
Beşinci boyut bilinç, düşünce, soyut alemle irtibatımızı sağlar. Rüya gibi.
Bu dünya artı kütle. Bir ağırlığı var.
Öte dünya ise eksi kütle bir ağırlığı yok. Tartılıp ölçülemez. Melekler gibi.
SOMUT: Şu an yaşadığımız maddi alemin temeli, atomların yapı taşı kuantlar. Işıkdan hızlı hareket edemezler; ettikleri taktirde kütleleri sonsuz olur. E=mc2 Einestein formülü.
SOYUT: Manevi alem, melek alemi. Ruhlar alemi.
Cebirde eksinin bulunması ile matematiksel olarak ifade edilmiştir soyut alem.
Kare kök içinde eksi bir, kök dışına ancak sonsuz olarak çıkar. Sonsuzluk alemi. Öte dünya.
İşte bu soyut alemin yapı taşı takyonlar.
Işıkdan milyonlarca, milyarlarca kat hızlı hareket ederler.
Dikkat....
Kuran, “Melekler ve ruhlar sizin zamanınıza göre elli bin sene yerine bir günde bana gelirler” demekle takyonlardan bahsetmektedir.
Şimdi gelelim bu yazımın başına.
Beşinci boyut bilinç, düşünce yani takyon alemi.
Ne düşünürseniz anında soyut alemde ışıkdan milyonlarca hatta milyarlarca hızlı hareket eden takyonlar tarafından oluşturulur.
Kötü düşünürsen kötü oluşur. Güzel düşünürsen güzel.
Eskiler boşuna dememişler, "bela okuma, döner seni bulur."
Zaman, ömür yiyen ne olduğu tam ispatlanmamış bir boyut.
Geçişimize baktığımızda saniyeler gibi.
Yetmişli yaşları devirdim. Sanki dün doğdum.
İşte bundan dolayı söylenir. "Malda yalan mülkde yalan haydi biraz sende oyalan."
Hakikaten neyin peşindeyiz?
Yaş ilerledikçe ölmez dediğim eş, dost, akraba ve arkadaşlarımı birer birer toprağa verdikçe, yaşamın ne kadar boş olduğunu anlıyorum.
Bundan diyorum.
Bu nedir, şan, şöhret, servet, şehvet hırsı?
Biraz kendimize gelelim.
Bir ihtiyaç sahibinin gönlünü al.
Bak gör o zaman hayatın tadını.
Kalbindeki yaşamdan zevk alma pırıltılarını.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.