kitap fuarı
Mehmet Fuat ERGÜN
Köşe Yazarı
Mehmet Fuat ERGÜN
 

52 SENENİN MÜHENDİSİNİN İLKLERİ

1972 Haziran dönemini İTÜ bitirmiş, Türkiye'nin en genç makina mühendisleri ünvanını kazanmış biri olarak artık bir makina mühendisiyim. Bir an önce iş hayatına atılmam lazım. Hayatımım en zor günleri. Özel, resmi hangi tesisin kapısını çalsam askerlik engel. Bir sene tecil isteniyor. Askerlik şubesine gidiyorum. Bir sene veremeyiz. Belki bir ay sonra seni askere çağıracaklar diyor. Buna Askeri tesis olan Gölcük Tersanesi dahil. Amcamoğlu Türkiye'nin en genç kurmay binbaşısı Saim Ergün aklıma geliyor. Hemen konuya el atıyor. Derhal astsubay personel şefine beraber gidiyoruz. Bir makina mühendisi, kadron boşken askeri tesise girecek ve yine burda mühendis asteğmenliğini yapacak, sen tecil istiyorsun. Böyle bir mantık, yasa, kural olurmu diyerek ertesi gün işe başlıyorum. İlk iş yerim: 1972 Gölcük Tersanesinde sivil mühendis olarak Makina Dizayn şefliğimde ilk görevim. 6000 işçinin çalıştığı 60'ın üzerinde fabrikanın olduğu, Üzerinde helikopter pisti olan Berk, Peyk kuruvazörlerin yapıldığı, Türkiye'de ilk Atalay denizaltısının kızağa konulduğu, her türlü savaş gemisinin havuzlara alınarak bakımının yapıldığı, devasa bir tesis. İkinci iş yerim: Bursa'da 1975 Türkiye'de ilk Armostrong markalı amortisör üreten fabrikanın üretim planlama, stok kontrol ve ambarlar şefiyim. Çok kısa zamanda kendi markamızla üretime başladık. Hedefim Türkiye' nin otomotiv devi OYAK Renault otomobil fabrikalarına adım atmak. Fransızca şartından dolayı gecikiyor. Üçüncü iş yerim: Bursa'da 1977 OYAK Renault Otomobil fabrikasında Kalite Kontrol Şefiyim. Türkiye ekonomisi zor durumda. Senelik toplam araç üretimi 25 000 adetle sınırlandırıldı. Banker Kastelli'nin zirve yaptığı dönemler. Mesleğinde hak ettiğim değere ulaşmak için mücadele ediyorum. Ama mevcut işimde önümü göremiyorum. Gelecek vaad eden teknolojik; Türkiye'de ilklere imza atacak yeni arayışlar içerisindeyim. Dördüncü iş yerim: Manisa Organize Sanayi bölgesinde, Çukorova ile Serel'in komşusu Climax Anadolu Lift forklift fabrikasında kalite kontrol müdürü olarak görev teklifini bir kaç kat yeni maaşımla kabul ettim. Patronumuz o zamanın ses getiren gruplarından Çavuşoğlu-Kozanoğlu. Hisarbank ve ülkemizin önde gelen yazılı basınının çoğunun sahibi. 1982 ilk Manisa'ya adım atışım. Girişte nüfus 75 000 aklımda. Güzel şirin, sıcak tarih kokan, bir şehir. Sokakları bir birine benziyor. İlk zamanlar karıştırıyorum. Hükümet konağında gara giden cadde üzerinde, Şehitler Ortaokulu yanında eski kargir iki katlı yıkık dökük han gibi, altı dükkan, tuvalet ve banyosu odaların dışında bir otelin üst katında ev bulana kadar geçici kalıyorum. Anadolu Lift fabrikamızda İngiliz Climax patentli Türkiye'de ilk forklifti üretiyoruz. Bir otomobil fabrikasının yanında gecekondu. Kendi kendime hesap soruyorum. Hata yaptın Fuat. İçim içimi yiyor. Ama artık dönülmez bir yoldayım. Ya bu deve güdülecek, ya bu diyardan gidilecek. Bu diyardan gidilmeyeceğine göre bu deveyi güdeceğim. İşime canı yürekden sarılıyorum. Yeni işimde Kalite Kontrolun adı yok. Kalitenin hatalı dediği parçalar imalat müdürünün talimatıyla kullanılıyor. Forklift montaj hattı yerde çömelerek yapılıyor. Deli olmak işden değil. Kaliteyi şiar edinmiş bir fabrikadan, kalitesizliğin içine düştüm. Ama kararlıyım. İşe giriş pazarlığımda bana destek olacak bir genel müdürüm var. O da haftada bir iki gün fabrikada. Neyse artık işe koyulma zamanı. Renault'da yedi, sekiz senelik o zamanın önde gelen kalite anlayış ve birikimlerimle önce kalite sistemi anayasasını, yeni iş yerim Anadolu Lift'e göre yazılı olarak hazırlayıp sözleşmede şart koştuğum kalite direkt genel müdüre bağlı kuralı gereği en üst makama onaylatarak uygulamaya başlıyorum. Yönetmenin dört ana kuralı 1- Planlama 2- Organize etme 3- Uygulama 4- Kontrol etme Birinci madde tamam. İkinci madde için, hemen üretim elemanı gibi çalışan elemanlarımı kalite kontrol çatısı altında topluyorum. Kaldı uygulama. Elimde genel müdürün onayladığı kalite kontrol yasasını uygulama, uygulatma kalıyor. O da dördüncü maddeyle beraber benim işim. Hepsi mesleğinde uzman olan kalite kontrol şefi Doğan Kılcı. Atolye şefi Renault'da transfer Ahmet Erdin Çağlar, Yüksel Gülnur. Mühendislik müdürlüğünde makina mühendisi Hüseyin Yazganoğlu, baş ressam Almanya'dan kesin dönüş yapan Akın Pekin. Ambarlar stok kontrol şefi İlhan Tenikler. Fabrika teknik ekip bir derya deniz. Pazarlama, satış müdürü Harun Kınçak. Servisler müdürü Bahattin Sevim. Üst yönetimde yeni genel müdürümüz Arif Başer, genel müdür yardımcısı Arman Köksal ve muhasebe müdürümüz Önder Taşkın. Yıllık üretim kapasitemizi artırma ana hedefimizi yerine getirmek için parçalardan çoğunu İngiltere Climax'dan ithal ettiğimiz girdilerimizi hızlı bir şekilde yerlileştirme çalışmalarına başlıyoruz. Hedefimiz, Climax patentinden kurtularak ithal girdilerimizi azaltmak ve forklifin ana parçası maliyette ağırlığı olan ithal Perkins motordan yerli BMC motora geçmek. O zamanın zor şartlarında çoğu rahmetli olan bu kadroyla başarıyoruz. Her hızlı büyüyenin akıbeti gibi iki sene içinde grubumuz zor günler geçiriyor. Deli dana gibi yeni konulara saldırıyoruz. Denizcilik Bankasından liman ve gümrüklerde kullanılmak üzere kapasitemizi tamamını dolduracak sipariş ile forklifin yanında bize nefes verecek Türkiye'de ilk ataşmanı karşı ağırlıksız TZDK traktör kepçe ihalesini kazanıyoruz. Biraz rahatlıyoruz. Limanlarda kullanılan forkliftlerde, gaza basarak çatalı yükte kaldırırken; forklift hız alıp denize düşmesini önleyen İNCİN sistemi Amerika'dan ithal. Altı ayda geliyor. Tanesi 10 000 USD. İhaleyi tamamlamanız için eksik gelen incin için yeni sipariş vermemiz gerekiyor. Maliyetini unuttuk. Teslim süresi uzun. İhale teslim süresi gecikdiğinde parasal cezası ağır. Atölye şefimiz Ahmet beyle kafa kafaya verdik. Ahmet Bey'in cesaretiyle, teknik zekası ve Renault'dan gelen engin birikimleriyle bir el kadar, içinde onlarca milimetrik delik, kanal olan incini kendi imkanlarıyla başarması ve kepçe projemizde, Akın Pekin'in Almanya teknik resim birikimiyle konuyu hızlandırması unutamadığım anılarımdandır. Artık işimden başka birşey düşünmüyorum. Ama ailem yanımda yok. Harıl harıl ev arayışı içerisindeyim. Eşimi, altı yaşında kızımı özlüyorum. Aile olmadan işde başarılı olma şansım yok. Adliyenin karşı köşesinde altında Aydın TV ve Şafak Kebabın olduğu Ekici apartmanının dördüncü katını kiralıyorum. Apartman kaloriferli ama aidatlardan dolayı iki senedir çalıştırılmamış atıl duruyor. Alt katımızda Manisa'nın popüler sünnetcisi Hulusi Kamalı oturuyor. Bir ay dolmadan evimi taşıyorum. Artık soğuklar kendini göstermeye başladı. Kaloriferli evde soba derdini nasıl halledeceğim düşünmeye başladım. Soba dert değil. Baca yok evde. Başa gelen çekilir. Yeni işimde sistemi kurdum. Arkadaşlarla uyum içindeyiz. Yönetimden takdir görüyoruz. Tek derdim soba olsun. Sosyal çevre oluşmaya başladı bile. Avukat Şerafettin Kabakçı. Diş doktoru Tevfik İşcan. Malatya'dan dayımın çocukluk arkadaşı Türkiye'nin en genç ağır ceza reisi Recai Candaş, apartman yan komşumuz şarküteri sahibi Caner Canuyar. Mesai arkadaşım Ahmet Erdin Çağlar'ın Manisa'nın yerlisi kayınpederi Cumhuriyet hamamı sahibinin kızı olan eşi Yücel hanımla, eşim yakın arkadaşlığından dolayı aile çevremiz oluşturmaya başladı bile. Manisa artık ikinci vatanımız. Beşinci iş yerim: 1994 Manisa'da bir dev. Asıl Nadir dönemi ilk adı Star Elektronik olan Vestel TV fabrikasının toprakdan kurucusu olan ilk müdürüyüm. İnşallah burada derya olan birikimlerimi başka bir yazımda özellikle gençler için paylaşacağım. 36 yaşında, İtalya İmperial TV fabrikasının satın alımı için Milano'da fabrika üst düzey yöneticileriyle karşılanmam ülkem için bir gururdu bana.
Ekleme Tarihi: 21 Aralık 2024 - Cumartesi
Mehmet Fuat ERGÜN

52 SENENİN MÜHENDİSİNİN İLKLERİ

1972 Haziran dönemini İTÜ bitirmiş, Türkiye'nin en genç makina mühendisleri ünvanını kazanmış biri olarak artık bir makina mühendisiyim.
Bir an önce iş hayatına atılmam lazım.
Hayatımım en zor günleri.
Özel, resmi hangi tesisin kapısını çalsam askerlik engel. Bir sene tecil isteniyor.
Askerlik şubesine gidiyorum. Bir sene veremeyiz. Belki bir ay sonra seni askere çağıracaklar diyor. Buna Askeri tesis olan Gölcük Tersanesi dahil.
Amcamoğlu Türkiye'nin en genç kurmay binbaşısı Saim Ergün aklıma geliyor.
Hemen konuya el atıyor. Derhal astsubay personel şefine beraber gidiyoruz.
Bir makina mühendisi, kadron boşken askeri tesise girecek ve yine burda mühendis asteğmenliğini yapacak, sen tecil istiyorsun. Böyle bir mantık, yasa, kural olurmu diyerek ertesi gün işe başlıyorum.
İlk iş yerim:
1972 Gölcük Tersanesinde sivil mühendis olarak Makina Dizayn şefliğimde ilk görevim.
6000 işçinin çalıştığı 60'ın üzerinde fabrikanın olduğu, Üzerinde helikopter pisti olan Berk, Peyk kuruvazörlerin yapıldığı, Türkiye'de ilk Atalay denizaltısının kızağa konulduğu, her türlü savaş gemisinin havuzlara alınarak bakımının yapıldığı, devasa bir tesis.
İkinci iş yerim:
Bursa'da 1975 Türkiye'de ilk Armostrong markalı amortisör üreten fabrikanın üretim planlama, stok kontrol ve ambarlar şefiyim. Çok kısa zamanda kendi markamızla üretime başladık. Hedefim Türkiye' nin otomotiv devi OYAK Renault otomobil fabrikalarına adım atmak.
Fransızca şartından dolayı gecikiyor.
Üçüncü iş yerim:
Bursa'da 1977 OYAK Renault Otomobil fabrikasında Kalite Kontrol Şefiyim.
Türkiye ekonomisi zor durumda.
Senelik toplam araç üretimi
25 000 adetle sınırlandırıldı.
Banker Kastelli'nin zirve yaptığı dönemler.
Mesleğinde hak ettiğim değere ulaşmak için mücadele ediyorum.
Ama mevcut işimde önümü göremiyorum.
Gelecek vaad eden teknolojik; Türkiye'de ilklere imza atacak yeni arayışlar içerisindeyim.
Dördüncü iş yerim:
Manisa Organize Sanayi bölgesinde, Çukorova ile Serel'in komşusu Climax Anadolu Lift forklift fabrikasında kalite kontrol müdürü olarak görev teklifini bir kaç kat yeni maaşımla kabul ettim.
Patronumuz o zamanın ses getiren gruplarından Çavuşoğlu-Kozanoğlu.
Hisarbank ve ülkemizin önde gelen yazılı basınının çoğunun sahibi.
1982 ilk Manisa'ya adım atışım.
Girişte nüfus 75 000 aklımda.
Güzel şirin, sıcak tarih kokan, bir şehir.
Sokakları bir birine benziyor.
İlk zamanlar karıştırıyorum.
Hükümet konağında gara giden cadde üzerinde, Şehitler Ortaokulu yanında eski kargir iki katlı yıkık dökük han gibi, altı dükkan, tuvalet ve banyosu odaların dışında bir otelin üst katında ev bulana kadar geçici kalıyorum.
Anadolu Lift fabrikamızda İngiliz Climax patentli Türkiye'de ilk forklifti üretiyoruz.
Bir otomobil fabrikasının yanında gecekondu.
Kendi kendime hesap soruyorum.
Hata yaptın Fuat. İçim içimi yiyor.
Ama artık dönülmez bir yoldayım.
Ya bu deve güdülecek, ya bu diyardan gidilecek. Bu diyardan gidilmeyeceğine göre bu deveyi güdeceğim.
İşime canı yürekden sarılıyorum.
Yeni işimde Kalite Kontrolun adı yok.
Kalitenin hatalı dediği parçalar imalat müdürünün talimatıyla kullanılıyor.
Forklift montaj hattı yerde çömelerek yapılıyor.
Deli olmak işden değil.
Kaliteyi şiar edinmiş bir fabrikadan, kalitesizliğin içine düştüm.
Ama kararlıyım. İşe giriş pazarlığımda bana destek olacak bir genel müdürüm var. O da haftada bir iki gün fabrikada.
Neyse artık işe koyulma zamanı.
Renault'da yedi, sekiz senelik o zamanın önde gelen kalite anlayış ve birikimlerimle önce kalite sistemi anayasasını, yeni iş yerim Anadolu Lift'e göre yazılı olarak hazırlayıp sözleşmede şart koştuğum kalite direkt genel müdüre bağlı kuralı gereği en üst makama onaylatarak uygulamaya başlıyorum.
Yönetmenin dört ana kuralı
1- Planlama
2- Organize etme
3- Uygulama
4- Kontrol etme
Birinci madde tamam. İkinci madde için, hemen üretim elemanı gibi çalışan elemanlarımı kalite kontrol çatısı altında topluyorum.
Kaldı uygulama. Elimde genel müdürün onayladığı kalite kontrol yasasını uygulama, uygulatma kalıyor.
O da dördüncü maddeyle beraber benim işim.
Hepsi mesleğinde uzman olan kalite kontrol şefi Doğan Kılcı.
Atolye şefi Renault'da transfer Ahmet Erdin Çağlar, Yüksel Gülnur.
Mühendislik müdürlüğünde makina mühendisi Hüseyin Yazganoğlu, baş ressam Almanya'dan kesin dönüş yapan Akın Pekin.
Ambarlar stok kontrol şefi İlhan Tenikler.
Fabrika teknik ekip bir derya deniz.
Pazarlama, satış müdürü Harun Kınçak.
Servisler müdürü Bahattin Sevim.
Üst yönetimde yeni genel müdürümüz Arif Başer, genel müdür yardımcısı Arman Köksal ve muhasebe müdürümüz Önder Taşkın.
Yıllık üretim kapasitemizi artırma ana hedefimizi yerine getirmek için parçalardan çoğunu İngiltere Climax'dan ithal ettiğimiz girdilerimizi hızlı bir şekilde yerlileştirme çalışmalarına başlıyoruz.
Hedefimiz, Climax patentinden kurtularak ithal girdilerimizi azaltmak ve forklifin ana parçası maliyette ağırlığı olan ithal Perkins motordan yerli BMC motora geçmek.
O zamanın zor şartlarında çoğu rahmetli olan bu kadroyla başarıyoruz.
Her hızlı büyüyenin akıbeti gibi iki sene içinde grubumuz zor günler geçiriyor.
Deli dana gibi yeni konulara saldırıyoruz.
Denizcilik Bankasından liman ve gümrüklerde kullanılmak üzere kapasitemizi tamamını dolduracak sipariş ile forklifin yanında bize nefes verecek Türkiye'de ilk ataşmanı karşı ağırlıksız TZDK traktör kepçe ihalesini kazanıyoruz.
Biraz rahatlıyoruz.
Limanlarda kullanılan forkliftlerde, gaza basarak çatalı yükte kaldırırken; forklift hız alıp denize düşmesini önleyen İNCİN sistemi Amerika'dan ithal.
Altı ayda geliyor. Tanesi 10 000 USD. İhaleyi tamamlamanız için eksik gelen incin için yeni sipariş vermemiz gerekiyor.
Maliyetini unuttuk. Teslim süresi uzun. İhale teslim süresi gecikdiğinde parasal cezası ağır.
Atölye şefimiz Ahmet beyle kafa kafaya verdik. Ahmet Bey'in cesaretiyle, teknik zekası ve Renault'dan gelen engin birikimleriyle bir el kadar, içinde onlarca milimetrik delik, kanal olan incini kendi imkanlarıyla başarması ve
kepçe projemizde, Akın Pekin'in Almanya teknik resim birikimiyle konuyu hızlandırması unutamadığım anılarımdandır.
Artık işimden başka birşey düşünmüyorum.
Ama ailem yanımda yok.
Harıl harıl ev arayışı içerisindeyim.
Eşimi, altı yaşında kızımı özlüyorum.
Aile olmadan işde başarılı olma şansım yok.
Adliyenin karşı köşesinde altında Aydın TV ve Şafak Kebabın olduğu Ekici apartmanının dördüncü katını kiralıyorum.
Apartman kaloriferli ama aidatlardan dolayı iki senedir çalıştırılmamış atıl duruyor.
Alt katımızda Manisa'nın popüler sünnetcisi Hulusi Kamalı oturuyor.
Bir ay dolmadan evimi taşıyorum.
Artık soğuklar kendini göstermeye başladı.
Kaloriferli evde soba derdini nasıl halledeceğim düşünmeye başladım.
Soba dert değil. Baca yok evde.
Başa gelen çekilir.
Yeni işimde sistemi kurdum.
Arkadaşlarla uyum içindeyiz.
Yönetimden takdir görüyoruz.
Tek derdim soba olsun.
Sosyal çevre oluşmaya başladı bile.
Avukat Şerafettin Kabakçı. Diş doktoru Tevfik İşcan. Malatya'dan dayımın çocukluk arkadaşı Türkiye'nin en genç ağır ceza reisi Recai Candaş, apartman yan komşumuz şarküteri sahibi Caner Canuyar.
Mesai arkadaşım Ahmet Erdin Çağlar'ın Manisa'nın yerlisi kayınpederi Cumhuriyet hamamı sahibinin kızı olan eşi Yücel hanımla, eşim yakın arkadaşlığından dolayı aile çevremiz oluşturmaya başladı bile.
Manisa artık ikinci vatanımız.
Beşinci iş yerim:
1994 Manisa'da bir dev. Asıl Nadir dönemi ilk adı Star Elektronik olan Vestel TV fabrikasının toprakdan kurucusu olan ilk müdürüyüm.
İnşallah burada derya olan birikimlerimi başka bir yazımda özellikle gençler için paylaşacağım.
36 yaşında, İtalya İmperial TV fabrikasının satın alımı için Milano'da fabrika üst düzey yöneticileriyle karşılanmam ülkem için bir gururdu bana.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.