Malatya Valisi Ersin Yazıcı apar topar görevden alınarak Mülkiye Başmüfettişi yapıldı.
Deprem bölgesindeki bir valinin 1 yıl bile dolmadan görevden alınması sadece Malatya’da değil Türkiye’de de şaşkınlıkla karşılandı.
Vali Yazıcı, göreve hızlı başlamış, durmak üzere olan yıkımları hızlandırmış, uzun süredir bekletilen ihalelerin yapılmasını sağlamıştı. Ancak 2024 yılından itibaren yıkım ve yapım ile ilgili sorunlar tekrar ortaya çıkmaya başlamıştı.
Ancak Vali Yazıcı’nın şehrin deprem konutlarının yıkımı, yapımı,Söğütlü Cami’nin yerinin değiştirilmesi gibi sebeplerle değil bir vatandaşın konteyner talebine olumlu cevap vermediği için görevden alındığı konuşuluyor.
Konuyu halktv.com.tr adresinde dile getiren Gazeteci İsmail Saymaz “Tenzili rütbe niteliğindeki atamanın arka planında, Vali Yazıcı’nın yeni Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’la tartışması yatıyor.
İddialar şöyle:
Kurum, 4 Temmuz’da Malatya’yı ziyaret etti.
Deprem bölgesinde dolaşırken, bir vatandaş konteyner istiyor.
Kurum, Yazıcı’ya “Vatandaşa konteyner verelim” diyor.
Yazıcı, “Veremeyiz” diye yanıt veriyor.
Kurum, “Niye?” diye soruyor.
Yazıcı, “Burada bir denge var, veremeyiz” diyor.
Kurum da “Ben bakanım. Bana karşı mı geliyorsun” diye tepki gösteriyor.
Kurum, Yazıcı’yı Erdoğan’a şikayet ediyor.
Bunun üzerine merkeze çekiliyor.”
Saymaz’ın yazısı bu şekilde.
Yazılanların hepsinin doğru olduğunu varsayarsak;
Bir şehrin Valisi bir vatandaşın konteyner talebine olumlu karşılık vermedi diye görevden alınır mı? Öyleyse şimdiye kadar reddedilen binlerce talep var neden bu şekilde bir tasarrufta bulunulmadı?
Asıl can alıcı kısım şu:
“Burada bir denge var, veremeyiz” diyen Valiye, “Ben bakanım. Bana karşı mı geliyorsun” diye tepki gösterilmesi. Yani konu konteyner veya mağdur vatandaş değil aslında, bakanın sözünü dinlemeyen bürokratın başına nelerin geleceği.
Malatya Valisine yapılan, tüm bürokratlara bir gözdağı. “Sizi getiren iradenin sözünü dinlemezseniz sizi götürürler” mesajı.
Malatya’da 17 ayı aşkın süredir, konteyner isteyen depremzedeler var.
Her gün ilgili Vali yardımcısına, AFAD’a , Çevre Şehircilik İl Müdürlüğüne giden, kurumlar arasında mekik dokuyan binlerce insan var.
Hastası olan, bebeği olan depremzedeler konteyner istiyor ama alamıyorlar.
Şans eseri Bakanın yanına kadar gidebilen bir kişiye konteyner verilmesini istemek, bu talebini defalarca dile getiren ve reddedilen insanlara haksızlık değil mi? Aylardır konteyner isteyen herkes Bakan Kurum’un yanına mı gitsin? Bu şekilde bir yönetim anlayışı olabilir mi?
‘Denge var’ diyen Vali beyin dengesinin ne olduğunu bilemiyoruz tabi, ama sözünün yerde kalmasını sindiremeyen Bakanın, 2 gün içinde o valiyi görevden aldırması, bu sistemde söz dinlemeyen Valilerin bile, bir kişinin 2 dudağı arasındaki meslek yaşamlarını tüm Türkiye’ye gösterdi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, halen çok sayıda depremzedenin konteyner beklediğini gözleriyle gördüğü Malatya’da Valiyi görevden aldıracağına, “17 aydır halen konteyner isteyen yurttaşların olması devlet için de partimiz için de üzücü ve kabul edilemez,kaç konteyner eksiğiniz varsa Ankara’ya döner dönmez bu talebinizi karşılayacağım” deseydi,işte o zaman Malatya’nın gönlünü kazanırdı.Ama olmadı.(Zaten bu beklenti biraz da ütopik oldu)
Konu konteynerden, Vali beyin görevden alınmasından çok daha derin ve önemli. Bir buçuk yıldır neredeyse bir arpa boyu yol alamamış Malatya’ya Vali dayanmaması, bu şehri cezalandırmaktan başka bir şey değildir. Birer yıl görev yapan Valiler ile bu şehir nasıl ayağa kalkacak sormak gerekir.