Mehmet Fuat Ergun
Köşe Yazarı
Mehmet Fuat Ergun
 

55 SENE ÖNCE MUŞ. -2-

Evimize yerleştik. Lisemize, yandaki geçici kullandığımız ilkokuldan taşındık.Dersler başladı. 30 ailelik bir polis teşkilatı var. Babamın tayini Muş'a çıkınca, doğunun Paris'i denilen Gaziantep'ten 15 000 nüfuslu bir şehre gelince; hiç unutmam. Babamın, "Burada iki senemiz dolsun dünyayı bağışlasalar bir gün durmam". Dediğini. İki sene sonra o güzel Muş'un insanının yabancılara sevdasını, cana yakınlığını, özellikle devletine ve devlet görevlilerine bağlılığını yaşayarak gördükden sonra; ' Keşke elimizde olsa Muş'dan gitmesek' dediğini. Öyle bir özlemini çekiyorum Muş'un anlatamam. Babamla çarşıdan Dere Mahallesi'nde evimize gidiyoruz. Ulu cami önünde oturan o zamanın saygın büyük zatlarından Ulu cami hocası MOHA hocayla karşılaştık. Babam selam vermeye çalışırken MOHA hoca yerinden kalktı.Babamın elini öpmek istedi. Babam MOHA hocadan daha önce davranarak onun elini öpmeye çalıştı. MOHA hoca, ' Komiserim, ben senin elini öpmüyorum. Devletimin bir temsilcisi olarak senin elini öpüyorum.' Demezmi. İşte Muş'un devletine, milletine, yabancıya saygısı ve bağlılığı. 1967 Eylül'ün de babamların tren garından ayrılışlarına yüzlerce Muş'lunun yolcu etmesini: hele o dev sarsılmaz dimdik duran babamın, annemin, bizlerin ve canım Muşluların ağıtlarını bir görseniz. Mendil dayanmadı. İşte Muş böyle bir vatan ocağı. Evimiz Dere Mahallesi'nde. Jenaratöre, Sabuncuoğlu Mustafa amcaların evine giden toprak yol üzerinde. Çatısız damımız yolun altında. Olmazsa olmazı loğ, toprak çatıda, hayatımızı kurtaran aksesuarımız. Neden hayatımızı kurtaran dedim; Eylül, Ekim gibi başlayan, Nisan sonu ancak kalkan kar sanki can düşmanımız. Bir gecede yarım metrenin üzerinde catımızda biriken karı, babam müsaitse, benden dört yaş küçük kardeşim ve 14 yaşında lise bir öğrencisi ben, kürümek ve karı temizledikden sonra loğ çekmek zorundaydız. Yoksa kar yüküne çatımız çöker endişesiyle geceleri uykumuz kaçardı. İnanın bu yaptığımız kar kürüme bile bize bir zevkti.Hep hasretini çektik. Bir seferinde kürediğimiz karların üzerine o kadar kar yağmış ki çatımızın boyuna ulaşmış. Babam işe gidecek. Kardan kapı açılmıyor. Babam kazma kürekle kar tüneli açarak dışarı çıkabildi. Kardan açılmışken bir anımı anlatmadan duramayacağım. Vali konağı karşı köşesinde karakolumuz. Üstü Muş Emniyet müdürü lojmanı, bir müddet sonra bodrum kat trafik bürosu oldu. Karakolda manyetolu telefon santralı var. Polis amirlerinin evlerine bağlı. Bizimde evimizde telefon var. Telefonunuz arızalandı. Kardan kablo kopmasını babamla arayarak bulduk. Nasıl tamir ettik biliyormusunuz? Hiç kimse inanmaz. Telefon direğinın tepesinde, babamla çömelerek kabloyu tamir ettik. Daha bu anlattıklarım bir şey değil. Zaman zaman Muş anılarına devam edeceğim. Allah'dan dileğim 1966 da gözü yaşlı ayrıldığım, bugüne kadar bir daha göremediğim, içimde sonsuz hasretini çektiğim canım Muş'umu sağken bir daha görmek. Mehmet Fuat ERGÜN 07.05.2021 Seferihisar/ İZMİR
Ekleme Tarihi: 07 Mayıs 2021 - Cuma
Mehmet Fuat Ergun

55 SENE ÖNCE MUŞ. -2-

Evimize yerleştik.
Lisemize, yandaki geçici kullandığımız ilkokuldan taşındık.Dersler başladı.
30 ailelik bir polis teşkilatı var.
Babamın tayini Muş'a çıkınca, doğunun Paris'i denilen Gaziantep'ten 15 000 nüfuslu
bir şehre gelince; hiç unutmam.
Babamın, "Burada iki senemiz dolsun dünyayı bağışlasalar bir gün durmam". Dediğini.
İki sene sonra o güzel Muş'un insanının yabancılara sevdasını, cana yakınlığını, özellikle devletine ve devlet görevlilerine bağlılığını yaşayarak gördükden sonra; ' Keşke elimizde olsa Muş'dan gitmesek' dediğini.
Öyle bir özlemini çekiyorum Muş'un anlatamam.
Babamla çarşıdan Dere Mahallesi'nde evimize gidiyoruz.
Ulu cami önünde oturan o zamanın saygın büyük zatlarından Ulu cami hocası MOHA hocayla karşılaştık.
Babam selam vermeye çalışırken MOHA hoca yerinden kalktı.Babamın elini öpmek istedi.
Babam MOHA hocadan daha önce davranarak onun elini öpmeye çalıştı.
MOHA hoca, ' Komiserim, ben senin elini öpmüyorum. Devletimin bir temsilcisi olarak senin elini öpüyorum.' Demezmi.
İşte Muş'un devletine, milletine, yabancıya saygısı ve bağlılığı.
1967 Eylül'ün de babamların tren garından ayrılışlarına yüzlerce Muş'lunun yolcu etmesini: hele o dev sarsılmaz dimdik duran babamın, annemin, bizlerin ve canım Muşluların ağıtlarını bir görseniz. Mendil dayanmadı.
İşte Muş böyle bir vatan ocağı.
Evimiz Dere Mahallesi'nde. Jenaratöre, Sabuncuoğlu Mustafa amcaların evine giden toprak yol üzerinde.
Çatısız damımız yolun altında.
Olmazsa olmazı loğ, toprak çatıda, hayatımızı kurtaran aksesuarımız.
Neden hayatımızı kurtaran dedim; Eylül, Ekim gibi başlayan, Nisan sonu ancak kalkan kar sanki can düşmanımız.
Bir gecede yarım metrenin üzerinde catımızda biriken karı, babam müsaitse, benden dört yaş küçük kardeşim ve 14 yaşında lise bir öğrencisi ben, kürümek ve karı temizledikden sonra loğ çekmek zorundaydız.
Yoksa kar yüküne çatımız çöker endişesiyle geceleri uykumuz kaçardı.
İnanın bu yaptığımız kar kürüme bile bize bir zevkti.Hep hasretini çektik.
Bir seferinde kürediğimiz karların üzerine o kadar kar yağmış ki çatımızın boyuna ulaşmış.
Babam işe gidecek. Kardan kapı açılmıyor. Babam kazma kürekle kar tüneli açarak dışarı çıkabildi.
Kardan açılmışken bir anımı anlatmadan duramayacağım.
Vali konağı karşı köşesinde karakolumuz. Üstü Muş Emniyet müdürü lojmanı, bir müddet sonra bodrum kat trafik bürosu oldu.
Karakolda manyetolu telefon santralı var.
Polis amirlerinin evlerine bağlı.
Bizimde evimizde telefon var.
Telefonunuz arızalandı. Kardan kablo kopmasını babamla arayarak bulduk.
Nasıl tamir ettik biliyormusunuz?
Hiç kimse inanmaz.
Telefon direğinın tepesinde, babamla çömelerek kabloyu tamir ettik.
Daha bu anlattıklarım bir şey değil.
Zaman zaman Muş anılarına devam edeceğim.
Allah'dan dileğim 1966 da gözü yaşlı ayrıldığım, bugüne kadar bir daha göremediğim, içimde sonsuz hasretini çektiğim canım Muş'umu sağken bir daha görmek.
Mehmet Fuat ERGÜN
07.05.2021
Seferihisar/ İZMİR

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.