İster otuz yaşında ol, ister yetmiş.
Bir geçmişine bak.
Gözünün önünde saniyeler gibi geçip gitmedimi?
Filim şeridi diyeceğim ama o da yine belleğimizde birşeyler bırakıyor.
Hayatımda on üç sene orta ikiye kadar Adana'da, bir sene Gaziantep'te orta son. İki sene Muş'da lise bir lise iki.
Lise üç Bursa ve İTÜ.
İstanbul'da beş sene....
Burda duralım. Buraya kadar geçmişine bir bak deseler inanın dün gece gördüğüm saniyelik rüya.
Şu ana kadar ömrümün en güzel hayal dolu günlerim.
Türkiye' nin en genç makina mühendisi olduğum o günden sonra yedek subaylık, evlilik, çocuk sahibi olma, ülkemizin en önde şirketlerinde yöneticilik, ailemle her günü güzel günlerde tek amaç evlatlarımız ve sonunda Romanya Asil Nadir dönemi Vestel Romanya genel müdürü.
Sene 1993.
Geçtimi otuz bir sene.
Ben de kalan rüya olsa yine iyi, puslu bir hayal.
Romanya tamı tamına aralıklarla otuz bir sene.
Yakın zaman olmasına rağmen en verimli çağlarım Romanya'da hatırladığım saniyeler.
Oldumu yaş yetmiş dört.
İnanın bu eskiden kalan laflardı. Yaş yetmiş iş bitmiş.
Şimdinin sloganı yetmiş yolun yarısı.
Eskiden kırklı yaşlarda biri öldüğünde ne mutlu gününü gördü derdik.
İnanın öyle.
O, şu, bu derken geçtimi bize göre koca, ışık hızı senesine göre bir saniyelik yaşam.
Üstelik ben ölürüm onlar ölmez dediklerimin, beni binlerce, hatta milyonlarca mal varlıklarıyla satın alacak kişilerin, genç, yaşlı demeden bu hayal alemi dünyadan göç edişleri.
Lafı nereye getireceğim.
Rahmetli Manisalı Şekerci Hüseyin Dede anlatırdı.
Manisa'da seneler önce bir mazlupun sokaklarda dolaşırken "ölümde var" demesini.
Yine geldik rüya gibi saniyeler geçen ömrümüzün sonuna.
Ölüm de var.
Peki bu inanan, inanmayanların üzerine karabasan gibi çullanan ölüme.
Evet ölüm. Dünya nimetleri yanında çırpınıp, mal, mülk, şan, şöhret, çoluk çocuk, makam, mevki, para, şevhet, servet peşinde, yani dünya meşgaleleriyle, bir hiç uğruna koşarken aklımızın ucuna getirmediğimiz ölüm.
Hele bir de hepimizin ders alması gereken covit virüsüne ne demeli?
Önüne geleni zengin, fakir, doktor profosör, en yüksek makam, siyasetçi demeden toprakla buluşturan coronaya.
Söyleyeceğim o ki..
Şimdi bakıyorum covit hayatımıza yeni bir şekil verdi zamanında.Ama çok çabuk unuttuk.
Ne restaurantlar, ne seyahatlar,
ne bar, ne partiler, ne evine bir ekmek götüremeyenler varken; karidesli, havyarlı, hatta altın varakla sunulan yiyeceklerle kendilerine göre hayatın tadını çıkaranlar!..
Ölümde var unutma.
Manisalı Hüseyin Dedenin yirmi otuz metre karelik kiralık kitapçı dükkanında günde dört yüz ekmek ihtiyaç sahiplerine dağıtırdı.
Bir gün bana "Fuat bey sen biliyormusun dört saatlik yürüyerek bir ekmek için gelenleri"
İşte yaşantımızın gerçekleri.
Beyler, canlar, arkadaşlar, dostlar ister inan tek dünyalı ol. İster inan iki dünyalı.
Bırak şu madde dünyasını. Corona senin aklını başına getirmediyse başka ne getirecek?
Haydi hiç birşey yapma. Mal, mülk, para, servet varlığının kırkda biri demiyorum, yüzde biriyle bir ihtiyaç sahinin gönlü al.
Bak gör o zaman kalbinin sevinç ve mutlulukdan pır pır atmasını.
Bir garibanın gönlünü alarak huzura kavuşmanız dileklerimle.
Yazılarımın çoğunda bir garibanın ihtiyacını gider teması yatmaktadır.
Aklıma geldi bir de benden akıllı yapay zekaya sorayım dedim.
Aldığım cevap..
Bir garibanın ihtiyacını gidermenin insan üzerinde psikolojik etkileri oldukça olumlu ve derindir. Bu tür bir yardımda bulunmanın bazı önemli psikolojik etkileri şunlardır:
1. **Mutluluk ve Tatmin Hissi**: Yardımseverlik, beyinde dopamin ve serotonin gibi mutlulukla ilişkilendirilen kimyasalların salgılanmasını tetikler. Bu da kişide mutluluk ve içsel tatmin duygusu yaratır. Birine yardım etmek, insanın kendini daha iyi ve huzurlu hissetmesine neden olabilir.
2. **Özsaygı ve Kendine Güvenin Artması**:
Başkalarına yardım eden bireyler, kendilerini daha değerli ve anlamlı hissederler. Bu, özsaygının artmasına ve kendine olan güvenin güçlenmesine yardımcı olabilir.
3. **Empati ve Bağlılık Duygusunun Gelişmesi**:
Yardım etmek, bireyin empati duygusunu geliştirmesine katkıda bulunur. Başka birinin sıkıntısını gidermek, onun yerine kendini koyma ve onun duygularını anlama yeteneğini artırır. Ayrıca, toplumsal bağlılık ve aidiyet duygusu güçlenir.
4. **Stres ve Kaygının Azalması**: Başkalarına yardım etmek, kişisel sorunlardan bir süre uzaklaşmayı sağlar. Bu da stresi ve kaygıyı azaltabilir. Ayrıca, sosyal bağların güçlenmesi, bireyin destek sistemini güçlendirir, bu da uzun vadede stresle başa çıkma becerisini artırır.
5. **Pozitif Toplumsal Algı**: Yardımsever bireyler, çevrelerinde olumlu bir izlenim bırakır. Bu da sosyal ilişkilerin güçlenmesine ve toplum içinde daha saygı duyulan biri haline gelmeye katkıda bulunabilir.
6. **Yaşam Anlamı ve Amacının Güçlenmesi**:
Bir başkasının yaşamını olumlu yönde etkilemek, bireye yaşamında daha derin bir anlam ve amaç duygusu kazandırır. Yardımseverlik, bireyin hayatında bir amaç hissetmesine ve bu sayede yaşamdan daha fazla tatmin duymasına yol açar.
Sonuç olarak, bir garibanın ihtiyacını gidermek sadece yardım edilen kişi için değil, yardım eden kişi için de derin ve kalıcı psikolojik faydalar sağlar. Bu, hem bireysel iyilik halini artırır hem de toplumsal dayanışmayı güçlendirir.
BİR GARİBANIN İHTİYACINI GİDER. GÖR YAŞAMIN TADINI
İster otuz yaşında ol, ister yetmiş.
Bir geçmişine bak.
Gözünün önünde saniyeler gibi geçip gitmedimi?
Filim şeridi diyeceğim ama o da yine belleğimizde birşeyler bırakıyor.
Hayatımda on üç sene orta ikiye kadar Adana'da, bir sene Gaziantep'te orta son. İki sene Muş'da lise bir lise iki.
Lise üç Bursa ve İTÜ.
İstanbul'da beş sene....
Burda duralım. Buraya kadar geçmişine bir bak deseler inanın dün gece gördüğüm saniyelik rüya.
Şu ana kadar ömrümün en güzel hayal dolu günlerim.
Türkiye' nin en genç makina mühendisi olduğum o günden sonra yedek subaylık, evlilik, çocuk sahibi olma, ülkemizin en önde şirketlerinde yöneticilik, ailemle her günü güzel günlerde tek amaç evlatlarımız ve sonunda Romanya Asil Nadir dönemi Vestel Romanya genel müdürü.
Sene 1993.
Geçtimi otuz bir sene.
Ben de kalan rüya olsa yine iyi, puslu bir hayal.
Romanya tamı tamına aralıklarla otuz bir sene.
Yakın zaman olmasına rağmen en verimli çağlarım Romanya'da hatırladığım saniyeler.
Oldumu yaş yetmiş dört.
İnanın bu eskiden kalan laflardı. Yaş yetmiş iş bitmiş.
Şimdinin sloganı yetmiş yolun yarısı.
Eskiden kırklı yaşlarda biri öldüğünde ne mutlu gününü gördü derdik.
İnanın öyle.
O, şu, bu derken geçtimi bize göre koca, ışık hızı senesine göre bir saniyelik yaşam.
Üstelik ben ölürüm onlar ölmez dediklerimin, beni binlerce, hatta milyonlarca mal varlıklarıyla satın alacak kişilerin, genç, yaşlı demeden bu hayal alemi dünyadan göç edişleri.
Lafı nereye getireceğim.
Rahmetli Manisalı Şekerci Hüseyin Dede anlatırdı.
Manisa'da seneler önce bir mazlupun sokaklarda dolaşırken "ölümde var" demesini.
Yine geldik rüya gibi saniyeler geçen ömrümüzün sonuna.
Ölüm de var.
Peki bu inanan, inanmayanların üzerine karabasan gibi çullanan ölüme.
Evet ölüm. Dünya nimetleri yanında çırpınıp, mal, mülk, şan, şöhret, çoluk çocuk, makam, mevki, para, şevhet, servet peşinde, yani dünya meşgaleleriyle, bir hiç uğruna koşarken aklımızın ucuna getirmediğimiz ölüm.
Hele bir de hepimizin ders alması gereken covit virüsüne ne demeli?
Önüne geleni zengin, fakir, doktor profosör, en yüksek makam, siyasetçi demeden toprakla buluşturan coronaya.
Söyleyeceğim o ki..
Şimdi bakıyorum covit hayatımıza yeni bir şekil verdi zamanında.Ama çok çabuk unuttuk.
Ne restaurantlar, ne seyahatlar,
ne bar, ne partiler, ne evine bir ekmek götüremeyenler varken; karidesli, havyarlı, hatta altın varakla sunulan yiyeceklerle kendilerine göre hayatın tadını çıkaranlar!..
Ölümde var unutma.
Manisalı Hüseyin Dedenin yirmi otuz metre karelik kiralık kitapçı dükkanında günde dört yüz ekmek ihtiyaç sahiplerine dağıtırdı.
Bir gün bana "Fuat bey sen biliyormusun dört saatlik yürüyerek bir ekmek için gelenleri"
İşte yaşantımızın gerçekleri.
Beyler, canlar, arkadaşlar, dostlar ister inan tek dünyalı ol. İster inan iki dünyalı.
Bırak şu madde dünyasını. Corona senin aklını başına getirmediyse başka ne getirecek?
Haydi hiç birşey yapma. Mal, mülk, para, servet varlığının kırkda biri demiyorum, yüzde biriyle bir ihtiyaç sahinin gönlü al.
Bak gör o zaman kalbinin sevinç ve mutlulukdan pır pır atmasını.
Bir garibanın gönlünü alarak huzura kavuşmanız dileklerimle.
Yazılarımın çoğunda bir garibanın ihtiyacını gider teması yatmaktadır.
Aklıma geldi bir de benden akıllı yapay zekaya sorayım dedim.
Aldığım cevap..
Bir garibanın ihtiyacını gidermenin insan üzerinde psikolojik etkileri oldukça olumlu ve derindir. Bu tür bir yardımda bulunmanın bazı önemli psikolojik etkileri şunlardır:
1. **Mutluluk ve Tatmin Hissi**: Yardımseverlik, beyinde dopamin ve serotonin gibi mutlulukla ilişkilendirilen kimyasalların salgılanmasını tetikler. Bu da kişide mutluluk ve içsel tatmin duygusu yaratır. Birine yardım etmek, insanın kendini daha iyi ve huzurlu hissetmesine neden olabilir.
2. **Özsaygı ve Kendine Güvenin Artması**:
Başkalarına yardım eden bireyler, kendilerini daha değerli ve anlamlı hissederler. Bu, özsaygının artmasına ve kendine olan güvenin güçlenmesine yardımcı olabilir.
3. **Empati ve Bağlılık Duygusunun Gelişmesi**:
Yardım etmek, bireyin empati duygusunu geliştirmesine katkıda bulunur. Başka birinin sıkıntısını gidermek, onun yerine kendini koyma ve onun duygularını anlama yeteneğini artırır. Ayrıca, toplumsal bağlılık ve aidiyet duygusu güçlenir.
4. **Stres ve Kaygının Azalması**: Başkalarına yardım etmek, kişisel sorunlardan bir süre uzaklaşmayı sağlar. Bu da stresi ve kaygıyı azaltabilir. Ayrıca, sosyal bağların güçlenmesi, bireyin destek sistemini güçlendirir, bu da uzun vadede stresle başa çıkma becerisini artırır.
5. **Pozitif Toplumsal Algı**: Yardımsever bireyler, çevrelerinde olumlu bir izlenim bırakır. Bu da sosyal ilişkilerin güçlenmesine ve toplum içinde daha saygı duyulan biri haline gelmeye katkıda bulunabilir.
6. **Yaşam Anlamı ve Amacının Güçlenmesi**:
Bir başkasının yaşamını olumlu yönde etkilemek, bireye yaşamında daha derin bir anlam ve amaç duygusu kazandırır. Yardımseverlik, bireyin hayatında bir amaç hissetmesine ve bu sayede yaşamdan daha fazla tatmin duymasına yol açar.
Sonuç olarak, bir garibanın ihtiyacını gidermek sadece yardım edilen kişi için değil, yardım eden kişi için de derin ve kalıcı psikolojik faydalar sağlar. Bu, hem bireysel iyilik halini artırır hem de toplumsal dayanışmayı güçlendirir.
Ekleme
Tarihi: 12 Ağustos 2024 - Pazartesi
BİR GARİBANIN İHTİYACINI GİDER. GÖR YAŞAMIN TADINI
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.