Mehmet Fuat ERGÜN
Köşe Yazarı
Mehmet Fuat ERGÜN
 

52 SENELİK İŞ TECRÜBEMDE EĞİTİMDEN BİR ÖRNEK

Sene 1978 OYAK Renault'da Kalite Kontrol Metod Şefiyim. İTÜ Mühendislik tahsilimde en küçük ölçü birimi mikronu biliyor atelye derslerimizde, kumpasla ve mikrometre kumpasdana daha hassas ölçü yaptığından mikrometre kullanıyorduk. Birden kendimi Kalite Metod şefi olarak buldum. Mikronu onlarca kat hassasiyette ölçü yapabilen aparatları dizayn ediyoruz. Bir iki sene içerisinde, Resepsiyon Teknik yani Teknik Kabul Şefliğine atandım. Fabrikanın önemli bölümlerden biri. 27 yaşlarındayım. Sorumlulğumda mühendis, yüksek tekniker dahil elli çalışanım var. İmzam olmadan hiç bir yerli parça araç üzerine ttakılmıyor. Elektrometal ve Döktaş'a döktürdüğümüz Renault 12 brüt motorlarını metod bölümünde dizayn edilen aparatlarla kontrol ediyoruz. Düşünebiliyormusunuz bundan 47 sene önce Türkiyede yerli motor üretiliyor ve OYAK Renault fabrikaları mekanik departmanında işleniyor. Komple şasiyi ölçen Renault menşeyli devasa kontrol aparatımızın ölçme tekniklerini öğrenmek için Fransa'ya eğitime gönderiliyorum. Eğitime önem veren uluslararası bir firmada görev almanın gururunu yaşıyorum. Önce bir kelime Fransızca bilmediğim halde, görevimi yaparken, altı ay içinde özel eğitimle Fransızca konuşur hale geldim. Ve bir ay Fransa'da şirket içi eğitim aldım. İlk uçağa binişim. İlk yurt dışı seyahatim. Anlatılamaz içimdeki heycan. Tabi Paris'de karşılanmam. Altıma özel araç tahsisi apayrı duygu. Esas konuya gelmek istiyorum Eğitim. Eğitim. Eğitim... Şu an seksen beş yaşlarında, Facebook'dan arkadaşımız Ergün Zoga, biz yöneticilere bir hafta genel yönetim konusunda eğitim verdi. Kendisi, İsmet İnönü, Süleyman Demirel'e danışmanlık yapmış; otuz sayfalık nüfu cüzdanlarının tek sayfaya çevirtmiş; Türkiye' nin önde gelen holdinglerin de üst kademelerde görev almış, Zoga teorisi sahibi bir değer. O bir haftada öğrendiklerimiz kitap olur. İnşallah başka bir yazımda bu hayatıma yön veren eğitimden aldıklarımı sizlerle paylaşacağım. O eğitimden kalan en önemli bilgilerden biri köşe yazarlığını yaptığım saygın gazetem, Gazete Balkan'ın yaş günü kutlamalarına getireceğim. Ergün Zoga, İsmet İnönü başbakanlığı döneminde başbakan dsnışmanı. Paşa bir karara imza atar. Zoga, bu kararın yanlış olduğunu, Paşaya saygı çerçevesinde iletir. Paşa hemen kararından geri döner. Zoga, hayretler içinde kalır. Allah, Allah koskoca Atatürk'ün en yakın arkadaşı. Nasıl benim sözümü dikkate alarak kararını değiştirdi diyerek paşaya sorar. "Paşam neden benim uyarım neticesi kararınızdan döndünüz." Der. Aldığı cevap. " Ergun, bu uyarınca, ne sen benim yerime geçebilirsin. Ne de senin cebine para girebilir." Bundan dolayı hemen kararımı değiştirdim." Der. Tüm zorluklara, hele Romanya gibi yabancı bir ülkede, çırpınan, didinen, altında aracı olmadan kiralık araçlarla haber peşinde koşan, yerine göre parasızlık çeken, arkasında ciddi bir sponsoru olmadan gazetesini bugünlere, hiç bir gün aksatmadan, minumum sekiz sayfa her gün yayına yetiştiren, sanal, internet gazetesi değil günlük gazete olarak çıkarararak tirajini artıran, taraf gözetmeksizin, hiçbir olaya karışmayan, Biz Türk iş adamlarının eli kulağı olan, Romen vatandaşlarında yakından takip ettiği, dürüstlüğe, hukuka saygılı ve bir de üstelik her gün canlı TV, video programı yapan Saygıdeğer Gazete Balkan Genel Müdürü Sayın Hamdi Yılmaz'ı candan gönülden kutluyorum. Ellerine, kalemine, aklına sağlık. Bu övgüleri, yukarıda bahsettiğim İsmet İnönü, Ergün Zoga misali; ne cebime para girecek ( Malın mülkün paranın zekatı olurda neden bilginin zekatı olmaz düşüncesiyle yazılarımı gazeteden bilgimin zekatı olarak bir kuruş almadan yapıyorum ve yapmaya devam edeceğim.) Şu an facebook'dan arkadaşım olan Sayın Ergun Zoga'dan öğrendiklerime gelince. - Tenkit ve eleştirilerinizi asla çıkar ve makam düşünmeden yapınız. - Para her şeyi çözmez. Şimdi maaşınızı iki katına çıkarsam. Harcama alanlarınızı hemen genişletir, bir kaç ay sonra yine maaşım artsın diye çırpınırsınız. Bunun çözüm yolu tassaruf, bütçe ve parayı ailece iktisatlı kullanmaktır. Tabiki yaşamak için paraya ihtiyacımız var. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. - Türkiyede sizin ve ailenizin en büyük garantisi bir ev sahibi olmaktır. Paranız olmadığı zaman soğan ekmek yer karnını doyurursu. Evin yoksa dışarda kalırsın. - Müspet konuşun. Her işinizde müspetliği elden bırakmayın. Örneğin, eşiniz ayakkabı istedi. "Maaşımı almadan ayakkabı ALAMAM." Peki şöyle diyebilirmiydik? " Hanım maaşımı aldıkdan sonra ayakkabını ALIRIM." Ne değişti? ALAMAM'da tepki çektin. ALIRIM'da kalp kazandın. - Çalışanızın kendisi problemse, ilerde başınıza bela olmadan hemen bir dakika beklemeden işten çıkarın. İnşallah kütüphanemi açtığımda Sayın Zoga'dan aldığım notları sizlerle paylaşacağım.
Ekleme Tarihi: 26 Kasım 2024 - Salı
Mehmet Fuat ERGÜN

52 SENELİK İŞ TECRÜBEMDE EĞİTİMDEN BİR ÖRNEK

Sene 1978 OYAK Renault'da Kalite Kontrol Metod Şefiyim. İTÜ Mühendislik tahsilimde en küçük ölçü birimi mikronu biliyor atelye derslerimizde, kumpasla ve mikrometre kumpasdana daha hassas ölçü yaptığından mikrometre kullanıyorduk.

Birden kendimi Kalite Metod şefi olarak buldum. Mikronu onlarca kat hassasiyette ölçü yapabilen aparatları dizayn ediyoruz.
Bir iki sene içerisinde, Resepsiyon Teknik yani Teknik Kabul Şefliğine atandım.
Fabrikanın önemli bölümlerden biri.
27 yaşlarındayım. Sorumlulğumda mühendis, yüksek tekniker dahil elli çalışanım var. İmzam olmadan hiç bir yerli parça araç üzerine ttakılmıyor.
Elektrometal ve Döktaş'a döktürdüğümüz Renault 12 brüt motorlarını metod bölümünde dizayn edilen aparatlarla kontrol ediyoruz.
Düşünebiliyormusunuz bundan 47 sene önce Türkiyede yerli motor üretiliyor ve OYAK Renault fabrikaları mekanik departmanında işleniyor.
Komple şasiyi ölçen Renault menşeyli devasa kontrol aparatımızın ölçme tekniklerini öğrenmek için Fransa'ya eğitime gönderiliyorum.
Eğitime önem veren uluslararası bir firmada görev almanın gururunu yaşıyorum.
Önce bir kelime Fransızca bilmediğim halde, görevimi yaparken, altı ay içinde özel eğitimle Fransızca konuşur hale geldim. Ve bir ay Fransa'da şirket içi eğitim aldım.
İlk uçağa binişim. İlk yurt dışı seyahatim. Anlatılamaz içimdeki heycan.
Tabi Paris'de karşılanmam. Altıma özel araç tahsisi apayrı duygu.
Esas konuya gelmek istiyorum
Eğitim. Eğitim. Eğitim...
Şu an seksen beş yaşlarında, Facebook'dan arkadaşımız Ergün Zoga, biz yöneticilere bir hafta genel yönetim konusunda eğitim verdi.
Kendisi, İsmet İnönü, Süleyman Demirel'e danışmanlık yapmış; otuz sayfalık nüfu cüzdanlarının tek sayfaya çevirtmiş; Türkiye' nin önde gelen holdinglerin de üst kademelerde görev almış, Zoga teorisi sahibi bir değer.
O bir haftada öğrendiklerimiz kitap olur.
İnşallah başka bir yazımda bu hayatıma yön veren eğitimden aldıklarımı sizlerle paylaşacağım.
O eğitimden kalan en önemli bilgilerden biri köşe yazarlığını yaptığım saygın gazetem, Gazete Balkan'ın yaş günü kutlamalarına getireceğim.
Ergün Zoga, İsmet İnönü başbakanlığı döneminde başbakan dsnışmanı.
Paşa bir karara imza atar.
Zoga, bu kararın yanlış olduğunu, Paşaya saygı çerçevesinde iletir. Paşa hemen kararından geri döner.
Zoga, hayretler içinde kalır. Allah, Allah koskoca Atatürk'ün en yakın arkadaşı. Nasıl benim sözümü dikkate alarak kararını değiştirdi diyerek paşaya sorar.
"Paşam neden benim uyarım neticesi kararınızdan döndünüz." Der.
Aldığı cevap. " Ergun, bu uyarınca, ne sen benim yerime geçebilirsin. Ne de senin cebine para girebilir." Bundan dolayı hemen kararımı değiştirdim." Der.
Tüm zorluklara, hele Romanya gibi yabancı bir ülkede, çırpınan, didinen, altında aracı olmadan kiralık araçlarla haber peşinde koşan, yerine göre parasızlık çeken, arkasında ciddi bir sponsoru olmadan gazetesini bugünlere, hiç bir gün aksatmadan, minumum sekiz sayfa her gün yayına yetiştiren, sanal, internet gazetesi değil günlük gazete olarak çıkarararak tirajini artıran, taraf gözetmeksizin, hiçbir olaya karışmayan,
Biz Türk iş adamlarının eli kulağı olan, Romen vatandaşlarında yakından takip ettiği, dürüstlüğe, hukuka saygılı ve bir de üstelik her gün canlı TV, video programı yapan Saygıdeğer Gazete Balkan Genel Müdürü Sayın Hamdi Yılmaz'ı candan gönülden kutluyorum.
Ellerine, kalemine, aklına sağlık.
Bu övgüleri, yukarıda bahsettiğim İsmet İnönü, Ergün Zoga misali; ne cebime para girecek ( Malın mülkün paranın zekatı olurda neden bilginin zekatı olmaz düşüncesiyle yazılarımı gazeteden bilgimin zekatı olarak bir kuruş almadan yapıyorum ve yapmaya devam edeceğim.)
Şu an facebook'dan arkadaşım olan Sayın Ergun Zoga'dan öğrendiklerime gelince.
- Tenkit ve eleştirilerinizi asla çıkar ve makam düşünmeden yapınız.
- Para her şeyi çözmez. Şimdi maaşınızı iki katına çıkarsam. Harcama alanlarınızı hemen genişletir, bir kaç ay sonra yine maaşım artsın diye çırpınırsınız. Bunun çözüm yolu tassaruf, bütçe ve parayı ailece iktisatlı kullanmaktır. Tabiki yaşamak için paraya ihtiyacımız var. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
- Türkiyede sizin ve ailenizin en büyük garantisi bir ev sahibi olmaktır.
Paranız olmadığı zaman soğan ekmek yer karnını doyurursu. Evin yoksa dışarda kalırsın.
- Müspet konuşun. Her işinizde müspetliği elden bırakmayın.
Örneğin, eşiniz ayakkabı istedi.
"Maaşımı almadan ayakkabı ALAMAM."
Peki şöyle diyebilirmiydik?
" Hanım maaşımı aldıkdan sonra ayakkabını ALIRIM."
Ne değişti? ALAMAM'da tepki çektin. ALIRIM'da kalp kazandın.
- Çalışanızın kendisi problemse, ilerde başınıza bela olmadan hemen bir dakika beklemeden işten çıkarın.
İnşallah kütüphanemi açtığımda Sayın Zoga'dan aldığım notları sizlerle paylaşacağım.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.