BİR GRAM TECRÜBE BİN GRAM TEORİDEN ÜSTÜNDÜR
1984 Asil Nadir dönemi.
Vestel Manisa Organize Sanayide Star Elektronik adında bir renkli televizyon ve video fabrikası kurulacak.
O dönem ülkemizde bir iki televizyon fabrikası ülkemizin renkli televizyon talebini karşılayamıyorlar.
Ben, Manisa'da renkli televizyon bulamadığımdan Eskişehir'de kız kardeşimin eşi kanalıyla manuel kumandalı TV almanın ailece sevincini yaşadım.
Bir boru firması, Manisa'da otuz bin metre kare kapalı alana fabrika inşaatına başlamış ve yatırım kararını askıya almıştı.
İnşaatı yarım halde bir kısmı eternitle kaplı fabrikayı o dönem İngiliz topluluğu içinde on zengin arasında bulunan
Asil Nadir, İngiliz televizyon firması Ferguson markasıyla üretim yapmak üzere satın alıyor.
EDİNDİĞİM TECRÜBELER..
- 1984 Mart Nisan ayları.
İlk kurucu müdürlerindenim.
Duvarları olmayan çatısı kısmen eternitle kapalı fabrika inşaatı sürerken Japon Hirata firmasınaın yaptığı montaj hattını 45 günde üç Japon teknik eleman ve benim kurduğum tamamı meslek lisesi mezunu 20 kişilik Türk ekiple tamamlıyoruz.
Hedef yılbaşıa üç dört ay kala piyasaya girmek.
O zamanlar yılbaşı gecesine iki saat kalana kadar müşteri TV bekliyordu.
- Dört, beş ay içerisinde, Ferguson marka, Türkiye'de ilk VHS Ferguson video ile TV üretimine Star Elektronik olarak başlıyoruz.
- Bir haber alıyoruz. Star marka deterjan fabrikası iflas kararı almış.
Hemen anında hiç bir masrafdan kaçınmadan, Star Elektronik olan ismimizden kurtulma telaşına düşüyoruz.
- Fabrikamıın her köşesine bir kutu koyarak çalışanlarmızdan Star Elektronik olan ismimize yeni bir ad bulmalarını istiyoruz.
- On isimde karar kılıyoruz.
- Bu on ismi, İngiliz, Koreli ve Japon iş arkadaşlarımıza yüksek sesle okumalarını istiyoruz.
- En güzel telaffuz şekli bu on isimden biri olan VESTEL' de karar kılıyoruz. İngilizceden VEST batı, EL' de elektroniğin ilk harfleri.
Türkiye'de uluslararası bir firmanın ismindeki (Ç) harfini yabancılar zor telaffuz ettiklerinden başka isimle ihracatlarını yapmış oldukları gibi.
1- İFLASI SİMGELEYEN KÖTÜ İMAJLI BİR İSİMLE YOLA DEVAM ETMEMEK
- İsim tamam. Asil Nadir derhal kansorejen etkisi olan yarım kalan fabrikadaki binlerce metre kare eternitleri söktürüp çöpe attırıyor.
"Ben işçimi kansorejen yayan bir ortamda çalıştırmam" diyerek.
2- ÇALIŞANIN SAĞLIĞINA VERİLEN ÖNEM
- Manisa yazın ortası sıcaklık 40- 42 dereceyi buluyor.
Fabrika önünde binlerce metre kare çimenlere su dayanmıyor.
Genel Müdürümüze soruyorum.
Bu sıcakda, bu su kıtlığında çimenlere verilen önemin nedenini.
Cevabı: " Fuat ben müşteriyi fabrika girişinde kazanırım."
3- FABRİKALARIN GİRİŞLERİ, KALİTESİNİN GÖSTERGESİDİR.
- Otuz bin metre kare alanda, Japon Hirata firmasının otomasyon bandlarını kırk beş gün içerisinde kurduğumuza
İngilizler inanamıyorlar ve fabrika ziyaretine ani karar veriyorlar.
Genel Müdürüm patronlar yarın gelecekler biraz sağa sola çeki düzen ver diye beni uyarıyor.
Ben tüm ekiple artık montaj malzemelerini yarım günde bir kapalı alana toplatıyorum.
Ertesi gün öğleden sonra İngiliz hissedarların ziyareti var.
Bir gün önce genel müdürüm, son durumu görmek üzere beraber fabrikayı dolaşıyoruz.
Genel müdürüm, acele ve telaşla sağda solda olan montaj artıklarını üst üste koydurduğum yığın haldeki salona bakmak istiyor ve açtırıyor.
Bir de ne görsün (zaman kıssalığından bende görmemiştim)
"Bu ne Fuat" diyor genel müdürüm.
Ben dilimin döndüğünce bahane üzeri bahane sıralıyorum. Yok zaman çok kısaydı. Yok elemanlar montajda çeşitli sahalarda çalışıyordu vs.
Aldığım cevap.
Benim bildiğim Fuat bu değildir. İsteseydi bu yığınları düzgün istiflettirirdi. Hiç konuşma. Bahaneye sığınma. istersen yüzlerce bahane bulursun. İşi düzgün yapmaya gönlün olsaydı bahanelerle sığınmazdın.
4- İŞİNİ DÜZGÜN YAPMAK İSTEMEYEN BAHANELERE SARILMAMALI.
- 1985 İzmir Fuarında ilk katılıyoruz.
Fuarın en göz alıcı firmalarından biriyiz.
Herşey dört dörtlük.
Fuarda, ayrıca modern bir salonda yüzlerce bayimize mamulümüzü anlatıyor bilgi veriyoruz.
Rahmetli Altan Erbulak, sunuculuk yapıyor, esprileri ve o güzel sempatik hareketleriyle.
Genel Müdürümüz, kürsüde firmamızı tanıtırken, kalitemizden, büyüklüğümüzden, gelecekte yapacaklarımızdan heycanla anlatıyor.
Konuşma bittikden sonra Altan Erbulak, kürsüye çıkıyor ve hayatım boyu unutamayacağım şu fıkrayı anlatıyor.
Almanya'da uzun süre çalışan bir işçimiz emekli olup Türkiye'ye yerleşiyor ve rahmetli oluyor. Kabirde sorgu sual melekleri, senin günahların çok cehenneme gireceksin. Ama müslümanlığından dolayı sana cehennemini seçme şansı vereceğiz. Alman' mı, Türk cehennemimi, hangisini istersin.
Bizimki soruyor aralarındaki fark ne? Melekler, Alman cehenneminde her gün saat beş de bir çay kaşığı pislik (b.k) yedirecekler. Türk'de ise yine aynı saatte bir tencere pislik.
Bizimki hemen Türk cehenemini istiyorum diyor.
Melekler şaşırır. Sorarlar neden bir tencere pisliği, bir çay kaşığına tercih ettin.
Bizimki, orası Alman her gün saat beş de mutlaka bir kaşık pisliği yedirirler.
Ya! Türk cehennemi, bir gün saat bulamazlar, bir gün pislik, bir gün tencere bulamazlar, bir gün kaşık. Yemekden kurtulurum.
Altan Erbulak, sözünü şöyle bitirir.
Sayın Genel Müdür inşallah sizin şirketiniz Türk cehennemine benzemez.
5- ÜRETİM, İŞ AHLAKI, CİDDİYET VE KALİTE İSTER. YÖNETİM İLİM İSTER.
Yeni bir idare müdürü göreve başlamıştı. Fabrika önünde geniş bir çimenlik alan vardı.
Ortasında orta boy bir ağaç. Müdür arkadaşımız çimenlerin görüntüsünü bozuyor diye kestirdi.
Genel Müdürümüz ağacın olmadığını görünce, hemen arkadaşımızın işine son verdi.
6- YEŞİLE VE DOĞAYA VERİLEN ÖNEM.
TV üretimiyle piyasaya hızlı bir şekilde girdik. Talebe zor yetişiyoruz. Rakiplerimiz güçlüler. Onların TV satışlarına ket vurduk.
Rakiplerimizden biri, beyaz eşya ağırlıklı bayilerine benim TV varken başka TV satamazsınız diye baskı haberini alıyoruz.
Anında karar vererek, önce müzik seti fabrikası, arkasından Türkiye'de ilk mikro dalga fırın ve akabinde altı ay içinde buzdolabı fabrikalarını kuruyoruz.
İnanın dört, beş sene içerisinde IBM monitör, çamaşır makinası olmak üzere toplamda çesitli üretim alanlarında on fabrika kuruyoruz.
7- KÖTÜ KOMŞU KİRACIYI EV SAHİBİ YAPAR MİSALİ.
34 YAŞINDA DÜNYA LİDERİ BİR FABRİKADAN TECRÜBELERİM
BİR GRAM TECRÜBE BİN GRAM TEORİDEN ÜSTÜNDÜR
1984 Asil Nadir dönemi.
Vestel Manisa Organize Sanayide Star Elektronik adında bir renkli televizyon ve video fabrikası kurulacak.
O dönem ülkemizde bir iki televizyon fabrikası ülkemizin renkli televizyon talebini karşılayamıyorlar.
Ben, Manisa'da renkli televizyon bulamadığımdan Eskişehir'de kız kardeşimin eşi kanalıyla manuel kumandalı TV almanın ailece sevincini yaşadım.
Bir boru firması, Manisa'da otuz bin metre kare kapalı alana fabrika inşaatına başlamış ve yatırım kararını askıya almıştı.
İnşaatı yarım halde bir kısmı eternitle kaplı fabrikayı o dönem İngiliz topluluğu içinde on zengin arasında bulunan
Asil Nadir, İngiliz televizyon firması Ferguson markasıyla üretim yapmak üzere satın alıyor.
EDİNDİĞİM TECRÜBELER..
- 1984 Mart Nisan ayları.
İlk kurucu müdürlerindenim.
Duvarları olmayan çatısı kısmen eternitle kapalı fabrika inşaatı sürerken Japon Hirata firmasınaın yaptığı montaj hattını 45 günde üç Japon teknik eleman ve benim kurduğum tamamı meslek lisesi mezunu 20 kişilik Türk ekiple tamamlıyoruz.
Hedef yılbaşıa üç dört ay kala piyasaya girmek.
O zamanlar yılbaşı gecesine iki saat kalana kadar müşteri TV bekliyordu.
- Dört, beş ay içerisinde, Ferguson marka, Türkiye'de ilk VHS Ferguson video ile TV üretimine Star Elektronik olarak başlıyoruz.
- Bir haber alıyoruz. Star marka deterjan fabrikası iflas kararı almış.
Hemen anında hiç bir masrafdan kaçınmadan, Star Elektronik olan ismimizden kurtulma telaşına düşüyoruz.
- Fabrikamıın her köşesine bir kutu koyarak çalışanlarmızdan Star Elektronik olan ismimize yeni bir ad bulmalarını istiyoruz.
- On isimde karar kılıyoruz.
- Bu on ismi, İngiliz, Koreli ve Japon iş arkadaşlarımıza yüksek sesle okumalarını istiyoruz.
- En güzel telaffuz şekli bu on isimden biri olan VESTEL' de karar kılıyoruz. İngilizceden VEST batı, EL' de elektroniğin ilk harfleri.
Türkiye'de uluslararası bir firmanın ismindeki (Ç) harfini yabancılar zor telaffuz ettiklerinden başka isimle ihracatlarını yapmış oldukları gibi.
1- İFLASI SİMGELEYEN KÖTÜ İMAJLI BİR İSİMLE YOLA DEVAM ETMEMEK
- İsim tamam. Asil Nadir derhal kansorejen etkisi olan yarım kalan fabrikadaki binlerce metre kare eternitleri söktürüp çöpe attırıyor.
"Ben işçimi kansorejen yayan bir ortamda çalıştırmam" diyerek.
2- ÇALIŞANIN SAĞLIĞINA VERİLEN ÖNEM
- Manisa yazın ortası sıcaklık 40- 42 dereceyi buluyor.
Fabrika önünde binlerce metre kare çimenlere su dayanmıyor.
Genel Müdürümüze soruyorum.
Bu sıcakda, bu su kıtlığında çimenlere verilen önemin nedenini.
Cevabı: " Fuat ben müşteriyi fabrika girişinde kazanırım."
3- FABRİKALARIN GİRİŞLERİ, KALİTESİNİN GÖSTERGESİDİR.
- Otuz bin metre kare alanda, Japon Hirata firmasının otomasyon bandlarını kırk beş gün içerisinde kurduğumuza
İngilizler inanamıyorlar ve fabrika ziyaretine ani karar veriyorlar.
Genel Müdürüm patronlar yarın gelecekler biraz sağa sola çeki düzen ver diye beni uyarıyor.
Ben tüm ekiple artık montaj malzemelerini yarım günde bir kapalı alana toplatıyorum.
Ertesi gün öğleden sonra İngiliz hissedarların ziyareti var.
Bir gün önce genel müdürüm, son durumu görmek üzere beraber fabrikayı dolaşıyoruz.
Genel müdürüm, acele ve telaşla sağda solda olan montaj artıklarını üst üste koydurduğum yığın haldeki salona bakmak istiyor ve açtırıyor.
Bir de ne görsün (zaman kıssalığından bende görmemiştim)
"Bu ne Fuat" diyor genel müdürüm.
Ben dilimin döndüğünce bahane üzeri bahane sıralıyorum. Yok zaman çok kısaydı. Yok elemanlar montajda çeşitli sahalarda çalışıyordu vs.
Aldığım cevap.
Benim bildiğim Fuat bu değildir. İsteseydi bu yığınları düzgün istiflettirirdi. Hiç konuşma. Bahaneye sığınma. istersen yüzlerce bahane bulursun. İşi düzgün yapmaya gönlün olsaydı bahanelerle sığınmazdın.
4- İŞİNİ DÜZGÜN YAPMAK İSTEMEYEN BAHANELERE SARILMAMALI.
- 1985 İzmir Fuarında ilk katılıyoruz.
Fuarın en göz alıcı firmalarından biriyiz.
Herşey dört dörtlük.
Fuarda, ayrıca modern bir salonda yüzlerce bayimize mamulümüzü anlatıyor bilgi veriyoruz.
Rahmetli Altan Erbulak, sunuculuk yapıyor, esprileri ve o güzel sempatik hareketleriyle.
Genel Müdürümüz, kürsüde firmamızı tanıtırken, kalitemizden, büyüklüğümüzden, gelecekte yapacaklarımızdan heycanla anlatıyor.
Konuşma bittikden sonra Altan Erbulak, kürsüye çıkıyor ve hayatım boyu unutamayacağım şu fıkrayı anlatıyor.
Almanya'da uzun süre çalışan bir işçimiz emekli olup Türkiye'ye yerleşiyor ve rahmetli oluyor. Kabirde sorgu sual melekleri, senin günahların çok cehenneme gireceksin. Ama müslümanlığından dolayı sana cehennemini seçme şansı vereceğiz. Alman' mı, Türk cehennemimi, hangisini istersin.
Bizimki soruyor aralarındaki fark ne? Melekler, Alman cehenneminde her gün saat beş de bir çay kaşığı pislik (b.k) yedirecekler. Türk'de ise yine aynı saatte bir tencere pislik.
Bizimki hemen Türk cehenemini istiyorum diyor.
Melekler şaşırır. Sorarlar neden bir tencere pisliği, bir çay kaşığına tercih ettin.
Bizimki, orası Alman her gün saat beş de mutlaka bir kaşık pisliği yedirirler.
Ya! Türk cehennemi, bir gün saat bulamazlar, bir gün pislik, bir gün tencere bulamazlar, bir gün kaşık. Yemekden kurtulurum.
Altan Erbulak, sözünü şöyle bitirir.
Sayın Genel Müdür inşallah sizin şirketiniz Türk cehennemine benzemez.
5- ÜRETİM, İŞ AHLAKI, CİDDİYET VE KALİTE İSTER. YÖNETİM İLİM İSTER.
Yeni bir idare müdürü göreve başlamıştı. Fabrika önünde geniş bir çimenlik alan vardı.
Ortasında orta boy bir ağaç. Müdür arkadaşımız çimenlerin görüntüsünü bozuyor diye kestirdi.
Genel Müdürümüz ağacın olmadığını görünce, hemen arkadaşımızın işine son verdi.
6- YEŞİLE VE DOĞAYA VERİLEN ÖNEM.
TV üretimiyle piyasaya hızlı bir şekilde girdik. Talebe zor yetişiyoruz. Rakiplerimiz güçlüler. Onların TV satışlarına ket vurduk.
Rakiplerimizden biri, beyaz eşya ağırlıklı bayilerine benim TV varken başka TV satamazsınız diye baskı haberini alıyoruz.
Anında karar vererek, önce müzik seti fabrikası, arkasından Türkiye'de ilk mikro dalga fırın ve akabinde altı ay içinde buzdolabı fabrikalarını kuruyoruz.
İnanın dört, beş sene içerisinde IBM monitör, çamaşır makinası olmak üzere toplamda çesitli üretim alanlarında on fabrika kuruyoruz.
7- KÖTÜ KOMŞU KİRACIYI EV SAHİBİ YAPAR MİSALİ.
Ekleme
Tarihi: 25 Kasım 2024 - Pazartesi
34 YAŞINDA DÜNYA LİDERİ BİR FABRİKADAN TECRÜBELERİM
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.