kitap fuarı
Dr.Hüseyin Aydıncak
Köşe Yazarı
Dr.Hüseyin Aydıncak
 

KUĞULU PARKI GEZDİM

Ankara Işıklar caddesinde MALATYA ÖĞRENCİ YURDU vardı. Koşulları çok kötü olmasına rağmen Gardaşlık temelinde 70 kadar Malatyalı öğrenci barınıyorduk ama yurtta kalanlar devam mecburiyeti olmayan okullarda okudukları için ders çalışmak gibi bir dertleri yoktu, ailelerinden gelen parayı hışlıyorlardı. 1971 yılında sağcı ve tarikatçı baskılar altında Müdürümüz Sıtkı Bey müdürlüğü bana vermek istedi. Ben ODTÜ. den gelme bir solcu öğrenci lideriydim, aynı zamanda ODTÜ'den geçtiğim Tıp Fakültesinde de öğrenci lideriydim. Sıtkı hocam teklifini kabul etmeyince, Hüseyin sen öğrenci liderisin, senden korkuyorlar sen buradan ayrılırsan bu yurdu tarikatçılar ele geçirir dedi. Yurtta kalan arkadaşlarla nöbet tutalım diye konuştuk. Kimse yanaşmadı. Benim odam girişte ilk oda, kapı kilidi falan yok, açık hedefim. Arkadaşlar ile görüştük, Hüseyin Durmaz, İbrahim Karataş ve kardeşim Haşim Aydıncak olmak üzere 4 kişi barınacak kiralık ev aramaya başladık. Billur sokak bizim için bir hayaldi. Ödüllü Mimarlardan biri büro ve çalışma odası olarak kullandığı salon dışında 3 oda banyo, mutfak kısımlarını bize kiraladı. , ödeyebileceğimiz bir kiraydı. Mimar bey hiç gelmediği için salondaki büyük çizim masalarını da biz kullanıyorduk. Biz yurttan ayrılınca yurt basıldı, sağcı ümmetçi bir grubun eline geçti, yurdu Bahçelievle rde bir binaya taşıdılar abdestli Namazlı, oruç tutan 35 öğrenci aldılar Sonrasını takip etmedim. Bir beladan kurtulmuştuk. Rahmetli Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel ile bahçemiz komşuydu.12 Marttan önce İhsan Sabri Çağlayanla iki koruma arabası arasında meclise kadar yürüye yürüye giden. HALKINDAN KORKMAYAN BİR HALK ADAMIYDI. Ona o zamanlar çok kızardık, şimdi bunu yaptığım için ruhuna dualar edip özür diliyorum. Bu konuda Facebook paylaşımları da yaptım 54 yıl sonra sevgili oğlum Özgür Aydıncak beni eski mahalleme götürdü. Buğday sokaktan Rampa yukarı eskisi gibi yürürken nefes darlığı, bacaklarda dermansızlık, eski köprülerin altından çok sular geçtiğini hatırlattı. Kendi sokağımız Billur sokaktaki evimiz ve komşu bina hiç değişmemişti, oradan hatıra fotoğrafları çektikten sonra Güniz sokağa geçtik. Çok duygulandım, komşum Süleyman Demirel'e kapısı önünde gene Fatihalar okuyarak özür diledim. Sonra Kuğulu parktaki anıları yaşadım, kuğuları bol bol izledim. Şırıl. şırıl akan suyun üzerindeki köprüden ve görüntüler aldık. Sonra Ankara tıp Fakültesinden 50 yıl önce mezun olan doktor kardeşlerimle Nene Hatun caddesinde bir lokantada buluştuk.    
Ekleme Tarihi: 10 Mart 2025 - Pazartesi
Dr.Hüseyin Aydıncak

KUĞULU PARKI GEZDİM

Ankara Işıklar caddesinde MALATYA ÖĞRENCİ YURDU vardı.
Koşulları çok kötü olmasına rağmen Gardaşlık temelinde 70 kadar Malatyalı öğrenci barınıyorduk ama yurtta kalanlar devam mecburiyeti olmayan okullarda okudukları için ders çalışmak gibi bir dertleri yoktu, ailelerinden gelen parayı hışlıyorlardı.
1971 yılında sağcı ve tarikatçı baskılar altında Müdürümüz Sıtkı Bey müdürlüğü bana vermek istedi. Ben ODTÜ. den gelme bir solcu öğrenci lideriydim, aynı zamanda ODTÜ'den geçtiğim Tıp Fakültesinde de öğrenci lideriydim. Sıtkı hocam teklifini kabul etmeyince, Hüseyin sen öğrenci liderisin, senden korkuyorlar sen buradan ayrılırsan bu yurdu tarikatçılar ele geçirir dedi.
Yurtta kalan arkadaşlarla nöbet tutalım diye konuştuk. Kimse yanaşmadı. Benim odam girişte ilk oda, kapı kilidi falan yok, açık hedefim.
Arkadaşlar ile görüştük, Hüseyin Durmaz, İbrahim Karataş ve kardeşim Haşim Aydıncak olmak üzere 4 kişi barınacak kiralık ev aramaya başladık. Billur sokak bizim için bir hayaldi. Ödüllü Mimarlardan biri büro ve çalışma odası olarak kullandığı salon dışında 3 oda banyo, mutfak kısımlarını bize kiraladı. , ödeyebileceğimiz bir kiraydı. Mimar bey hiç gelmediği için salondaki büyük çizim masalarını da biz kullanıyorduk.
Biz yurttan ayrılınca yurt basıldı, sağcı ümmetçi bir grubun eline geçti, yurdu Bahçelievle rde bir binaya taşıdılar abdestli Namazlı, oruç tutan 35 öğrenci aldılar Sonrasını takip etmedim. Bir beladan kurtulmuştuk.
Rahmetli Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel ile bahçemiz komşuydu.12 Marttan önce İhsan Sabri Çağlayanla iki koruma arabası arasında meclise kadar yürüye yürüye giden. HALKINDAN KORKMAYAN BİR HALK ADAMIYDI. Ona o zamanlar çok kızardık, şimdi bunu yaptığım için ruhuna dualar edip özür diliyorum. Bu konuda Facebook paylaşımları da yaptım
54 yıl sonra sevgili oğlum Özgür Aydıncak beni eski mahalleme götürdü. Buğday sokaktan Rampa yukarı eskisi gibi yürürken nefes darlığı, bacaklarda dermansızlık, eski köprülerin altından çok sular geçtiğini hatırlattı.
Kendi sokağımız Billur sokaktaki evimiz ve komşu bina hiç değişmemişti, oradan hatıra fotoğrafları çektikten sonra Güniz sokağa geçtik. Çok duygulandım, komşum Süleyman Demirel'e kapısı önünde gene Fatihalar okuyarak özür diledim.
Sonra Kuğulu parktaki anıları yaşadım, kuğuları bol bol izledim. Şırıl. şırıl akan suyun üzerindeki köprüden ve görüntüler aldık.
Sonra Ankara tıp Fakültesinden 50 yıl önce mezun olan doktor kardeşlerimle Nene Hatun caddesinde bir lokantada buluştuk.
 
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.