Dr.Hüseyin Aydıncak
Köşe Yazarı
Dr.Hüseyin Aydıncak
 

YURDUM İNSANI NE YAPARSA YAPSIN, CANDIR...

1976 da Adıyaman'da SSK dispanserinde çalışıyorum. Sümerbank İplik fabrikası, DSİ, Karayolları, YSE vs. Yerlerden gelen işçiler hep işi savsaklamak için çeşitli nedenlerle rapor almaya çalışırlardı. Valilik dahil bazı kurumların, müdürleri şefleri de kartlarının arkasına hamili karta 3 gün, 5 gün rapor vermeni rica ederim gibi kartlar gönderirlerdi. Bazı talepleri yerine getirir bazılarını da geri çevirirdim. Ama Hamili kişiye kartlarını da saklardım. Daire amirleri bazan beni doktor her gidene rapor veriyor, çok rapor verdiği için, iş gücü kaybımız oluyor diye şikayet ettiklerinde bağlı olduğumuz SSK Malatya Bölge müdürlüğünden soruşturma için müfettişler gelirdi. Müfettiş şikayetleri söyleyip cevabımı beklerken kartları önlerine açıp, ben her gelene rapor veriyorsam, iş gücü kaybına neden oluyorsam bunlar neden araya girip kart yazıp rapor istemişler. Deyince Müfettişler konuyu kapatıp çantalarını alıp gidiyorlardı. Almanya'dan izine gelenler de araya tanıdığım adamları koyup paralar vererek rapor almak için Muayenehaneme gelir ısrar ederlerdi ama ben hasta olmayanlara rapor vermek istemezdim. Birgün ben rapor vermediğim bir gurbetçiyi Malatya Bölge hastanesine sevk ettim. Ertesi gün raporu almış gelmişti. Gelirken de oranın Başhekiminin selamını ve bir kartını getirmişti, Kartın arkasına baktım “ULAN ALDA VERSENE, BURADAKİLER ALMIYOR MU? VATANDAŞI NEDEN BURAYA GÖNDERİYORSUN? SEN ENAYİ MİSİN?” Yazıyordu. He valla… Ondan sonra da BEN ENAYİLİKTEN KURTULAMADIM. Halen sosyal medyada yazıştığımız Başhekim abem “Ben öyle bir şey yazmamışımdır” diyor. Ben bu kartları Umumi Hıfzıssıhha Kanunu kitabının arasına koymuştum, eşim eski kitap diye, eski gazete ve kitaplarla birlikte eskiciye vermiş, benim kanıt arşivim de gitmiş. Yoksa kartını önüne kordum. YURDUM İNSANI MALATYADAN ADIYAMANA RAPOR ALMAYA GELMİŞTİ. Birgün Malatya'dan bir yurdum bir insanı geldi, “BEN MALATYA TEKEL TÜTÜN FABRİKASINDA ÇALIŞIYORUM, BABANIN ARKADAŞIYIM, BABANIN SELAMI VAR, BİR HAFTA RAPOR İHTİYACIM VAR” “BABAM NASIL, İYİ Mİ?” “İYİ İYİ DÜN BERABER ÇAY İÇTİK, BİRAZ KONUŞTUK” Babam böyle bir konuya aracılık etmez... Babam 5 yıl önce Ankara Bira Fabrikasına tayin olmuştu... Baba dostu sayılır, Malatya'dan kalkıp gelmiş hemşeri Yurdum insanını geri çevirmedim, ayıbını da yüzüne vurmadım, raporu imzalayıp verdim “BABAMA SELAM SÖYLE” dedim. “BAŞ ÜSTÜNE” Dedi gitti. O zamanlar cep telefonları yoktu, ertesi gün baba dostunu arayıp babama selam söyleyip söylemediğini öğrenemedim.
Ekleme Tarihi: 22 Temmuz 2024 - Pazartesi
Dr.Hüseyin Aydıncak

YURDUM İNSANI NE YAPARSA YAPSIN, CANDIR...

1976 da Adıyaman'da SSK dispanserinde çalışıyorum.
Sümerbank İplik fabrikası, DSİ, Karayolları, YSE vs. Yerlerden gelen işçiler hep işi savsaklamak için çeşitli nedenlerle rapor almaya çalışırlardı.
Valilik dahil bazı kurumların, müdürleri şefleri de kartlarının arkasına hamili karta 3 gün, 5 gün rapor vermeni rica ederim gibi kartlar gönderirlerdi.
Bazı talepleri yerine getirir bazılarını da geri çevirirdim.
Ama Hamili kişiye kartlarını da saklardım.
Daire amirleri bazan beni doktor her gidene rapor veriyor, çok rapor verdiği için, iş gücü kaybımız oluyor diye şikayet ettiklerinde bağlı olduğumuz SSK Malatya Bölge müdürlüğünden soruşturma için müfettişler gelirdi.
Müfettiş şikayetleri söyleyip cevabımı beklerken kartları önlerine açıp, ben her gelene rapor veriyorsam, iş gücü kaybına neden oluyorsam bunlar neden araya girip kart yazıp rapor istemişler. Deyince Müfettişler konuyu kapatıp çantalarını alıp gidiyorlardı.
Almanya'dan izine gelenler de araya tanıdığım adamları koyup paralar vererek rapor almak için Muayenehaneme gelir ısrar ederlerdi ama ben hasta olmayanlara rapor vermek istemezdim.
Birgün ben rapor vermediğim bir gurbetçiyi Malatya Bölge hastanesine sevk ettim. Ertesi gün raporu almış gelmişti. Gelirken de oranın Başhekiminin selamını ve bir kartını getirmişti,
Kartın arkasına baktım
“ULAN ALDA VERSENE, BURADAKİLER ALMIYOR MU?
VATANDAŞI NEDEN BURAYA GÖNDERİYORSUN?
SEN ENAYİ MİSİN?” Yazıyordu.
He valla…
Ondan sonra da BEN ENAYİLİKTEN KURTULAMADIM.
Halen sosyal medyada yazıştığımız Başhekim abem “Ben öyle bir şey yazmamışımdır” diyor.
Ben bu kartları Umumi Hıfzıssıhha Kanunu kitabının arasına koymuştum, eşim eski kitap diye, eski gazete ve kitaplarla birlikte eskiciye vermiş, benim kanıt arşivim de gitmiş. Yoksa kartını önüne kordum.
YURDUM İNSANI MALATYADAN ADIYAMANA RAPOR ALMAYA GELMİŞTİ.
Birgün Malatya'dan bir yurdum bir insanı geldi,
“BEN MALATYA TEKEL TÜTÜN FABRİKASINDA ÇALIŞIYORUM, BABANIN ARKADAŞIYIM, BABANIN SELAMI VAR, BİR HAFTA RAPOR İHTİYACIM VAR”
“BABAM NASIL, İYİ Mİ?”
“İYİ İYİ DÜN BERABER ÇAY İÇTİK, BİRAZ KONUŞTUK”
Babam böyle bir konuya aracılık etmez...
Babam 5 yıl önce Ankara Bira Fabrikasına tayin olmuştu...
Baba dostu sayılır, Malatya'dan kalkıp gelmiş hemşeri Yurdum insanını geri çevirmedim, ayıbını da yüzüne vurmadım, raporu imzalayıp verdim
“BABAMA SELAM SÖYLE” dedim.
“BAŞ ÜSTÜNE” Dedi gitti.
O zamanlar cep telefonları yoktu, ertesi gün baba dostunu arayıp babama selam söyleyip söylemediğini öğrenemedim.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.