kitap fuarı
Dr.Hüseyin Aydıncak
Köşe Yazarı
Dr.Hüseyin Aydıncak
 

HASTAMI SAÇ TARARKEN GÖRDÜM, ADINI SÜSLÜ KOYDUM

1993-1996 yılları arasında Hizmet verdiğim dahiliye kliniği hijyen bakımından bayağı sorunluydu, Şefimizin SSK'nın kadrolu elemanları dediği hamam böcekleri insanların yüzünde gözünde geziyordu. Hasta sirkülasyonu nedeniyle hastane boşaltılıp köklü bir ilaçlama yapılamıyordu. Gördüm ki hastane kantininde hamam böceği kapanı satılıyor. Sordum, resmen satın alıp hasta odalarına koyamıyormuşuz. Klinik servisine yatırdığım her hastaya kantinden hamam böceği kapanı aldırdım, hasta yatakları etrafına dizdim. Hastalar hamam böceklerinden nispeten kurtuldu. Klinik şefi ve diğer doktor arkadaşlar bunun mevzuata uygun olmadığını şikayet ederlerse ceza alabileceğimi söylediler. 1976-1993 yıllarında Özel muayenehane hekimliği yapmışım, kanundan yönetmelikten ne anlarım. Ben servisten başka bölüme atanana kadar 3 yıl bu işi sürdürdüm. KİMSE DE BENİ ŞİKAYET ETMEDİ. Klinikte yatan hastaların çoğu, kalp yetmezliği, şeker hastası, kronik karaciğer dediğimiz karaciğer hastalarıydı. Hepsi de sıkıntılı TERMİNAL DÖNEMDE HASTALARDI. Her hasta odasında 4 hasta yatağı vardı, refakatçilerin oturacağı bir tabure bile yoktu. Bir sabah vizite gittim 4 kişilik odada bir hastam yoktu, yatanlara sordum bir haber alamadım, servis salonunda falan aradım, refakatçisi salonda rastladı ona sordum yok. Tuvalete baktım klozetin üzerinde ruhunu teslim etmişti, Başka bir sabah hasta odasına girdim benim kalp yetmezliği olan hastamın yüzü yanındaki yatağa dönük, karşıdaki konuşmaya devam ediyor, baktım ki benim hastamın dili dışarıda bu dünyadan sessizce göçüp gitmiş. Ama bir gün sabah vizitinde güzel bir sürprizle karşılaştım, hasta odasına girdim benim 65 yaşlarındaki kronik karaciğer hastam Gülbahar Hanım yatağında oturmuş, bir elinde ayna saçlarını tarıyordu. Hasta halinde bile kişiliğine önem veren, kendini salıvermemiş hastam beni çok sevindirdi. Artık ona SÜSLÜ adını taktım, her vesileyle SÜSLÜ diyorum, hoşuna da gidiyordu. Taburcu olduktan sonra bir gün Özel Aydıncak polikliniğinin telefonundan bir bey arıyor dediler, telefonu aldım bir beyefendi "Ben SÜSLÜ 'nün eşiyim" diye söze başladı, sordukları soruları yanıtladım, zaman zaman da benim özel polikliniğime kontrole geldi. Bir başka telefonda SÜSLÜ 'nün eşi onu kaybettiğimizi söyledi. Çok üzüldüm. Bu anısıyla onu yaşatıyorum. Dr-Hüseyin Aydıncak NOT 1-TERMİNAL DÖNEMDE HASTALAR Yaşamının son günlerini yaşayan, • ölmek üzere olan hasta anlamına gelir. 2-Yaş 80 ama teknolojiyi, dijital olanakları takip ediyor ve kullanıyorum yapay zekaya aşağıdaki fotoğrafı tarif ettim yaptırdım.
Ekleme Tarihi: 19 Şubat 2025 - Çarşamba
Dr.Hüseyin Aydıncak

HASTAMI SAÇ TARARKEN GÖRDÜM, ADINI SÜSLÜ KOYDUM

1993-1996 yılları arasında Hizmet verdiğim dahiliye kliniği hijyen bakımından bayağı sorunluydu, Şefimizin SSK'nın kadrolu elemanları dediği hamam böcekleri insanların yüzünde gözünde geziyordu. Hasta sirkülasyonu nedeniyle hastane boşaltılıp köklü bir ilaçlama yapılamıyordu.
Gördüm ki hastane kantininde hamam böceği kapanı satılıyor. Sordum, resmen satın alıp hasta odalarına koyamıyormuşuz.
Klinik servisine yatırdığım her hastaya kantinden hamam böceği kapanı aldırdım, hasta yatakları etrafına dizdim. Hastalar hamam böceklerinden nispeten kurtuldu. Klinik şefi ve diğer doktor arkadaşlar bunun mevzuata uygun olmadığını şikayet ederlerse ceza alabileceğimi söylediler.
1976-1993 yıllarında Özel muayenehane hekimliği yapmışım, kanundan yönetmelikten ne anlarım. Ben servisten başka bölüme atanana kadar 3 yıl bu işi sürdürdüm. KİMSE DE BENİ ŞİKAYET ETMEDİ.
Klinikte yatan hastaların çoğu, kalp yetmezliği, şeker hastası, kronik karaciğer dediğimiz karaciğer hastalarıydı. Hepsi de sıkıntılı TERMİNAL DÖNEMDE HASTALARDI.
Her hasta odasında 4 hasta yatağı vardı, refakatçilerin oturacağı bir tabure bile yoktu.
Bir sabah vizite gittim 4 kişilik odada bir hastam yoktu, yatanlara sordum bir haber alamadım, servis salonunda falan aradım, refakatçisi salonda rastladı ona sordum yok. Tuvalete baktım klozetin üzerinde ruhunu teslim etmişti,
Başka bir sabah hasta odasına girdim benim kalp yetmezliği olan hastamın yüzü yanındaki yatağa dönük, karşıdaki konuşmaya devam ediyor, baktım ki benim hastamın dili dışarıda bu dünyadan sessizce göçüp gitmiş.
Ama bir gün sabah vizitinde güzel bir sürprizle karşılaştım, hasta odasına girdim benim 65 yaşlarındaki kronik karaciğer hastam Gülbahar Hanım yatağında oturmuş, bir elinde ayna saçlarını tarıyordu. Hasta halinde bile kişiliğine önem veren, kendini salıvermemiş hastam beni çok sevindirdi. Artık ona SÜSLÜ adını taktım, her vesileyle SÜSLÜ diyorum, hoşuna da gidiyordu. Taburcu olduktan sonra bir gün Özel Aydıncak polikliniğinin telefonundan bir bey arıyor dediler, telefonu aldım bir beyefendi
"Ben SÜSLÜ 'nün eşiyim" diye söze başladı, sordukları soruları yanıtladım, zaman zaman da benim özel polikliniğime kontrole geldi.
Bir başka telefonda SÜSLÜ 'nün eşi onu kaybettiğimizi söyledi. Çok üzüldüm. Bu anısıyla onu yaşatıyorum.
NOT
1-TERMİNAL DÖNEMDE HASTALAR
Yaşamının son günlerini yaşayan, • ölmek üzere olan hasta anlamına gelir.
2-Yaş 80 ama teknolojiyi, dijital olanakları takip ediyor ve kullanıyorum yapay zekaya aşağıdaki fotoğrafı tarif ettim yaptırdım.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.