60 m2 lik Çiftliğimin hasretindeyim, ... Beton yığınları arasında daralıyorum. Beden yaşlı, bedeni ağrı sızı esir almış, kapıdan dışarı çıkamıyor. Ama deli gönül, çılgın ruhum Özgür. Bence siz de gönlünüzü, ruhunuzu onlara arkadaş edin, pişman olmazsınız.   DELİ GÖNLÜM VE ÇILGIN RUHUMUN ÖZGÜR GEZİLERİ -Yaş 80, bedenimin türlü türlü sıkıntıları, ağrıları, sızıları var, ama gönlümün ve ruhumun coşkusu etkisiyle ahmak kendini 18 nde sanıyor. Onların peşine takılıyor, her şeyi unutup gününü gün ediyor… Yav bu benim deli GÖNLÜM, ÇILGIN RUHUM ya farkında değil zamanın ya da AKLIMI iplemiyorlar. Başlarını alıp alıp zaman ve mekân sınırsız dolaşıp duruyorlar. Gönül yaşlanma nedir bilmez "Er kocar da gönül kocamaz" Derler, Can kuşu da denilen Ruhun zaten kocama diye bir derdi yok. "Gönül ferman dinlemez" Zihniyetiyle; uyum sağlayamayan, hızı yetişemeyen bedeni ve onun Aklını da bir kenara bırakıp Ruhum ve Gönlüm el birliği yapıp arada kaçamaklar yaparlar -Sıkıyı, sıkıntıyı görünce kaçıp ILGAZ DAĞI doruklarına kendilerini atıyorlar, katır kutur karda yürüyüp, bulgur bulgur olmuş temiz karlara dalıp kütürdeterek kar yiyorlar, ıslık, fitlik çalarak esen rüzgârı İçlerine çekerek ciğerlerini doldurup doğanın büyüsüne kapılıp zor geri dönüyorlar. -Biraz neşelenmek, mutlu olmak isterlerse AYANCIK a gidip Maltepe'de iskeleyi, çay ağzını seyre dalarlar…Sonra aşağı iner Ihlamurların altındaki şadırvan etrafında oturanlara selam verip, Atilla'nın kahvesinde mini etekli bir çay içip, Gelincik burnuna kadar uzanıp, balık tutanların pişirdikleri boklu balığı ikram ettikleri çay bardağındaki rakı ile mideye indirirler. Çamurca, ortalık, istefan, Ayancık köyünde dolaşır tanıdıklarla sarmaş dolaş olup muhabbet bağına girerler, aylarca orada kalmak isterlerde güçlükle geri gelirler. -Bu iki kafadar en çok da Malatya'ya uçmayı severler. Malatya dedimse gençliğimin sıkıntılar içinde geçtiği şehir merkezinde şöyle özlem gidermek için Kanal boyunda, Kernek şelalesinde, Kışla caddesinde bir tur atarlar. Pek oyalanmadan nefesi Şimdi Battalgazi ilçesi olan öncelerinin Aşşağışeher de denilen Eskimalatya'sında alırlar. Alaca kapıdaki Asırlık çınar altındaki şadırvandan, kenarına zincirle bağlanmış bakır tası çalkalayarak bir su içtikten sonra kah şimdi restore edilen kervansarayın yıkık damında güvercinlerle uğraşırlar, kah Ulucami'nin minaresinin yıpranmış merdivenlerinden minareye çıkıp Alaca kapıyı seyrederler. Çobanlık yaparken çeşitli oyunlar oynarlar, kuş yuvalarına çıkar yumurtalar ve yavruları izlerler, gökyüzünde süzülerek hava akımına kendini kaptırarak aheste aheste uçan kartalların büyüsüne kapılır, nefesleri kesilerek gözleri gökyüzüne kilitli dakikalarca izlerlerken acı acı vrrrak, vrrrak diye bir kurbağa sesiyle kendilerine gelip Kırmızı gölde sesin geldiği tarafa bakınca bir su yılanının ağzında gördükleri yarısı dışarda bağıran kurbağayı kurtarmak için harekete geçerler ama başaramazlar. Sonra sürüyü, Karlık tepelerinden aşırarak Karanın tek çalıya doğru sürüp, orada BERİye süt sağmaya gelen annelerin getirdikleri yemeklerle karınlarını doyurup, hemen yan tarafta akan Şahnahan kanalında serinlemek için yokuşun başında kendilerini tumanla suya bırakıp aşağı doğru kaymaya başlarlar, biraz sonra sudan çıktıklarında dişli kanal betonu tumanın popo kısmını yırtıp aldığından kıç açıkta kalmıştır, Mecbur dönüp gelirler. Artık bedenin orasına burasına getirdikleri duygular ile dolgular yaparlar, ağrı, sızı, dertler yeni seanslara kadar uzaklaşırlar. Dr-Hüseyin Aydıncak NOT GÖNÜL Sevgi, istek, düşünüş, anma, hatır vb. Kalpte oluşan duyguların kaynağı RUH Dinlerin ve dinci felsefelerin insanda vücuttan ayrı bir varlık olarak kabul ettiği öz, tin, can kuşu AKIL Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us BERİ Otlarken Davarı sağılması için belli saatlerde toplandığı yer TUMAN 1. Don. 2. Pehlivan kispeti