Celal TÜRKER
Köşe Yazarı
Celal TÜRKER
 

TEK TEK BAĞIRDIĞIMIZ SÜRECE SESİMİZİ KİMSE DUYMAYACAK...

  6 Şubat 2023 tarihinde, saat  04:17 itibariyle Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve arkasından saat 13.24 te meydana gelen ve adına ASRIN FELAKETİ denilen 7.6 şiddetli iki büyük deprem ile 11 ilimiz ve bu illerimizde yaşayan milyonlarca vatandaşımız için, tabir yerindeyse yer yerinden oynadı. 45 binin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti, on binlerce yaralı ve milyonlarca insan ise yerini yurdunu, malını, mülkünü, hatıralarını ve hayallerini kaybetti.  Nasıl geldik bu sürece? Hâlâ kimse suçu üzerine alınmıyor ve herkes suçu atacak bir suçlu arıyor.  Tilki ile oturup plan kuran, kurtla avlanmaya çıkanlar, koyunla oturup gözyaşı döküyorlar.  Hani anlatırlar ya; adamın biri epeyce sahtekâr bir hayatın ilerleyen kısmında, yaptıklarından pişman olup hacca gitmeye karar vermiş.  Sıra şeytan taşlamaya gelince, şeytan dile gelmiş, adamın adını söyleyerek: - Ulan....... seninle falanca zaman hırsızlık planını birlikte yapmadık mı?  Falancanın koyunlarını birlikte çalmadık mı? Filancanın evini birlikte ateşe vermedik mi? Şimdi suçlu ben mi oldum?  Neden beni taşlıyorsun? demiş... Siyasiler başta olmak üzere,  yetki ve imza sahibi  pek çok muhterem ortalarda suçu yükleyebilecekleri güçsüz insanları arıyorlar.  Adına ASRIN FELAKETİ diyorlar ama, doğrusu ASRIN İHANETİ... İhanet; size inanan, size güvenenlerin, güvenini boşa çıkarmak demektir. Sağlam dediğiniz binalar sağlam değilse,  güvenli dediğiniz imar alanları güvenli değilse,  siz; size güvenelere ihanet etmiş,  güvenlerini boşa çıkarmışsınız demektir... Bunu başka bir dille ifade etmeye, insanları aldatmaya gerek yok diye düşünüyorum.  Sadece düşünmek de yetmiyor,  düşündüklerinizi ifade etmeniz de gerekiyor. Hem de yüksek sesle  ve  birlik halinde.  Bazı şeylerin bir daha olmaması için.   Bu kadar insanın kanına girenlerin hakettikleri cezaları almaları için. Bu kadar insanın ömür verip kazandıkları malı, mülkü yerle bir ettikleri için ve bu kadar insanın  hatıralarını hafızalarından silip, hayallerini   ve gelecek planlarını ellerinden aldıkları için. Bu kadar çocuğu öksüz, yetim bıraktıkları için  ve bu kadar ana babaya evlat acısı yaşattıkları için... Gür bir sesle haykırmak lazım olan biteni, susmamak lazım,  yaşanan acıların tekrarlanmaması için. Duygularımı  bir kaç mısra ile ifade etmek istiyorum müsadenizle ; "Yıkıldı hayaller, yok oldu umut, Geçmiş, hatıralar, ne varsa, unut... Yarının planını yaparken birden, Plansız kaldı, herkes aniden... Kelimeler yetersiz, boğaz, kördüğüm, En acı günlerdi, gözle gördüğüm... Anasız, babasız, yetim yavrular, Yavrusunu kaybetti, ana babalar... Evsiz, barksız, yersiz, yurtsuz, Dondurucu soğuk, aç ve susuz... Aç gözlü vampirler, kanlı katiller,  Doyurdu mu sizi  bunca veballer?... Lânet olsun size ve doğuranlara, Sizi canavarca, yoğuranlara..." Yıllar yıllar önce Malatya Arguvanlı hemşehrimiz tiyatro ve sinema sanatçısı İlyas SALMAN, katıldığı bir televizyon programında bir fıkra anlatmıştı, tam da bu günleri özetleyen... " Şimdi gardaşlar, bizim perişanlığımız, sesimizi duyuramadığımızdandır. duyuramıyoruz, çünkü gürleştiremiyoruz. Bunu da babamın askerlik hatırasından çıkardım.  Bakmayın benim böyle ufak tefek olduğuma, babam maaşallah, üfff, bıyıklarından adam asılır. Ben diyem 2 metre, sen de 3 metre. Biraz fazla attım ya neyse. Babam askere gidiyor, saçlarını kesip meydanda topluyorlar, hani içtima derler ya... Komutan hepsine bakıyor, hepsi ya 1.50, ya 1.60... En fazla 1 metre 80 santim. Çünkü çok çalışmış az gelişmiş millet. Bir de babama bakıyor bu adam nereden çıktı? Neyse uzatmıyam, babam sıcağa dayanamayıp bayılıyor, komutan geliyor başına, herkes başında toplanıyor. Komutan diyor ki:  - Asker ayağa kalk!. Babamdan ses yok, belki de gitti herif öteki tarafa. - Asker ayağa kalk! Babamdan yine ses yok. Üçüncü sefer diyor ki:  - Asker ayağa kalk, vallah seni cezalandıracam! Babam böyle tek gözünü açıyor diyor ki:  - Kalkamıyım gomutanım  - Niye kalkamıyorsun oğlum? diyor komutan. - Hesteyem -Neyin var lan? - Valla neyim yoktur ki gomutanım, her tarafım çürümüş. Ayak parmaklarımda bir mesele var 2 adım atiyem düşiyem, dizkapağım çürümüş, börbegimin yarısı çürümüş aldıracaz paramız yok, midemin de yarısı gitmiş onu da aldıracaz, ona da paramız yok. Benim yüregim seninki gibi çalışmıyir, tık tık edip duruyır biraz durup dinleniyır sonra tekrar çalışıyır. Boynum ince beynime kan gitmiyir. - Ula! diyor komutan  - Nasıl geldin sen o zaman buraya? - Vallah ben gelmedim ki getirdiler - Nasıl getirdiler ulan? - Vallah, Adıyaman'da hükümet meydanında topladılar bizi, bi doktor çıktı merdivene bagırdı  - Asker adayları sağlıklı mısınız?...  üçbin tane adam bağırdı: - Sağlıklıyız!...  Tabii kimse çürüge çıkmak ister mi?  Ben arada  - Hesteyem  dedim, kimse duymadı diyor. işte asıl sorunumuz burada, arada tek tek bağırdığımız sürece kimse bizi duymayacak..! Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet,  yakınlarına sabır ve başsağlığı, yaralananlara acil şifalar diliyorum...             Kalın sağlıcakla...
Ekleme Tarihi: 05 Mart 2023 - Pazar
Celal TÜRKER

TEK TEK BAĞIRDIĞIMIZ SÜRECE SESİMİZİ KİMSE DUYMAYACAK...

 

6 Şubat 2023 tarihinde, saat  04:17 itibariyle Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve arkasından saat 13.24 te meydana gelen ve adına ASRIN FELAKETİ denilen 7.6 şiddetli iki büyük deprem ile 11 ilimiz ve bu illerimizde yaşayan milyonlarca vatandaşımız için, tabir yerindeyse yer yerinden oynadı. 45 binin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti, on binlerce yaralı ve milyonlarca insan ise yerini yurdunu, malını, mülkünü, hatıralarını ve hayallerini kaybetti. 
Nasıl geldik bu sürece? Hâlâ kimse suçu üzerine alınmıyor ve herkes suçu atacak bir suçlu arıyor.  Tilki ile oturup plan kuran, kurtla avlanmaya çıkanlar, koyunla oturup gözyaşı döküyorlar. 
Hani anlatırlar ya; adamın biri epeyce sahtekâr bir hayatın ilerleyen kısmında, yaptıklarından pişman olup hacca gitmeye karar vermiş.  Sıra şeytan taşlamaya gelince, şeytan dile gelmiş, adamın adını söyleyerek:
- Ulan....... seninle falanca zaman hırsızlık planını birlikte yapmadık mı? 
Falancanın koyunlarını birlikte çalmadık mı? Filancanın evini birlikte ateşe vermedik mi?
Şimdi suçlu ben mi oldum? 
Neden beni taşlıyorsun? demiş...
Siyasiler başta olmak üzere,  yetki ve imza sahibi  pek çok muhterem ortalarda suçu yükleyebilecekleri güçsüz insanları arıyorlar. 
Adına ASRIN FELAKETİ diyorlar ama, doğrusu ASRIN İHANETİ...
İhanet; size inanan, size güvenenlerin, güvenini boşa çıkarmak demektir. Sağlam dediğiniz binalar sağlam değilse,  güvenli dediğiniz imar alanları güvenli değilse,  siz; size güvenelere ihanet etmiş,  güvenlerini boşa çıkarmışsınız demektir...
Bunu başka bir dille ifade etmeye, insanları aldatmaya gerek yok diye düşünüyorum.  Sadece düşünmek de yetmiyor,  düşündüklerinizi ifade etmeniz de gerekiyor. Hem de yüksek sesle  ve  birlik halinde. 
Bazı şeylerin bir daha olmaması için.  
Bu kadar insanın kanına girenlerin hakettikleri cezaları almaları için.
Bu kadar insanın ömür verip kazandıkları malı, mülkü yerle bir ettikleri için ve bu kadar insanın  hatıralarını hafızalarından silip, hayallerini   ve gelecek planlarını ellerinden aldıkları için.
Bu kadar çocuğu öksüz, yetim bıraktıkları için  ve bu kadar ana babaya evlat acısı yaşattıkları için...
Gür bir sesle haykırmak lazım olan biteni, susmamak lazım,  yaşanan acıların tekrarlanmaması için.
Duygularımı  bir kaç mısra ile ifade etmek istiyorum müsadenizle ;

"Yıkıldı hayaller, yok oldu umut,
Geçmiş, hatıralar, ne varsa, unut...
Yarının planını yaparken birden,
Plansız kaldı, herkes aniden...
Kelimeler yetersiz, boğaz, kördüğüm,
En acı günlerdi, gözle gördüğüm...
Anasız, babasız, yetim yavrular,
Yavrusunu kaybetti, ana babalar...
Evsiz, barksız, yersiz, yurtsuz,
Dondurucu soğuk, aç ve susuz...
Aç gözlü vampirler, kanlı katiller, 
Doyurdu mu sizi  bunca veballer?...
Lânet olsun size ve doğuranlara,
Sizi canavarca, yoğuranlara..."

Yıllar yıllar önce Malatya Arguvanlı hemşehrimiz tiyatro ve sinema sanatçısı İlyas SALMAN, katıldığı bir televizyon programında bir fıkra anlatmıştı, tam da bu günleri özetleyen...

" Şimdi gardaşlar, bizim perişanlığımız, sesimizi duyuramadığımızdandır. duyuramıyoruz, çünkü gürleştiremiyoruz.
Bunu da babamın askerlik hatırasından çıkardım. 
Bakmayın benim böyle ufak tefek olduğuma, babam maaşallah, üfff, bıyıklarından adam asılır. Ben diyem 2 metre, sen de 3 metre. Biraz fazla attım ya neyse. Babam askere gidiyor, saçlarını kesip meydanda topluyorlar, hani içtima derler ya... Komutan hepsine bakıyor, hepsi ya 1.50, ya 1.60... En fazla 1 metre 80 santim. Çünkü çok çalışmış az gelişmiş millet. Bir de babama bakıyor bu adam nereden çıktı? Neyse uzatmıyam, babam sıcağa dayanamayıp bayılıyor, komutan geliyor başına, herkes başında toplanıyor. Komutan diyor ki:
 - Asker ayağa kalk!. Babamdan ses yok, belki de gitti herif öteki tarafa. - Asker ayağa kalk! Babamdan yine ses yok. Üçüncü sefer diyor ki: 
- Asker ayağa kalk, vallah seni cezalandıracam!
Babam böyle tek gözünü açıyor diyor ki: 
- Kalkamıyım gomutanım 
- Niye kalkamıyorsun oğlum? diyor komutan.
- Hesteyem
-Neyin var lan?
- Valla neyim yoktur ki gomutanım, her tarafım çürümüş. Ayak parmaklarımda bir mesele var 2 adım atiyem düşiyem, dizkapağım çürümüş, börbegimin yarısı çürümüş aldıracaz paramız yok, midemin de yarısı gitmiş onu da aldıracaz, ona da paramız yok. Benim yüregim seninki gibi çalışmıyir, tık tık edip duruyır biraz durup dinleniyır sonra tekrar çalışıyır. Boynum ince beynime kan gitmiyir.
- Ula! diyor komutan 
- Nasıl geldin sen o zaman buraya?
- Vallah ben gelmedim ki getirdiler
- Nasıl getirdiler ulan?
- Vallah, Adıyaman'da hükümet meydanında topladılar bizi, bi doktor çıktı merdivene bagırdı 
- Asker adayları sağlıklı mısınız?... 
üçbin tane adam bağırdı: - Sağlıklıyız!... 
Tabii kimse çürüge çıkmak ister mi? 
Ben arada 
- Hesteyem  dedim, kimse duymadı diyor.

işte asıl sorunumuz burada, arada tek tek bağırdığımız sürece kimse bizi duymayacak..!

Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet,  yakınlarına sabır ve başsağlığı, yaralananlara acil şifalar diliyorum...
            Kalın sağlıcakla...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.