Dünyayı sadece bizim sandığımız zamanlarda düşünmemiz hatta hiç bir zaman aklımızdan çıkarmamamız gereken bir gerçek var ki dünyada bizimle birlikte aynı zamanda yaşayan milyarlarca canlı daha var; diğer insanlar ve diğer canlılar, bitkiler, hayvanlar, gözle görülemeyen mini canlılar…
Soluduğumuz oksijende, aldığımız nefeste, içtiğimiz suda, üzerine bastığımız toprakta, yediğimiz meyve ve sebzelerde vs vs…
Kenara çekilip objektif ( nesnel- tarafsız) göz ile, ya da gönül gözü ile baktığımızda her bir canlının yaşamının ayrı bir mücadele ve ayrı bir ders olduğunu görmemiz mümkün elbette ama herkesin objektif bakması ve gönül gözü ile görmesi de mümkün değil.
Çoğu insan subjektif ( öznel- kişisel) olarak değerlendiriyor çoğu şeyi.
Tarihin sayfalarını çevirdiğimizde, bilge insanlar tarafından çok çeşitli konularda çok çeşitli tespitlerin yapıldığı kitaplara rastalamak, onlardan ders çıkarmak mümkün elbette.
Verilmek istenen mesajı, doğanın, tabiatın, hayvanların veya bitkilerin gözünden, onların dili ile anlatmaya çalışan hikayeler gibi.
Bu yazımda sizinle böyle bir tespiti, ders niteliğinde bir hikayeyi paylaşmak istiyorum.
“ Ülke gündeminin ağırlığı altında bunalan hastalarıma bazen mitolojik hikayeler ya da masallar okumalarını öneririm. Çünkü bu tür öyküler, onları günlük hayatın yüzeyselliğinden çıkarır; değerler ve yaşamın anlamı gibi temel konular üzerine düşünmeye teşvik eder. Böylece hastalar hem gündemin yükünden uzaklaşır hem de kendi içsel güçlerini keşfetme fırsatı bulurlar. Belki siz de bunalmışsınızdır diye düşünerek küçük bir hikâye paylaşmak istiyorum: Eşekle Kurdun hikayesi…
Bir gün, yemyeşil bir çimenlikte bir kurt ile bir eşek karşılaştı.
Eşek, kuyruğunu sallayarak, yüksek sesle anırıyordu:
"Çimen mavidir! Çimen mavidir!"
Kurt, eşeğin garip iddiasına şaşırsa da sakince cevap verdi:
"Hayır, çimen yeşildir. Bu, herkesin bildiği bir gerçektir."
Eşek, bu yanıt karşısında daha da inatçı bir şekilde anırmaya başladı ve sesi daha da yükseldi.
Kurt, tartışmanın bir sonuca varmayacağını anladı ve derin bir nefes alarak dedi ki:
"Bunun kararını Baykuş Bey versin. O bilge bir hayvandır, ormanın akıl hocasıdır. Gerçeği ondan öğrenelim."
Böylece, eşek ve kurt birlikte baykuşun yuvasına doğru yola koyuldular. Baykuş, yüksek bir ağacın dalında oturmuş, çevreyi izliyordu. Onları görünce başını çevirdi ve kanatlarını açarak:
"Hoş geldiniz! Söyleyin bakalım, ne için geldiniz?" dedi.
Eşek hemen öne atıldı ve heyecanla anırmaya başladı:
"Baykuş Bey, çimen mavidir, değil mi? Söyleyin şu kurda, haklı olduğumu kabul etsin!"
Baykuş, gözlerini eşeğe çevirip sakince cevap verdi:
"Eğer sen buna inanıyorsan, çimen mavidir."
Eşek iyice coşarak daha da yüksek sesle anırmaya başladı:
"Görüyor musun kurt, Baykuş Bey bile kabul etti! Çimen mavi! Ai-ai!" dedi ve devam etti:
"Baykuş Bey, kurt bana karşı çıkıyor. Onu cezalandırın!"
Baykuş, derin bir nefes aldı ve şöyle dedi:
"Kurt, üç gün boyunca sessiz kalacak."
Eşek bu karara sevinip zıplayarak, anıra anıra uzaklaştı. Giderken durmadan tekrar ediyordu:
"Çimen mavi! Çimen mavi! Ai-ai! Çimen mavi!"
Kurt, şaşkınlıkla baykuşa sordu:
"Baykuş Bey, siz de çok iyi biliyorsunuz ki çimen yeşildir. O halde neden beni cezalandırıyorsunuz?"
Baykuş, gözlerini iri iri açarak cevap verdi:
"Kurt, çimenin yeşil olduğunu zaten biliyorsun. Seni cezalandırdım, çünkü senin gibi akıllı ve onurlu bir varlık, bir eşekle bu kadar değerli zamanını harcamamalıydı. Daha da kötüsü, bildiğin bir gerçeği doğrulatmak için bana kadar geldin. Bu, senin seviyene yakışmaz."
Baykuş, kanatlarını hafifçe açarak devam etti:
"Unutma, boş tartışmalara girmek ve kendini anlamsız inatlaşmalarla tüketmek en büyük zaman kaybıdır. Gerçeği umursamayan biriyle konuşmanın hiçbir faydası yoktur. Bazıları sadece kendi yanılsamalarının haklılığını kanıtlamak ister. Gerçek ve kanıt onlar için bir şey ifade etmez. Bu yüzden enerjini boşa harcama."
Kurt, baykuşun sözlerinden derin bir ders aldı. O günden sonra aklını ve zamanını daha anlamlı işlere ayırmaya karar verdi.”
Hayat çok kısa ve her hatayı yapmak, hatadan ders çıkarmak için yeterince zamanımız yok. Bazılarının yaşamından ders çıkarmak, bazen bizim hata yapmamızı engelleyebilir.
Kalın sağlıcakla…
06.12.2024
Celal TÜRKER