Hemingway:  “Uçaklarınız atlarınızdan daha hızlı gitti diye insanlığın daha ileriye gittiğini mi sanıyorsunuz?” demiş.  İnsanlığın ileriye gittiğinin göstergeleri nelerdir?  Dedelerimizin, babalarımızın yaşadıkları  döneme göre, bilimde, teknolojide meydana gelen baş döndüren gelişmeler, insanlığın ileriye gittiğini gösterir mi?  Aynı evin içerisinde yaşayıp, çocuklarına sadece biyolojik anne baba olmaktan ileriye gidemeyen, psikolojik ve sosyal yönden, çocuklarını teknolojiye ve sosyal medyaya kaptıran anne babaların, içleri kanayarak anlattıkları (ya da kimseye anlatamadıkları) anne baba çocuk ilişkileri insanlığın da ilerlediğini mi gösteriyor?  Aynı evin içerisinde farklı odalarda yaşayan çocuklarının, sosyal medya fenomenlerinden etkilenerek, onlar gibi giyinip, onlar gibi konuşup, onların hayatına özenip, anne babasına itaat etmeden, hatta saygısızlık ve hakaret edecek bir yaşam tarzını seçmeleri, insanlığın ilerlemesini mi gösteriyor?  Teknolojide, bilimde, tıpta, mühendislikte önü alınamayan hızlı gelişmelere paralel olarak, insani vasıfların gelişmesi beklenirken, tam tersi istikamette yaşanan pek çok olay, endişe verici boyuta ulaşmış durumda.  Mühendislikte meydana gelen bunca gelişme karşısında, 6 Şubat depremlerinde yaşadığımız felaket, rant ve menfaat uğruna insanlığını kaybetmiş mühendislerin marifetlerini açık açık gösterdi.  Yine tıpta meydana gelen bunca gelişme karşısında, yenidoğan servisinde para uğruna bebek öldüren,  bebek katillerinin insanlığını kaybettiğini  açıkça göstermiyor mu?  İnternet bankacılığı ile ilgili teknolojik gelişmeleri ve yapay zekayı kullanarak, insanların alın teri ve el emeğini, birikimlerini kendi hesaplarına aktarmaktan yüzü kararmayan, zerre utanmayan yüzsüzlerin de insanlığını kaybettiğini her geçen gün artarak izliyoruz.  Televizyonlarda ve internette, kız çocukları  ve kadınların öldürülmesi ile ilgili haberleri izlerken insanlığımızdan utanıyoruz.  Ya da sokak hayvanlarına yapılan işkenceleri izlerken ne oldu bu insanlara diye söylenmeden duramıyoruz.  Eşref-i Mahlukat (Yaratılmışların en şereflisi) kabul edilen insan, şerefini, insanlığını kayıp mı ediyor?  Doğaya verilen bunca zarar neticesinde, tabiatın dengesi ile birlikte insanlığın da dengesi bozuldu mu?  Karakter yoksunu insanlar, insanlığı yok oluşa mı sürüklüyor?  Biraz  fazla mı karamsar oldum?  Ne dersiniz?  Bunları yazarken bir kaç mısra geldi aklıma, sizlerle paylaşayım isterseniz. Denge size  karakterli olmayı öğretir ama  Dengesize  karakterli olmayı  öğretemezsiniz… Karekter size  şerefli olmayı öğretir  ama  Karaktersize  şerefli olmayı öğretemezsiniz… Şeref size  dik durmayı öğretir ama Şerefsize dik durmayı öğretemezsiniz… Kalın sağlıcakla…          Celal TÜRKER          20 Ekim 2024