1975-1976 öğretim yılı başında , bir Eylül ayında, Sevinç ablam, sabah erkenden, elimi yüzümü yıkayıp, saçlarımı taradı, yüzüme krem sürdü, siyah önlüğümü giydirip, beyaz yakalığumı yakama, rahmetli babamın bana aldığı, sırt askılı, kırmızı renkli, deri okul çantamı da sırtıma taktı, beslenme çantamı eline alıp ( o zaman suluk yoktu, ağzımızı dayayıp çeşmeden kana kana su içiyorduk), elimden tutarak beni Hidayet ilkokuluna götürdü.
Okula gittiğimde okuma yazmayı biliyordum. Tabi o zaman TC Kimlik numarası, e okul vs olmadığı için, benimle aynı ismi taşıyan amcazadem Celal TÜRKER ile isim karışıklığı sebebi ile yanlış bir sınıfa verdiler. Kendisi de Arguvanlı olan Müslüm öğretmen ( soyadını hatırlayamadığım için çok üzgünüm), bu çocuk okuma yazmayı biliyor diye, beni diğer birinci sınıfa göndermek istemedi, bende kalsın dedi. Okul Müdürü bizim yakın köylümüz, Mezirme(Hekimhan Ballıkaya) köyünden Haydar ÖZTÜRK’ tü. (Hayattaysa Allah selamet versin, öldüyse Allah rahmet eylesin) Odasına gittik, sonradan künye defteri olduğunu öğrendiğim deftere baktı, anne baba adı, doğum tarihi vs. kontrol ettikten sonra sen Müzeyyen PEKTAŞ öğretmendesin dedi. Müslüm öğretmenin ısrarlarına rağmen, diğer sınıfa geçtim.
İlkokul, ortaokul, lise, üniversite, yüksek lisans derken, tam 49 yıl oldu, okulların içerisinde, eğitime adanmış bir ömür.
Hekimhan Karaçayır köyü ilkokulunda başlayan, Akçadağ yağmurlu Erhanlar köyü ilkokulu, Malatya merkez, çavuşoğlu mahallesi kilise yanında bulunan Necatibey ilköğretim okulu, sonrasında İnönü Üniversitesi Kampüs İlkokulu müdürlüğü ve son olarak ta yapılmasında büyük emek verdiğim ve çok başarılı bir ilköğretim okulu olarak Malatya eğitimine hizmet veren İnönü Üniversitesi Hayriye Başdemir İlköğretim okulu Müdürlüğü ile son bulan, 20 yıla yakın devletin resmi okullarında geçen bir eğitim hayatı, sonrasında da 10 yılı aşan bir süre de özel okul sektöründe yönetici ve kurucu olarak geçen bir süreç.
Geçen bu 49 yıl içerisinde, kendi eğitim hayatım başta olmak üzere, çocuklarımın ilkokul, ortaokul, lise, üniversite öğreniminin yanında, bana emanet edilen binlerce çocuğun anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise öğreniminde öğretmenlik ve yöneticilik sorumluluğunu üstlendim. Eğitim yönetimi ve denetimi alanında yüksek lisans, pek çok alanda formatörlük, mahalli televizyonlarda ( ER TV & TV MALATYA ) eğitim programları yapımcılığı ve sunuculuğu vs vs…
Son olarak torunum Deniz Eren’in yeni başlayan eğitim öğretim hayatı…
Şu bir gerçek ki; insan doğumundan ölümüne kadar eğitim ile iç içe.
Bir yandan bu vazgeçilmez döngünün içerisinde dönüp dururken, bir yandan da gelecek neslin dünya arenasında, akranlarından geri kalmaması, hatta ön sıralarda yerini alabilmesi için çok iyi bir eğitim öğretim imkanı sunulması, biz yetişkinlerin ve ebeveynlerin ve yönetim & karar merciinde bulunanların en önemli vazifesi.
6 Şubat depremlerinde büyük zarar görmüş, yıkılmış bir şehirde, öğretmenlerini, öğrencilerini, velilerini kaybetmiş, neredeyse yok olmaya yüz tutmuş bir şehrin eğitiminin , içinde bulunduğu bu zor durumdan çıkabilmesi için, eğitim alanında karar vericilerin, kendilerine, 2024-2025 öğretim yılında şehir bu durumdayken, biz ne yapabiliriz, nasıl daha fazla faydalı olabiliriz, iyi bir eğitim alabilmek için gözlerimizin içine bakan öğrencilere, ve evlatlarına iyi bir eğitim aldırabilmek için çırpınan velilere nasıl destek olabiliriz sorularını sormalı ve doğru yolu göstermeleri için paydaşlarla sürekli bir araya gelmeleri gerekmektedir.
Cumhuriyetimizin kurucusu , büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘ün söylediği gibi ''EĞİTİMDİR Kİ, BİR MİLLETİ YA ÖZGÜR, BAĞIMSIZ, ŞANLI, YÜKSEK BİR TOPLULUK HALİNDE YAŞATIR; YA DA ESARET VE SEFALETE TERK EDER''
Kalın sağlıcakla…
Celal TÜRKER
18.09.2024