“Yürü bre yalan dünya,
Sana konan, göçer bir gün.
İnsan bir ekin misali,
Seni eken biçer bir gün…”
Demiş Karacaoğlan.
Ne güzel söylemiş; Dünyanın fani olduğunu anlatmış, insanı ekine benzetmiş, Onu bir eken olduğunu, ekilen her şeyin biçildiği gibi, İnsanı da bu dünyaya gönderenin bir gün emaneti teslim alacağını anlatmış.
“Kadere az bahane bul, buğday ektin de arpa mı biçtin ?” demiş Fuzuli.
Ne ekersen onu biçersin demiş.
Yani her sonucun bir sebebi olduğunu, bahaneyi başka yerlerde aramanın doğru bir bakış açısı olmadığını anlatmış.
Gerçekten de öyle mi oluyor her zaman? Sizce insan emeklerinin karşılığını alabiliyor mu?
Ya da gerçekten ektiğini mi biçiyor?
Bir eşyaya, bir hayvana, bir bitkiye vs vs… verilen emeğin karşılığını almak mümkün ama insan için bu her zaman mümkün olmuyor maalesef.
Neye emek verirsen karşılığını alırsın ama insan hariç…
Neyse biz konumuza gelelim.
100. Fotoğraf karesi nedir? Bakalım buradan nereye varacağız?
İnsan ömrü meşakkatli, karmaşık bir süreç. Neredeyse yaşamımız boyunca, her gün yepyeni bir olayla karşılaşıyoruz.
Olumlu veya olumsuz herhangi bir durumla karşılaştığımızda, kendi yaşantımızda veya çevremizde gördüğümüz herhangi olay ile ilgili olarak, o an gördüğümüz anı fotoğraflar ve o fotoğraf karesi üzerinden yorum yaparız.
O an, o fotoğraf karesinde ararız sebebi, suçluyu veya sorumluyu.
Hemen oracıkta yapıştırırız damgayı.
Geriye doğru gitmek, olayın nereden başladığını ve nasıl bir süreç sonunda bu anın yaşandığını sorgulamak çoğu zaman aklımıza gelmez.
Bu fotoğraf, her zaman bir sorun veya bir başarısızlık olmayabilir.
Bazen tam tersi de olabilir. Yaşadığımız bir mutluluk veya bir başarının da o anki fotoğraf karesinden ziyade, geçmişte yaptığı yolculuk ve süreçle ilgisini, kısacası hikayesini sorgulamak ve kaynağına ulaşmak gerekir.
Bu bakış açısına da ben YÜZÜNCÜ FOTOĞRAF KARESİ diyorum.
Evet o an gördüğümüz son fotoğraf; 100 fotoğraftan oluşan bir albümün, bir yolculuğun, bir hikâyenin, yaşanan bir sürecin en son karesidir.
Üniversite sınavında çok güzel bir sonuç alan bir öğrencinin, sınav sonuç kağıdının fotoğrafı 100. Fotoğraf karesidir mesela. Uluslararası bir yarışmada birincilik alan bir proje, ya da spor müsabakalarında alınan madalya veya birincilikle bitirilen bir üniversiteden alınan diploma ve birincilik plaketi ile çekilen bir fotoğraf 100. Fotoğraf karesidir.
Çevremizde özenerek baktığımız mutlu aile fotoğrafları da 100. Fotoğraf karesidir.
Arabamızla yolculuk yaparken, yol kenarında gördüğümüz bir trafik kazası, iflas etmiş bir iş insanı, intihar etmek için yüksek bir binaya çıkmış bir insanın fotoğrafı, boşanmak için mahkemeye başvurmuş bir karı kocanın mahkemedeki fotoğrafları da 100. fotoğraf karesidir.
Bu fotoğrafları çoğaltmamız mümkündür elbette.
Her gün, her an bunlar gibi pek çok fotoğrafa şahit oluruz yaşamımızda.
Trafik kazasındaki 100. fotoğraf karesinden geriye doğru gittiğimizde, albümün sayfalarını geriye doğru çevirdiğimizde, bilmem belki kaçıncı fotoğraf karesinde, şoförün alkol aldığı fotoğrafı görmemiz veya fren sistemindeki arıza ile ilgili dikkate alınmamış, gözden kaçmış bir uyarı ekranının fotoğrafını görüp o kazanın nereden, kaçıncı fotoğraf karesinden kaynaklandığını görmemiz mümkün olacaktır.
Son kareye bakarak, sebep hakkında karar vermek yanıltıcı olabileceği için, fotoğraf albümünü geriye doğru karıştırıp, incelemek ve değişimin ( olumlu veya olumsuz) nereden başladığını tespit etmeye çalışmak, daha doğru bir yöntem olacaktır.
Herhangi bir olayda başarı veya başarısızlık, sürecin, yolun, yolculuğun bir anında, herkesten ya da yoldan ayrılıp, daha doğru veya daha yanlış bir yola dönmekle, bir başka yöntemi, metodu uygulamakla, farklı bir yoldan gitmekle mümkün olacaktır elbette.
İşte fotoğraf albümünün sayfalarını geriye doğru çevirip, 100. Fotoğraf karesinden geriye doğru fotoğrafları incelemek, başarının veya başarısızlığın sebebini bulmamız, asıl suçluyu veya asıl kahramanı bulmamız konusunda bize daha doğru bir bilgi verecek, bu da bize diğerlerinden farklı bir bakış açısı kazandıracaktır.
Kalın sağlıcakla…
19.07.2024
Celal TÜRKER