" Birini yenmek çok kolaydır, asıl zor olan, birini kazanmaktır..."
(Edith Wharton)
Günlük hayatta yenmek ve kazanmak çoğu kez aynı anlamda kullanılmaktadır. Zira Türk Dil Kurumu da "Yenmek" ve "Kazanmak" kelimelerini, "birine karşı galip gelmek ve üstünlük sağlamak" olarak tanımlanmaktadır.
Oysa gerçek hayatta, çoğu zaman yenmek, kazanmakla aynı şeyi ifade etmeyebilir. Hatta bazen yenmek, kaybetmek gibi bir sonuçla da karşınıza çıkabilir. Nasıl mı?
Dilerseniz güncel hayattan bir örnekle açıklamaya çalışayım.
Öğretmen derste, öğrencilerine bilgi aktarma derdinde, son derece ciddi bir sekilde, özenle dersini anlatıyor. Öğrencilerden biri o sırada, dersle alakası olmayan bir soru ile veya çocukça bir yaramazlık yaparak, öğretmenin ve sınıfın dikkatini dağıtıyor. Doğal olarak öğretmen bu duruma çok sinirlenip, öğrenciye hakaretler yağdırmak ve hatta dersten, sınıftan dışarı atmak suretiyle, öğrencisini cezalandırıyor. Öğretmenin kendine göre haklı da bir sebebi var. Bir bakıma öğretmen öğrencisine karşı galip geliyor ve üstünlük sağlıyor. Yani öğretmen, öğrencisini yeniyor. Peki sizce öğretmen, yenmiş olduğu öğrencisini aynı zamanda kazanabilmiş midir? Ne dersiniz?
Bence kazanamamış, hatta tam tersine kaybetmiştir. Belki de o öğrencinin, o öğretmenle birlikte, o derse olan ilgisi ve sevgisi de sona ermiştir. Öğretmen haklı iken haksız duruma düşmüş, belki de farkında olmadan, istemeden, bir öğrencinin öğretim hayatını sona erdirmiştir.
50 yılı geçen yaşım ve 25 yıldan fazla bir süren öğretmenlik ve idarecilik hayatımda bunun gibi pek çok örnek yaşadım. Her zaman yenmeyi, üstünlük sağlamayı, galip gelmeyi düşünenler, düşündükleri gibi kazanamadı, hatta kaybettiler.
Velisine olan hıncını, öğrencisinden çıkaran öğretmenler, makamının kendisine verdiği yetkiyi, öğrencisine, öğretmenine ve personeline karşı kullanan idareciler, belki o an üstünlük sağladı, galip geldiler ama emin olun ki bu galibiyetle birlikte, kazanabilecekleri pek çok insanı kaybettiler.
Babasına kızdığı öğrencisini matematik dersinden soğutan, matematiğe küstüren çok başarılı matematik öğretmeni, belki de ne kadar büyük vebal aldığının farkında değildi. Ya da, kendisi ile aynı düşüncede olmayan bir öğretmene karşı galip gelme arzusuyla, öğretmenlik mesleğinden soğutan idareci de aynı şekilde aldığı vebalin farkında bile değildi.
Ya evinde eşine ve çocuğuna karşı üstünlük sağlama, galip gelme arzusuyla davranıp, sözüm ona onları yenen baba, onların yaşama sevinci ve ailede babaya olan saygılarını kaybettiğinin farkında mıdır?
Fazla derine daldım herhalde. Neyse fazla uzatmayayım ama son sözümü yine ilk başta yazdığım cümle ile bitireyim
Birini yenmek çok kolaydır, asıl zor olan, birini kazanmaktır..."
Kalın sağlıcakla ...