Anketler nasıl yapılıyor? Kim yapıyor? Anketörler ne diyor?
Anketler nasıl yapılıyor? Kim yapıyor? Anketörler ne diyor?
Gözler hep onların bulduğu rakamlarda. Ekonomik dalgalanmalar, siyasi krizler ve seçim dönemlerinde toplumun görüşü kamuoyu araştırmalarıyla anlaşılıyor. Peki saha araştırması için, sokakta anket yapanlar ne diyor? 9. Köy Muhabiri Sedat Türlü; anketörlüğü, kazançlarını ve çalışma şartlarını bu işi yapanlarla konuştu. Ortak sorunlar, benzer cevaplar: "2 üniversite okudum, işsizlikten yapıyorum", "Telefon numarası alma zorunluluğumuz işimizi güçleştiriyor", "İnsanları konuşmaya ikna etmek çok zor."
Sedat Türlü
Sonuçlarını yorumlamak kolay ama yorumlanacak sayıya, doğru soruyla doğru cevaba ulaşmak çok zor. Kamuoyu araştırma şirketleri için çalışan anketörler, iş koşullarını, sahada görüşme yaparken yaşadıklarını anlattılar. Çoğunun ilk cümlesi, “Mesleğimle ilgili iş bulamadığım için bu işi yapıyorum” oldu.
9.Köy Haber Merkezi’nin konuştuğu anketörler, ekonomik zorunlulukla başladıkları işlerinde emeklerinin karşılığını alamadıklarını söyledi.
Her seçim döneminde, medya ve kamuoyunda yoğun bir şekilde anket sonuçları yer alır ancak bu anketlerin perde arkasında önemli bir aktör var; anketörler. Sosyolojik, siyasi, ekonomik ve tüketim alışkanlıklarını anlamak için yapılan araştırmaların temelini atan ve her gün sokaklarda, kapı kapı dolaşarak veya telefonla binlerce insanla iletişim kurarak seçmenin nabzını tutan gençler şikayetçi. Maddi ve manevi olarak emeklerinin karşılığını almadıklarını söylediler.
Ayhan Alkan
Van, Diyarbakır, Siirt ve Kıbrıs’ta 2 lisans, 1 yüksek lisans ve bir pedagojik eğitim gören 1986 doğumlu 2 çocuk babası Ayhan Alkan, 2016’dan bu yana Diyarbakır ve çevresinde anketörlük yapıyor. Alkan bu işe ufak da olsa bir kazanç elde etmek için başladığını ancak geçici olarak yaptığı bu işin asıl mesleği haline geldiğini söyledi.
Tecrübeli Anketör Alkan şöyle konuştu; “Atama bekleyen öğretmenlerdenim. Seçeneksiz kaldığım için bu işi yapmaya başladım. İlk üniversiteyi bitirince biraz merak biraz da harçlık için işe başladım ama hala aynı yerdeyim. İlk yaptığım anket belediye memnuniyet konulu anketlerdi. O dönem birim anket fiyatı 6 tl idi. İlk deneyimimde 10 anket zor yapabildim. Çünkü anketlerde aynı zamanda katılımcıların isim ve numaralarını da alıyoruz doğal olarak güven ortamı oluşmuyor. Daha sonra bu işe alıştım ve bir iki şirket ile çalışmaya başladım. Deneyimledikçe çalıştığım anket şirketi azaldı çünkü paramızı geç veren oluyor ya da hiç vermeyen çıkıyordu. Şimdi Rawest ve Konda araştırma şirketi ile devam ediyorum, çalışmaya başladım. Hala da ikisi ile devam ediyorum. Anketleri uygulama linki ya da yüz yüze yapıyoruz. Bazen anket başı ücret bazen ise iş başı ücret alıyoruz.”
Çeşitli konularda anketler olduğuna dikkati çeken Alkan, “Anketler arasında belki de coğrafik olarak alışkın olduğumuz için seçim anketlerinde daha rahat ediyoruz. İnsanlar çekiniyor ama seçim süreçleri olunca bir şekilde yapılabiliyor. Bu anketlerde ana amaç siyasi sonuçları ortaya çıkarmak olsa da ekonomik ve sosyolojik sorularda oluyor içerisinde” dedi. Anket yaparken en çok soruları cevaplayan yurttaşın telefon numarasını almakta zorlandıklarını belirten Alkan şunları söyledi:
“Bir gün Diyarbakır’dan araştırma yapmak içim Mardin’e gittim. Sabah başladım işe, saat öğlen 12 olduğunda ancak 2 anket yapabilmiştim. Numara alma zorunluluğu olmasa biz rahat ederiz ancak tersi durumda ise anket şirketi anketi teyit edemiyor. Ülkede adalet beklentisinin düşük olması bir korku yaratıyor ve bu korku hali anket yapmamızı zorlaştırıyor. Atamada mülakat sistemi çıktığı için lisede okuyan çocuğu olan bir anne bir baba bile siyasi sorulara cevap vermiyor ya da çekimser kalıyor. Aynı korkuları paylaştığımız için insanları da iyi anlıyoruz. Anket yaparken yüzümüze kapıyı kapatan oluyor, hakaret eden saldıran oluyor. Bazen gittiğimiz ilçe veya köylerde gözaltına alınıyoruz.”
“Bu işe mecbur kaldık, soru sormak için neredeyse yalvarıyoruz”
Anket şirketlerinin zorlukları hesaba katmadan, iş bitirme odaklı çalıştığını, ücretlerin yeterli olmadığını anlatan Alkan, akıl almaz tehlikeler atlattıklarını da şu sözlerle anlattı:
“4 üniversite okudum ancak 2 anket için insanlara yalvarıyoruz neredeyse. Bazen 18 yaşındaki gençler yüzümüze bakmıyor. Kapalı köylerde kadınlara anket yapamıyoruz ya da yapmaya çalışırken erkeklerin hakaret ve saldırılarına maruz kalıyoruz. Sahada çoğunlukla saygı göremiyoruz.”
“Bu mesleğin olumlu yanları da var”
Anketörlüğün olumlu yanlarının da olduğuna dikkati çeken Alkan, halkın nabzını siyasetçilerden daha iyi tuttuğunu, politik veya sosyolojik analiz yapabilecek düzeye eriştiğini ifade etti:
“O bölümü okumamama rağmen kendimi bir sosyolog, toplum bilimci gibi hissediyorum. Bölgedeki tüm köy ve ilçeler hakkında artık bir fikre sahip oldum. Toplum sosyolojisine daha çok hakim oluyorum. İnsanların partilere oy verme eğilimindeki ana nedenleri siyasetçilerden daha iyi görüyoruz. Bazen de çok samimi yaklaşanlar var evini açan, yemek ısmarlayanlar oluyor. Özellikle aşırı yoksul evler tüm sıcaklığını veriyor ancak yine de mahcup oluyor. Bu tür örnekler insana yaşama umudu da veriyor. Seçim dönemlerinde köyleri ve beldeleri gezerken çok küçük sorunlarla ilişkin talepleri olan insanları gördüm. Bu basit sorunların yıllarca çözülmemesi çok garip. Bu insanların sorunlarını çözmek için partilerin de sahaya inmesi gerekiyor ancak bizim gibi hakimiyetleri olmuyor.”
“Sürekli araştırma olmayınca harçlığımız bile çıkmıyor”
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Engelli Bakım mezunu olan Faruk Altuntaş ise üniversitenin ilk yılında bu işle tanıştığını okul bitince mecbur kaldığı için devam ettiğini söyledi. “Günün sonunda aldığımız para kafede 2 saat geçirmeye yetmiyor” diyen Altuntaş, 10-15 kişiyle görüşmenin bazen tüm günü aldığını belirtti. O da diğer anketörler gibi, sahada çalışana güven duyulmasını, telefon numarası alınması uygulamasının kaldırılmasını istedi:
“Bazen 2 anket projesi aynı zamana denk geliyor. Birini kaybetmemek için diğerine de koşuşturuyoruz. Bazen sorular çok ya da uzun oluyor, yalvar yakar insanları tutabiliyoruz. Bu durumlar iş yapmadaki hevesimizi kaçırabiliyor. Sahaya çıkarken merak ve özgüvenle çıkıyoruz ancak bu en fazla 2 saat sürüyor. Anket şirketleri güven ortamı oluştuktan sonra numara alma zorunluluğunu kaldırmalı. Zaten konumdan anketlerin nerede yapıldığını veya anketlerin kaç dakika sürdüğüne bakabiliyorlar. Bu uygulama anketörün ve araştırmanın verimini düşürüyor.”
Aldıkları ücretlerin hava muhalefetine, sahadaki şiddete uğrama tehlikelerine değmeyecek kadar az olduğunu belirten Faruk Altuntaş noktayı şu sözlerle koydu: “Aslında anket şirketleri anketörlere mecbur. Ancak o kadar çok işsiz insan var ki istedikleri ücret politikasını sürdürebiliyorlar.”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.