kitap fuarı

Bir leylek bekliyor

YAŞAM 18.03.2025 - 13:36, Güncelleme: 18.03.2025 - 13:36
 

Bir leylek bekliyor

Alişan HAYIRLI Yazdı
Akşamın olduğu yerde bekle diyorsun gelmiyorsun  Mevsimler gelip geçiyor sen gülüyorsun gelmiyorsun  Çünkü seni çok sevdiğimi biliyorsun gelmiyorsun  (Beste: Avni Anıl, Güfte: İlham Behlül Pektaş) Taa beş bin kilometre öteden, günlerce kanat çırparak, nihayet geçen yılki yuvasına konuverdi Çınar Leylek… Çınar Restoran’ın tam karşısında, Fırat Nehrini cepheden gören elektrik direğinin üstünde tam 14 gündür bekliyor.  Eşi Çiçek leyleği bekliyor.  Günler geçti, hâlâ haber yok Çiçek leylekten… Nerde kaldı acaba? Başına bir iş mi geldi? Yoksa gelmekten vaz mı geçti? Geldi de başka bir eş mi buldu? Hayır, olamaz, ben eşime, Çiçek yârime güveniyorum. Geçen yıl burada, yine İzollu’da Çınar Restoran’ın güvenli mekânında ne mutlu günlerimiz ve birbirinden tatlı dört yavrumuz olmuştu. Hatta her yumurtalama döneminde en zayıf olan yavrumuzu aşağı atardık ki geçen bahar ilk defa hepsini yetiştirdik.   Çiçek beni asla unutmaz, bana asla ihanet etmez. Bir sabah güneş doğarken ya da bir akşam güneş batarken bir bakmışım ki gelip yuvamıza konmuştur. Umutla, heyecanla Çiçeğimi bekliyorum. Gelecek, Allah’ın izniyle mutlaka gelecek. Tekrar burada, Çınar Restoran’da yeniden yuva kuracak, yeniden yavrularımız olacak.  Çınar eşinden ayrılırken sözleşmişlerdi, Çiçek şöyle demişti, “Sevgili kocacığım Çınar, hadi sen yola çık, Malatya İzollu’da en mutlu günlerimizin geçtiği yuvamıza git, oraya sahip çık, başka leylek gelip sahiplenmesin. Biz Çınar’ı ve İzollu’yu çok sevdik, bu sene de orada çiftleşip yavrularımız olsun”  Sonra arkasından su döküp yollayıvermişti sevgili eşini Malatya’ya doğru…  Geldi gelmesine, yuvaya sahip çıktı çıkmasına ama hani nerede Çiçek? Beni aldı bir hüzün, bir tedirginlik, bir korku, bir tereddüt, bir acaba?  Acaba?  Acaba Çiçek nerede? Yola çıktı mı? Türkiye topraklarına ulaştı mı? Yolda başına bir iş geldi mi? Bugün aniden çıkıverir gelir mi?  Bekliyor… Bekleyecek. Gelmez ise eğer kendimi Fırat’a atarım… Atarım da başka bir eş bulmam.  Usulca yanaştım, Çınar leyleğin yanına, kulağına fısıldayıverdim: “Üzülme Çınar kardeş, Çiçek mutlaka gelecek, çok yakında ya bugün ya yarın yârine kavuşacaksın.”  -“Sağol Alişan abi, senin hissiyatına ve kerametine inanıyorum. Çiçek gelene kadar, sonsuza kadar bekleyeceğim” dedi ve derin bir uykuya dalıverdi, tek ayak üzerinde…
Alişan HAYIRLI Yazdı

Akşamın olduğu yerde bekle diyorsun gelmiyorsun 
Mevsimler gelip geçiyor sen gülüyorsun gelmiyorsun 
Çünkü seni çok sevdiğimi biliyorsun gelmiyorsun 
(Beste: Avni Anıl, Güfte: İlham Behlül Pektaş)

Taa beş bin kilometre öteden, günlerce kanat çırparak, nihayet geçen yılki yuvasına konuverdi Çınar Leylek… Çınar Restoran’ın tam karşısında, Fırat Nehrini cepheden gören elektrik direğinin üstünde tam 14 gündür bekliyor. 
Eşi Çiçek leyleği bekliyor. 
Günler geçti, hâlâ haber yok Çiçek leylekten… Nerde kaldı acaba? Başına bir iş mi geldi? Yoksa gelmekten vaz mı geçti? Geldi de başka bir eş mi buldu? Hayır, olamaz, ben eşime, Çiçek yârime güveniyorum. Geçen yıl burada, yine İzollu’da Çınar Restoran’ın güvenli mekânında ne mutlu günlerimiz ve birbirinden tatlı dört yavrumuz olmuştu. Hatta her yumurtalama döneminde en zayıf olan yavrumuzu aşağı atardık ki geçen bahar ilk defa hepsini yetiştirdik.  
Çiçek beni asla unutmaz, bana asla ihanet etmez.
Bir sabah güneş doğarken ya da bir akşam güneş batarken bir bakmışım ki gelip yuvamıza konmuştur. Umutla, heyecanla Çiçeğimi bekliyorum.
Gelecek, Allah’ın izniyle mutlaka gelecek. Tekrar burada, Çınar Restoran’da yeniden yuva kuracak, yeniden yavrularımız olacak. 
Çınar eşinden ayrılırken sözleşmişlerdi, Çiçek şöyle demişti, “Sevgili kocacığım Çınar, hadi sen yola çık, Malatya İzollu’da en mutlu günlerimizin geçtiği yuvamıza git, oraya sahip çık, başka leylek gelip sahiplenmesin. Biz Çınar’ı ve İzollu’yu çok sevdik, bu sene de orada çiftleşip yavrularımız olsun” 
Sonra arkasından su döküp yollayıvermişti sevgili eşini Malatya’ya doğru… 
Geldi gelmesine, yuvaya sahip çıktı çıkmasına ama hani nerede Çiçek? Beni aldı bir hüzün, bir tedirginlik, bir korku, bir tereddüt, bir acaba? 
Acaba? 
Acaba Çiçek nerede? Yola çıktı mı? Türkiye topraklarına ulaştı mı? Yolda başına bir iş geldi mi? Bugün aniden çıkıverir gelir mi? 
Bekliyor… Bekleyecek. Gelmez ise eğer kendimi Fırat’a atarım… Atarım da başka bir eş bulmam. 
Usulca yanaştım, Çınar leyleğin yanına, kulağına fısıldayıverdim: “Üzülme Çınar kardeş, Çiçek mutlaka gelecek, çok yakında ya bugün ya yarın yârine kavuşacaksın.” 
-“Sağol Alişan abi, senin hissiyatına ve kerametine inanıyorum. Çiçek gelene kadar, sonsuza kadar bekleyeceğim” dedi ve derin bir uykuya dalıverdi, tek ayak üzerinde…

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.