İNSANLIĞI ÖĞRENDİĞİMİZ BİR KANAAT ÖNDERİ

Bu yazım, 26.Haziran 1997'de Hakkın rahmetine kavuşan Manisamızın kanaat önderlerinden Şekerci Hüseyin Dedenin ölümünün 27 ci yıl anısına kaleme alınmıştır.
1- Allah, Kuran, Peygamber ve İnsan sevgisinin ne olduğunu,
2- Ses yükseltmenin bile kul borcuna gireceğini,
3- Dini, inancı ne olursa olsun; yabancıda olsa gavur denilmeyeceğini,
4- Daima verenlerden olunmasını,
5- Verdiğin ne olursa olsun en iyisini vermemizi,
6- İnsanlara şevkat hayvanlara merhamet olduğu sürece, Yaratanın bu kainatın defterini dürmeyeceğini,
7- Her gün kilolarca akciğeri, iş ve ev kapısında yemek bekleyen yüzlerce kedilere kendi elleriyle beslediğini,
8- Kapınıza gelen kim olursa olsun sevgiyle karşılanacağını,
9- Kız evladının yerinin daima en önde olduğunu,
10- Ani kızmak, içine atmak, kin gütmek, vesveseye kapılmak, ömrü yıpratarak kısalttığını,
11- 1986 ilk Fetullah Gülen kasetini dinlediğinde; onun ağladığını işittiğinde, kapatın bu kaseti. Bu adamdan hayır gelmez demesi.
12- Yirmi sekiz sen önce Rusyanın dağılacağını. Bulgaristan lideri Jivkov'un adı sanı olmadan öleceğini; yine seneler önce ( 1986 ) şu an dünya lideri denilen ülke Amerika' nın içinin boş olduğunu, tabi afetlerle yok olacağını,
13- 1985 de, 30 liralık dükkan kirası ve cebinde cüzdansız dolaştığını,
14- Saatler süren yoldan gelerek kapısında bir ekmek alanların varlığını,
16- Her gün dükkanında parasız yüzlerce ekmeğin dağıttıldığını,
17- Parmakla sayılacak kadar az din görevlisinin ziyaretine geldiğini,
18- Cami hocalarının görevi namaz kıldırıp kendi iş yerin koşarakı gitmek olmadığını; kendi cami cematinin ihtiyaçlarıyla ilgilenmesini,
19- Duaların, Türkçe yapılmasının daha yararlı olacağını,
20- Kocasını seven kadının eşinin ailesini seveceğini, (erkek içinde)
21- Bir erkeğin, eşine saygı ve sevgisini asla ihmal etmemesi gerektiğini,
22- İşinde huzuru varsa, para için işini değiştirmemesini; emekli olup yan gelip yatmamasını.
23- Şu an doğal kanser önleyici denilen yiyeceklerin üç öğün dükanında yenildiğini,
24- Yolda arabamızda mutlak bir şişe su bulundurmamızı,
25- Kadının şeyhinin kocası olduğunu, şeyh geçinen din adamlarıyla aşırı yakınlığa gidilmemesini,
26- Cilt cilt yazılmış hadis ve din kitaplarını seçerken dikkat edilmesini; onların nasıl yazıldıklarının düşünülmesini,
27- "Bizi bizden daha çok bilen, bizim istediğimizden daha çok veren Rabbim" ve "Seni sevenlerin, senin sevdiklerinin yüzü suyu hürmetine dualarımızı kabul et" duasını.
28- Tıp doktorlarının hastalarına içten ve sevecen yaklaşmaları gerektiğini,
29- Müslüman, yanında bulunduğunda rahatsız olmayan insan demek olduğunu,
30- Bir yere giderken elinin mutlaka dolu olmasını, kapıyı ayakla açılmasını,
31- Kapdan çıktıkdan sonra hemen dönülmemesini,
32- Manisa'da seneler önce, bir meczubun "Allah'la uğraşırsan deli, siyasetle uğraşırsan idam olursun". Yine aynı meczubun "ölümde var" diye dolaşmasından ders alınacağını.
33- Sevenleri birleştirmeye yardımcı olunmasını,
34- Çift olmasa bir ampulun nasıl yanacağını,
35- İstendiğinde ışınlanabileceğimizi ve arzu ettiklerimizi görebileceğimizi,
36- Hastalğımızın bir deneme; onda bile hayır olduğunu.
37- Bir tırnak olmadan, gömlek iliklenemeyeceğini. Sağlığın önemini.
38- Her gün kilolarca misafir şekerlerini kendi elleriyle paketlediğini, gelen ziyaretçilerine dağıttığını; yüzlerce ziyaretçinin söylediği gibi şekerlerin evlerinde eksilmediğine, ben canlı şahid oldum.
39- Duaların kendi lisanımızla yapılmasının daha uygun olacağını,
40- Kapısına gelen bir sarhoşa para verdiğinde; neden verildiği sorulduğunda; "mutlaka içki alacaktı, ben vermesem başkalarını rahatsız edecekti" demesini,
Ve daha yüzlercesi......
Sizden öğrendik, hal ve hareketlerinizle bize örnek oldunuz. Gerçek dinimizin, Kur'an dini olduğunu, gelenek
( gelene + ek) dini olmadığını hep hatırlattınız,
Allah sizden razı olsun.
Mekanınız cennet kabriniz nur olsun. Manisalı Şekerci Hüseyin Dedem.