Özel: Bu katliam yasası durdurulmalıdır ve durdurulacaktır
Özel’in konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Amasra maden faciası, bir katliam. Bu katliam, ihmaller, denetimsizlik ve liyakatsizliğin bir sonucudur. O günlerde katliamdan sonra Sayın Erdoğan, tutup beklenen açıklamayı yaptı. Ve dedi ki: ‘Biz kader planına inanmış insanlarız.’ Oysa Sayıştay raporlarına baktığımızda bunun bir kader planı olmadığı, aklı olan, vidanı olan bir iktidarın bunu engelleyebileceği çok açık.
Bizim kader planımızda bilime inanan, işini iyi yapan, kritik görevlere liyakatli atamalar yapan bir iktidarın gelmesi ve bu iktidarı göndermesi, bu ülkenin kader planında vardır. Er ya da geç bu gerçekleşecektir, bu ölümler değil.
Türkiye Taş Kömürü Kurumu, Meclis’te kurulan komisyonda yaptığı sunumda neredeyse suçu, ölen madenlere atmaya çalıştı. Bu aslında bizim Türkiye’de facia olduğunda herkesin ağladığı, yüreğinin yandığı, sorumluların hesap vereceğine yemin ettiği, madencilerin ailelerine gidip sarılıp, evladının hesabı sorulacak dediği ama günü geldiğinde suçluların ceza çekmesi gerektiğinde o suçlarla olan bağlarından ötürü ölenleri, masumları suçlayan, suçluları aklayan bir süreç hiçbirimize yabancı değil. En son Soma’da yaşadık bunu, şimdi Amasra’da bunu tekrar etmeye çalışıyorlar.
Hem Kozlu’da, hem Amasra’da, hem Soma’da biz istediğimiz kadar emeğin, hayatı kaybedenlerin yanında olalım, birileri suçu örtmeye, suçluları korumaya, cezalandırılmış olsalar dahi cezalarını çekmeden bunların kayrılmasına gayret sarf ediyorlar.
Soma’da da bütün iş cinayetlerinin mahkemelerinde de kayrılanlar, korunanlar, ceza almadan kurtulanlar da bilsin, oranın mağdur, gözü yaşlı anaları, eşleri, evlatları da bilsin. Çok geçmeden bu ülkede, bu davalar bir kez daha açılacak, sorumlular hesap verecek, anaların yüreğine su serpilecek. Ant olsun ki bunu yapacağız.
Cuma akşamı Gebze’de, pazar günü Ümraniye’de yüreklerin kaldırmayacağı görüntüler yansıdı. Aslında bunun böyle olacağını biliyorduk. Hayvanları Koruma Kanunu’nu getirdiler, kanunda bir değişiklik öngördüler.
Canları, zehirlediler, öldürdüler. Hepimizi kahrettiler. Övünç, kıvanç duyduğumuz husus şudur ki: İlk gün ben de söyledim, teker teker milletvekillerimiz de söylediler, teker teker belediye başkanlarımız da açıkladı. Biz bu katliam yasasını uygulamadık, uygulamayacağız, asla da uygulatmayacağız. Ama kendi belediyeleri, örtülü mesajı alanlar, aynı kafada olanlar canlara kıyıyor.
Buradan bir kez daha çağrıda bulunuyorum. 2019’da Meclis’teki bütün partiler toplandık. Milletvekillerimizi görevlendirdik. Bir komisyon çalıştı ve bir karar verdi. Bu işin bir boyutu toplama, bir boyutu büyük barınaklar yapma, kısırlaştırma, aşılama, sahiplendirme ama öbür boyutu, para. Bunun için şans oyunlarından, at yarışlarından, milli piyangodan, belli vergilerden kesintilerle bir hayvan hakkı fonu oluşsun denildi.
Diyen sadece CHP, DEM, İYİ Parti değil, MHP ile AK Parti de altına imza attı. Bunu yapmadan, bu kaynağı vermeden sen topla, geriye de bırakma dersen işe bu yapılanlar oluyor, bu cinayet sorumsuz yasama anlayışının eseridir. Derhal bu kanun değişmelidir. Buradan bu çağrıyı yapıyoruz.
Bir çağrım da Anayasa Mahkemesi’nin sayın üyelerine. Biz zaman geçirmeden bu katliam yasasını, örtülü katliam yasasını, biz uygulamasak da birilerinin uyguladığı bu yasayı yüce mahkemeye taşıdık. Yüce mahkeme, zaman geçirmeden bu yasayı iptal etmelidir. Bu yasanın yerine yeni yasa için de öyle çok uzun bir süre değil, çok kısa, makul bir süre vermeli ve bir an önce bu yasanın düzelmesi sağlanmalıdır.
Bu katliam yasası durdurulmalıdır ve durdurulacaktır.
Daha üç hafta önce Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Şimşek, ekonominin iyiye gittiğini, yeni vergiler getirmeyi düşünmediklerini söylemişti. Daha sözlerinin haber olduğu gazetelerde mürekkepler kurumadan TBMM’ye AK Parti Grubu, 12 maddelik bir telif getirdi. Aslında bu teklif, bugünden bakıldığında hiç sürpriz değil.
Kapalı oturum istedik. Geldiler, kendisini çağırdık gelmedi, iki bakanını gönderdi. Tabi kural belli. Kapalı oturumda ne konuşulduğunu 10 yıl söyleyemezsiniz. Ama zaten söylenmeyecek bir bilgiyi bu Meclis’e verse, bir devlet sırrını verse tüm Meclis, hepimiz bunu gereğini yaparız. Ama ‘mış’ gibi yapıp havada su dövüp, milleti kandırmalarına izin vermeyelim. ‘Hadi bakalım kapalı oturuma gelsinler’ dedik. Kapalı oturumda ne söylediğinizi açıklamayız ama söylemediğinizi ifşa ederiz’ dedik. Tam da dediğimizi yaptılar. Bir kelime sizin bilmediğiniz, bizim bilmediğimiz bir şey anlatmadılar. ‘İsrail, Türkiye’ye saldıracak’ diyemediler. Kanıtını ortaya koyamadılar, etrafından dolaşıp ne biliyorsak onu baştan anlattılar. O zaman bu ifşa oldu.
Bugün Sayın Bahçeli, tepki göstermiş. Sayın Bahçeli, siz de oradaydınız. Çıkın bu milletin gözünün içine baka baka deyin ki ‘Ben bakanları dinledim ve İsrail’in Türkiye’ye saldıracağına ikna oldum.’ Diyemez. Bir MHP’li bunu diyemez. Bir AK Partili diyemez. O gün kapalı oturumu izlemiş, akıl ve vicdan sahibi bir milletvekili bunu demedi, diyemez, demeyecek. Ama esas niyet, cambaza bak derken, milleti oyalamak sanıyorduk. Cambaza bak derken bunun yanında bir de milletin cebine el atacaklarmış.
Savunma Sanayii Destekleme Fonu getirdiler. Meğer tehlike büyük, İsrail, Türkiye’ye saldıracak, savunma sanayiine hep beraber destek olacağız. Nasıl olacağız? Vergi beyannamelerinden 600 TL, 100 bin lira üstü kredi katlarından 750 TL, Motorlu Taşıtlar Vergisi’nden muaf olan elektriklisinden, küçük silindirlisinden hem ÖTV, hem yüzde 20’si Savunma Sanayii Fonu’na, her gayrimenkul alım satımından, alandan para satandan para, birinci el arabadan 3 bin lira, ikinci el arabadan 1500 lira, noterdeki her işlemden 75 lira, 5 bin liranın üstündeki kol saatlerinden para, drone uçuruyor çocuklar, askeri amaçlı olmayan tüm dronelardan para, akla gelebilecek her şeyden para. Sadece beyannamelerden 75 milyar toplayacaklar.
Bu vergiyi, bu parayı alamazsın, alamayacaksın, onu o taslaktan öyle ya da böyle çıkaracaksın. Alacaksan Türkiye’nin en çok para kazanan bankalarına gidip ondan alacaksın. Ondan alacağı kredi kartıyla çocuğuna mama alan, bez alan, evladının ilacını alan, evinin tüpünü ödeyen, evladına süt alan, anasının evinin doğalgaz parasını kredi kartından çektiren garibanın yakasından düşeceksin.
Siyasi parti ayrımı olmaksızın sorulduğu bütün anketlerde tüm siyasi görüşlerden vatandaşlarımız, teğmenler meselesinde cezalandırmayı yersiz, teğmenlerin tavrını da doğru buluyor. Bu millet, teğmenlerin karşısında duran bu anlayışa karşı durması gereken doğru yerde duruyor. Bu millet, genç teğmenlerin yanında, devleti teğmenlerin karşısına dikenlerden de ilk sandıkta hesap soracak.
Hibya Haber Ajansı