Ayşe Efe
Manisa’nın Gördes ilçesine bağlı Kalemoğlu köyü, daha önce kaybettiği üç ormanın ardından dördüncüsünü de nikel madenine feda etmemek için direnişe geçti. Köylüler, 13 Mayıs’ta başlayan maden direnişini ormanın girişine kurdukları çadırlarda sürdürüyorlar. 2014 yılından bugüne Kızıloluk, Matal ve Türkmencardağı ormanlarını kaybettiklerini belirten Kalemoğlu köylüleri, yerleşim yerlerinin bitişiğindeki Kocamurt ormanını da madene kurban vermemek için direnmeye kararlı olduklarını ifade ettiler.
“Bin 600 hektar alan yok edildi”
Köy Muhtarı İbrahim Erdoğan 9. Köy’e yaptığı açıklamada, muhtarlık görevine başladığında maden şirketinin ormana açtığı yeni yolu öğrendiklerini belirterek, “Yetkililerle görüştüğümde yangın engelleme amaçlı açtıklarını söylediler. Fakat sonra Meta Nikel Kobalt Madencilik Şirketi’nin kapasite arttırma çalışması olduğunu öğrendik. Bunu öğrendikten hemen sonra ormanın araç geçişine uygun tek girişine çadırlarımızı kurup nöbet tutmaya başladık” dedi.
Çiçekli, Dağdere, Funducak, Kabakoz, Yeğenoba, Hanpaşa ile kendisinin muhtarlığını yaptığı Kalemoğlu’nun içinde olduğu 7 köyün söz konusu şirketin faaliyetlerinden olumsuz etkilendiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu; “2014 yılında başlayan maden çalışmalarında şu ana kadar bin 600 hektar alan yok edildi. Kızıloluk, Matal ve Türkmencardağı ormanlarımızı kaybettik. Sondaj çalışması için gelen ekip daha önceki köylerde dirençle karşılaşmadığını söyleyerek bizden taleplerimizi istedi. Şirket müdürü ve jandarma geldi, sahaya sokmadık. Değil müdür, en yetkilisi de gelse gitmiyoruz. Biz yolunda, parasında falan değiliz. Biz yaşadığımız yeri, bağımızı bahçemizi terk etmeyeceğiz. Başka da isteğimiz yok dedik. Kocamurt’u kaderine teslim etmemek için gece gündüz nöbet tutuyoruz.“
“Madenin patlayan atık borusu köy suyuna karıştı”
Köyde küçükbaş hayvancılıkla uğraşan Kader Beyhan, madenin atık su borusunun köyün kullandığı içme suyuna karıştığını vurgulayarak, “Meta Şirketi’nin yüzeyden geçen atık borusu patladı ve bu köye gelen su kuyusuna karıştı. Tesadüfen oradan geçen bir köylümüz bunu kaydetmeseydi bunu öğrenemeyecektik. Şirket ya da yetkililerden tarafımıza gelen bir bilgi olmadı. Kendimiz öğrendikten sonra şikayetlerde bulunduk ve o şekilde sularımız kesildi. Su kesintilerinden sonra çeşmelerimizden çamurlu su akıyor. Geçtiğimiz günlerde ishal ve mide bulantısı rahatsızlıklarıyla karşı karşıya kaldık” diye konuştu.
Daha önceki yıllarda köyün suyunu tüketebildiklerini vurgulayan muhtar Erdoğan da, “Çok büyük bir acı. Çam suyumuzu içmek varken dışarıdan hazır su temin ediyoruz. Biz geçimimizi tamamen tarım ve hayvancılıktan sağlıyoruz. Yerimizden yurdumuzdan olsak ne iş yapacağız? Köyü görseniz burası yaşanacak yer dersiniz” dedi.
“Halk sağlığı adına hiçbir adım atılmadı”
Kalemoğlu köyünde kronik rahatsızlıkların genç yaşlarda da görülmeye başladığına dikkat çeken Kader Beyhan, şöyle konuştu:
“Halk sağlığına dair hiçbir adım atılmadı. Yetkililer su ve havayı hiç analiz etmedi. Bilgilendirme de olmadı. Aile hekimlerinden rapor talep ettik. Kronik hastalıklarımız çok fazla ve giderek artıyor. Kanser genç yaşlarda da görülmeye başlandı. Süreçten sadece insanlar etkilenmiyor. Ben hayvancılıkla uğraşıyorum, köyün genelinde bu sene sakat hayvan doğumlarıyla pek çok kez karşılaştık.“
“Şirketin hemen hemen her aileden bir işçisi var”
Direnişlerine civar köylerden gelen desteğin az olduğunun altını çizen Beyhan, “Şirket hemen hemen her aileden bir işçi çalıştırıyor. Biz işçilere tepkili değiliz. İnsanlar da geçim derdinde. Türkiye’nin her yerinden destek için gelen çevreciler oluyor. Gördes, Akhisar Belediyeleri ve Büyükşehir Belediyesi bizi destekliyor. Akbelen’den de gelenler oldu. Herkesi direnişimizde ağırlamaktan memnuniyet duyarız. Kocamurt’u vermeyeceğiz” dedi.