Leyleklerin vatanı İzollu’da önceki gün acı bir olaya şahit olduk. Çınar Restoran’ın önündeki Çınar-Çiçek ailesinin yaşadığı yuvanın hemen yanı başında komşu leylekler yaşıyordu. Sabah saatlerinde aniden komşu leylek yuvasında (elektrik direğinin tepesinde) bilinmeyen bir sebepten dolayı yangın çıktı. Üç yavrusu olan leyleklerin yuvası gözlerimizin önünde, çaresizce bakışlarımızın arasında cayır cayır yandı. Bir yandan TEDAŞ ve İtfaiyeyi ararken öte yandan bu yangını nasıl söndürebiliriz diye telaşla sağa sola koşturduk. Ancak yapacak hiçbir şey yoktu.
Anne ve baba leylekler gökyüzünde, yanan yuvanın etrafında çaresizce uçuşup duruyordu. Yüreği yanık leyleklerin feryadı figanı gökyüzünde yankılanıyor, komşu leylekler de bu faciayı gözyaşları içinde seyrediyordu. Leyleklerin yavrularını gagalarına alıp kurtarabilme ihtimali var mıydı, bilmiyorum.
Yangın iyice büyüdü ve aylarca uğraşıp kurdukları yuva dakikalar içinde yanıp kül oldu. Aylarca besleyip büyüttükleri yuva içindeki üç yavru ise maalesef aşağı düşerek feci şekilde öldü.
Şimdi, yuvası yanan ve yavruları can veren anne baba leylekler yanan direğin tepesinde iki günden bu yana ağlaşarak bekliyor. Hiç kımıldamadan, yavrularının acısını yüreklerine basarak… Daha ne kadar sürer bu bekleme, İzollu’yu terk edip giderler mi, tekrar çiftleşip yavruları olur mu, yuvayı tekrar kurarlar mı, bilmiyoruz. Bekleyip göreceğiz.