Olay Akçadağ merkezinde 1945 yıllarında geçiyor. Babam rahmetli Cemal Yücel bir ortamda anlatmıştı. Aklımda kaldığı kadarı ile babamın ağzından anlatmaya çalışacağım.
“Ben Akçadağ’da Maliyede memur olarak görev yapıyordum. Akçadağlılar şaka yapmayı çok severler. Dedem Bekirçavuş’da öyleymiş ya. Bekir Çavuş’un yaptıkları halen fıkra halinde Arga’da (Akçadağ) anlatılmakta imiş. Sene 1945.
Bizim bir memur arkadaşımız vardı. Evli idi ama gözü hep dışarıda idi. Saçlarını briyantinler(saçları parlatan ve şekil verilmesini sağlayan krem) tarar edalı edalı dolaşırdı. Gelincik sigarası içerdi.
Bir gün arkadaşlarla bir yerde oturuyoruz. O zamanlar radyo spikerlernden güzel bir bayanın kartpostal resmi elimize geçti. Konuşurken laf afı açtı. Dedik ki bu Aliseydi’ye bir şaka yapalım ama nasıl? Planı kurduk. Arga küçük yer, herkes birbirini tanıyor. Aliseydi devamlı gelincik sigarası içerdi. Bu sigarayı hep Topal Ömer’den alırdı. Gelincik sigarasını bileyenlere tarif edeyim. Kare şeklinde kartondan bir sigara idi,üzerinde gelincik resmi vardı. Resmin arkasına bayanın ağzndan şu cümleleri yazdık jiletle sigara kapağının bir tarafını keserek içine özenle resmi yerleştirdik.
-Ben kadere inanan bir bayanım. Resmim işte. Güzelim. Evlenmek istiyorum. İstanbul’da yaşıyorum. Bu resmimi sigaranın içine koydum. Hangi talihli bu sigarayı açarsa talihlim o kişidir. Adresim ise. Türbedar sokak no: 10 Üsküdar/İSTANBUL. Mektupla görüşüp anlaşalım. Serpıl Can
Ömer’e de sıkı sıkı tembih ettik. Aliseydi senden gelincik sigarası alıyor, aman başka sigara ile karıştırma sigara istediğinde bu sigarayı ona ver dedik. Tabii şakacı Akçadağlılar bir ekip. İstihbarat elemanları gibi Aliseydi’yi adım adım takip ediyorlar, Aliseydi’nin durumunu da birbirlerine anlatıyorlar.
Aliseydi daha çok gubarmaya(kabarmaya) başlamış, briyantini saçlarına daha çok sürmüş. Daha çok çalım satmaya başlamış. Bayan mektuplaşalım dedi ya. Tüm ekip Aliseydi’nin mektubunu bekliyor. Beklenen mektup gelmiş.
Sayın bayan Serpil. Resmini gelincik sigarasından alan o şanslı kişi benim. Size hayran kaldım. Allah’ın sevgili kuluymuşum velhasıl. Kestane kebap acele cevap. Aliseydi.
Aliseydi doğru postaneye gidiyor ve mektubu postaneye veriyor. Posta memurları da zaten ekipten. Postane memuru gayet ciddi bir şekilde Aliseydi’nin mektubunu alıyor damgayı basıyor ama Aliseydi’nin mektubu şaka ekibinin önüne geliyor. Açıyorlar mektubu okuyorlar. Belirli bir zaman sonra İstanbul’lu Serpilden cevap geliyor. Şaka ekibi şöyle cevap yazmış Aliseydi’ye:
Aliseydi bey.
Senin mektubunu aldım çok mutlu oldum. Resmini de bana göndermişsin, ne kadar yakışıklısın, şu anda kendimi değil İstanbul’un, dünyanın en mutlu kadını olarak algılıyorum. Ne kadar da şanslıymışım. İstanbul’dan usanmıştım zaten. Sakin bir yerde yaşamak istiyorum. İstanbul’dan hareket edecek trenle Malatya’ya geliyorum. 20 Ekim Çarşamba günü de saat 12.00 da Malatya istasyonunda olacağım. Seni daha yakından tanımak için çok sabırsızlanıyorum. Hasretliğimiz en kısa zamanda bitecek diyorum. Ha az daha unutuyordum. Ben kırmızı renkli bir elbise giyeceğim, elimde de kırmızı bir İstanbul gülü olacak. Görüşmek umudu ile. Serpil
Bu mektubu da postacılar damgalamışlar mühürlemişler posta dağıtıcısına vermişler. Velhasıl Serpil’in cevabı resmi bir şekilde Aliseydi’ye ulaşmış.
Aliseydi mektubu aldıktan sonra çık daha heyecanlanmış, yerinde duramaz olmuş. Serpil gelecek ya , günler yaklaşıyor. Dairede de Aliseydi takip altında.
Günlerden Salı günü. Bir gün sonra Çarşamba tren gelecek. Aliseydi müdüre çıkıyor. Müdürüm yarın senden izin istiyorum. Önemli bir işim var diyor. Müdür de hay hay Aliseydi istediğin izin olsun diyor.
Yavaş yavaş işler karışmaya başladı. Aliseydi Çarşamba günü erkenden uyanıyor! Ver elini Malatya Tren İstasyonu diyor.
Ben de Alseydi’yi takip etmek için Malaya’ya gittim. Ama ona hiç gözükmedim. Duvarların kenarından kişiflemeye(İzleme) başladım. Tren saati yaklaşıyor Aliseydi durmadan tren İstasyonunda bir aşağı bir yukarı forta atıyordu. Nitekim tren pufulayarak geldi istasyona yanaştı. Aliseydi trene doğru seğirtti, pencereleri yokladı, Serpilden esame yok. Yer yarıldı sanki serpil yere girdi. Belki Serpil daha trendedir diye düşünmüş olmalı ki Aliseydi trene atladı teker teker kompaıtımanları yokladı yok yok. Tren düdüğünü çaldı hareket etmeye başlarken Aliseydi trenden atladı ve tren çuf çuf çuf diyerek Elazığ yönüne doğru aheste aheste gitmeye başladı. Aliseydi istasyonun her tarafını dolaştı. Hiçbir yolcu kalmadığı gibi Serpil de yoktu.
Aliseydi çok üzüldü. Mutlaka acil bir işi çıkmıştır Serpil’in yoksa gelirdi diye düşündü. Serpil’e bir mektup yazmaya karar verdi. Mektubu yazdı ve Akçadağ postanesine teslim etti.mektup mühürlendi, damgalandı
Serpil hanım dediğin gün Malatya İstasyonunda seni bekledim ama sen yoktun. Mutlaka acil bir işin çıkmıştır. Ben daha fazla dayanamayacağım;hayırlı bir gün olan Cuma günü trenle seni görmek için İstanbul’a hareket ediyorum. Görüşürüz inşallah.28.08.2024