Yaşar Karaaslan yazdı...

Çiftçiler icraya veridi, bilinen fakat halı altına süpürülen bir çok gerçek gerçekler güz yüzüne çıktı...  Koronavirüs salgının toplumun tüm kesimlerini hem sağlık hem ekonomik açıdan olumsuz anlamda derin yaralar açtığını biliyoruz. Ve bugünlerde çiftçi- üretici ekseninde yaşanan olayı bir türlü haber formatında değerlendiremedik. Beceriksizliğimizden mi veya acemiliğimizden mi kaynaklandı bilmiyoruz.

İcra olur, bal gibi olur amma..

Olayın başlangıcı, yılbaşından 1 hafta önce gelen bir iddia ile başladı.

İddia “Derme Sulama Birliği, “Üyelerini sulama borçları nedeniyle icraya vermiş. Hem de muhataplarına haber vermeden…” İddiayı hem de ilk ağızlardan duyunca ilk tepkimiz “ Bu salgın döneminde icra olur mu?” ve “ Tarım sektörüyse olur” oldu.

Asılmayan listeler

İddiayı, tarafsız bilirkişilerle paylaştım ve (çiftçi olmayan emekli devlet memurları) “Böyle bir şey olabilir mi?” diye fikir almaya çalıştım. Bilirkişi arkadaşlar “Olur, yasaldır bunlar. Ama siz esas konuyu gözden kaçırıyorsunuz.” Diyerek merakımızı daha da artırdı ve “Neymiş o konu?” sorusunu sormamıza neden oldu.

“Her sulama mevsimi öncesi, sulama birlikleri tarafından “Sulanacak alanların listesi açıklanır ve askıya çıkarılır. Askıya çıkarılan bu listelerden maalesef kimsenin haberi olmaz. Neden olmaz, çünkü askıya çıkarılmasına gerek görülmez. Kargaşa burada başlar. Çünkü o listelerde, araziler ve kullanacağı (sulanacak araziler) sular başta olmak üzere bir çok bilgiler yer alır. Bu liste açıklanmayınca veya ilan edilmeyince gücü olan fazla su alır, güçlü olmayan ise kaderine razı gelir.” İfadeleriyle iddianın başlangıç noktasının açıklanmayan listeler olduğunu belirttiler.

Bu ön bilgileri aldıktan sonra Serme Sulama Birliği yetkililerini aradım. Zamanı müsait olmadığından sağlıklı bilgi paylaşımı yapamadık.

Malınızı mülkünüzü kaçırasınız değil mi?

Haliyle iddia korona yasakları nedeniyle yılbaşından sonraya sarktı. Bu kez Sulama Birliğinin icraya verdikleri çiftçilerin yaşadığı bölgenin muhtarlarıyla (Kale İlçesi) görüştüm. Bir Muhtarımızın ifadesi ‘İcra olayları doğrudur. Hatta bizim köylüler adına Birlik Avukatına gittim ‘İcraya vermeye verdin, bari önceden bilgilendirseydiniz’ deyince Avukatın ifadesi ‘Haber verelim de malını-mülkünü başkasının adına yapsınlar değil mi?’ diyerek icraları haber vermeden yapmalarını marifetmiş gibi açıkladı. Ne diyeceğimi şaşırdım” şeklide olurken diğer bir muhtar;

İcraya vermeyip de ne yapacaksın?

“Olayı size yanlış aktarıyorlar. Adam suyu kullanmış. Parasını vermiyor. Elbette ki parasını verecek. Ayrıca, o kişilerin çoğunun 3-5 dönüm tarlası var. Ama 10-15 dönüm araziyi de işgal etmiş, işgal ettiği arazide de sulama yapıyor ve parasını vermiyor. Hiç öyle şey olur mu? Hem hazinenin malını işgal edeceksin hem de sulama parasını vermeyeceksin. Aha siz söyleyin. İcraya vermeyip te ne yapacaksın?” diyerek, Sulama Birliğinin haklı, icraya verilen çiftçinin haksız oluğunu iddia etti. Kafam iyice karıştı.  

Paramı ödeyeceğim ama muhatap bulamıyorum

Bölgede kendi mülkiyetinde 2-3 dönüm arazisi olan ve 400 lirayı bile bulmayan borcunu craya verilmesiyle öğrenen çiftçi, borcunu ödemek için şu ana kapı kapı dolanmakta, araya hatırlı kişiler koymakta. Fakat yaklaşık 10 gündür (13 Ocak günü itibariyle) muhatap bulamamakta.Sanırım icra ve avukat masraflarıyla birlikte borcunu ödemek zorunda kalacak. 

Kişisel değerlendirmem is şöyle; 

1. Pandemi döneminde icra olayı su götürmez bir yanlış
2. DSİ’ni atadığı (Kayyım) Sulama Birliği yöneticileri, çiftçileri gerektiği gibi bilgilendirmiyor (Özellikle Kapıkaya Sulama alanı bölgesi için)
3. Muhtarlar, Sulama konusunda bölgesindeki çiftçiye yeteri kadar sağlıklı bilgi akışı sağlamıyor. Olaylara ya Sulama Birliği gözüyle ya da çiftçi gözüyle değerlendiriyor.
4. Devleti yönetenler, devletin malına özellikle oy kaygısı nedeniyle sahip çıkmıyor. Çiftçiler, sahipsiz gördüğü arazileri; ekip-biçiyor, emek harcıyror. 
5. Sulama Birliği avukatlarının çiftçiye yaklaşımı maalesef çok olumsuz. Para kazanma derdindeler. “Ocaklar sönüyor, insanlar perme perişan oluyor bize ne. Bizler, para kazanalım da nasıl olursa olsun” anlayışındalar.