deneme bonusu veren siteler canlı casino akademik sofia grandpashabet güncel adres betpark süperbetin giriş betebet bets10 Matadorbet vdcasino tipobet giriş deneme bonusu siteleri deneme bonusu veren siteler

Vergisel işlemlerde yeni bir takvim

EKONOMİ 23.04.2020 - 16:10, Güncelleme: 15.06.2021 - 12:24
 

Vergisel işlemlerde yeni bir takvim

Yaşanan covid-19 salgını ile birlikte ekonomide öngörülemeyen bir süreç yaşanmaktadır..

Mustafa Bahadır ALTAŞ Yeminli Mali Müşavir Olağan üstü dönemlerde her türlü siyasi endişeyi bir kenara bırakmak gerekir. Bunu yapmaz isek öfke ve kinimiz aklımızı yener. Bunun için devlet yönetimi ciddiyet ve öngörü ister. Ekonomide yaşanan tüm olumsuzluklar sadece ekonomiyi değil; eğitimden sağlığa tüm sosyal yaşamı etkiler. Onun için ekonomi politikaların da üç temel etken olan para politikası, maliye politikası ve güven politikası geleceğe ilişkin öngörülerin oluşmasına doğrudan etki eder. Dünya da ve ülkemiz de yaşanan covid-19 salgını ile birlikte ekonomide öngörülemeyen bir süreç yaşanmaktadır. Salgının ekonomiye etkisi derinleşmeden, maliye politikasına yeni araçlar bulmak hayati bir önem taşımaktadır. Vergisel işlemlerle ilgili olarak vergi kanunlarında mükellefin ödevleri; bildirim (beyan) defter tutma, belge düzenleme ve temini ile muhafaza ve ibraz şeklinde tanımlanırken. Mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması sırasında sahip oldukları hakları da uzlaşma, pişmanlık, düzeltme, itiraz, cezada indirim, vergi ödeme, tecil ve taksitlendirme ile mahsup ve iade talep hakkı şeklinde tanımlamıştır. 18 Mart tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından Covid-19 salgınının olumsuz etkilerini azaltmak için açıklanmış olan Ekonomik İstikrar Kalkanı paketinin üzerinden tam bir ay geçti. Bu süreçte “Vergi Ödevlerinin Ertelenmesi” konusunda yaşanan belirsizlik ve karmaşa vergi mükelleflerinin hakları ve ödevleri acısından ileride telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. Bu konuda tüm vergisel işlemeleri içeren yeni bir programın yapılması artık bir zorunluluk olmuştur. Ekonomiyi düzenlemek ve disipline etmek için belirli dönemlerde vergi araç olarak kullanılsa da maliye politikasının sağlıklı işlemesi için belirli dönemlerde de devletin elini taşın altına koyması gerekir. Bu amaçla hazırlanan “Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi”nde yer alan ve Hazine ve Maliye Bakanlığınca yayınlanan 518 seri no.lu VUK tebliği kapsamında; Mart-Nisan-Mayıs aylarına ait KDV ve Muhtasar beyannameler. 02.04.2020 tarihli SGK genel yazısı ile Aylık Hizmet Prim bildirgelerinin verilme ve ödeme sürelerinin altı aylık süreler halinde ötelenmesinden sonra, geçtiğimiz hafta çıkan 127 Sayılı VUK Sirküleri ile 30 Nisan 2020 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2019 hesap dönemine ait Kurumlar Vergisi beyannamelerinin verilme süreleri ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme sürelerinin 1 Haziran 2020 tarihine kadar uzatılması. Aralık 2019 ayına ait yüklenmesi gereken e-Defter beratların yükleme tarihinin 30 Haziran 2020 tarihine ertelenmesi ile “Vergi Ödevleri için Özel Covid-19 Vergi Takvimi Belirlenmesi Zorunluluk olmuştur” Mevcut uygulama üretim gücüne zarar vermektedir Uygulamaya konulan ekonomik istikrar kalkanı paketinde sadece belirlenen sektörler için bazı vergi ve sigorta prim ödemelerinin sürelerinin ötelenmesi salgından etkilenen ekonomiye destek olsa da salgın tüm ekonomiyi etkilediği için bu kısıtlı destek piyasaları olumsuz etkilemektedir. Çünkü mücbir sebep kapsamı içerisinde yer almayan sektörler de, mücbir sebep kapsamına alınan mükelleflerle ticaret yapmaktadır. Bu durumda verginin ekonomiyi düzenleyici etkisinden olumlu sonuç almak için vergisel işlemlerin işleme taraf olan mükellefler açısından değerlendirilmesi gerekir. Covid-19 ile birlikte ekonomide ticari hayat yeniden şekillenmiş sipariş iptallerinin yaşanması ile birlikte yeni bir üretim planlaması yaparken tahsilât ve ödeme güçlüğü çeken firmalar satış ve alım politikalarını yeniden belirlemek zorunda kalmışlardır. Özellikle de “Covid-19” salgını kapsamında ana faaliyet alanı itibariyle İçişleri Bakanlığınca alınan tedbirler kapsamında faaliyetlerine geçici süreliğine ara verilmesine karar verilen borçlunun alacaklıları bu kapsamda ciddi mağduriyet yaşamaktadırlar. Covid-19 salgınının belirlenen sektörleri dışında kalan mükelleflere olumsuz etkisi Ülkemizde bütçe gelirlerinin en önemli kaynağı vergidir. Vergiler içinde en büyük pay KDV ile ÖTV’nindir. Ekonomik istikrar kalkanı paketi kapsamında belirlenen sektörlerin bu vergi içindeki sayısal oranı mükellef bazında yüzde yetmişlere ulaşırken vergi payı oranı yüzde otuzlar civarında olduğu. Kapsam dışı kalanların sayısal oranı ise mükellef bazında yaklaşık yüzde vergi oranı olarak ta yaklaşık yüzde yetmişine ulaştığı ifade edilmektedir. Oysa covid-19 salgını tüm sektörleri olumsuz etkilemiştir. Kapsam dışı kalan sektörlerin desteklenmemesi vergi gelirleri başta olmak üzere ihracat ve istihdamı olumsuz etkileyecektir. Bu konun ciddi bir şekilde ele alınması ve bu konuda gerekli düzenlemelerin yapılması da önem arz etmektedir. Salgın sonrası ne olacak? Ekonomiden sosyal yaşama dair yapılan tüm düzenlemeler ve alınan tedbirler muhtemel salgın süresi ile sınırlı olarak alınmıştır. Oysaki bu süreçte Covid-19 salgını bize yaşamımızın her alanına girmiş olan teknolojiyi yeniden tanımayı ve onunla yeni bir yaşam tarzı oluşturmamızı öğretti. Bu nedenle salgının yaşandığı dönem kadar bu süreçten çıktıktan sonraki zamanda çok önemlidir. Bizler istesek de istemesek de bu yeni sisteme uyum sağlamak için bir geçiş dönemi olacaktır. Bu sürecin sağlıklı öngörü ile çok iyi planlanması önem arz etmektedir. Hiç birimizin şu anda bu salgının ekonomimize daha ne kadar etki edeceğini ve nasıl zararlar vereceğini belirleme imkanımız bulunmamaktadır. Küresel ekonomide yaşanan belirsizlik doğal olarak ülkemizi de etkilemektedir. Ekonomi piyasasından aktarılan bilgilere göre piyasada ciddi ölçüde iç ve dış talep daralması buna paralel olarak da yüksek oranlara ulaşan işsizlik sorununun kaçınılmaz olduğu ufukta görünüyor. Salgının firmalar acısından gecikmiş alacakların tahsiline olumsuz etkisinin yanında, durma noktasına gelen üretimin karşısında stoklama maliyetlerinin işletmelere getirdiği finansman yükü ciddi oranlara ulaşmıştır. Piyasalarda yaşanacak daralmayı önlemek ve durağanlaşan sektörleri canlandırmak için bugünden KDV ve ÖTV başta olmak üzere bazı vergi oranları yeniden belirlenmelidir. 01 Nisan 2020 – 31 Aralık 2020 Dönemi için yeni bir yükümlülük takvimi belirlenmelidir Vergi dairesine verilen yaklaşık otuz adet beyanname başta olmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (SGK), Gümrük İdareleri, Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ilgili tüm kurum ve kuruluşları da kapsayan yeni bir yükümlülük takvimin belirlenmesi gerekiyor. Her ne kadar birçok işlemin interaktif vergi dairesinden yapılması imkânı olsa da bu işlemlere ilişkin ödemelerin yapılmasında güçlükler yaşanmaktadır. Belirli sektörlerde beyanname verme sürelerinin ertelenmesi sonrasında KDV iadesi kontrol raporlarında oluşan beyan tutarsızlığı nedeniyle raporlar olumsuz çıkmaktadır. Bu dönemde vergisel işlemlerle, karşılaşılması muhtemel işlemleri aşağıda özetlemeye çalıştım. Bu işlemler ile ilgili gerekli düzenleme yapılmaz ise ileride telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğacağı gibi vergi idaresi ile mükellef arzu edilmeyen bir şekilde yargıda karşı karşıya gelecektir. Uygulamadaki yasal düzenlemeler ile yapılan açıklamalar çelişmekte buna birde her vergi dairesinin kendi yorumuyla işlem yapması eklenince sorunlar içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Covid-19 salgını nedeniyle alınan vergisel tedbirlerle ilgili olarak tüm vergi kanunlarını kapsayacak genel uygulama tebliğinin yayınlanması bu konuda yaşanması muhtemel sorunları ortadan kaldıracaktır. — VUK yer alan salgın hastalık halinde mücbir sebep uygulamasına ilişkin bir çerçevenin çizilmesi. (Covid-19 bize bu salgınların devam edeceğiniz işaret ediyor) — Mücbir sebep uygulamasının tüm mükellefleri kapsaması. (mücbir sebep kapsamı dışında kalan mükellefler mücbir sebep kapsamına alınan mükelleflerle ticaret yapmaktadır) — 7020 sayılı kanun ve 7143 sayılı kanun kapsamında yapılan yapılandırma taksit ödemeleri. (Mücbir sebep süresine rastlayan taksit ödemeleri) — 6183 sayılı kanun kapsamında yapılan tecil taksit ödemeleri. (Tecil şartlarına riayet edilmemesi) — 2020 yılında verilecek geçici vergi beyannameleri durumu. (2019 Yılı kapanış ve 2020 yılı açılış e-defter beratlarının yüklenim süresinin 30 Hazirana ertelenmesi) — Mücbir sebep süresince vergi ve cezalar için gecikme zammı ve faizinin alınmaması. (Örnek vermek gerekirse, düzenlenen vergi inceleme raporlarında hesaplanan ancak mücbir sebep nedeniyle mükellefe tebliğ edilmeyen vergi ve ceza tutarları için 1 Nisan 2020 tarihinden tebligatın yapıldığı süreye kadar geçen süre için) — VUK kapsamında uzlaşma ve 376 madde uygulamasında hak düşürücü süre. (376 madde indirim talebi yapıldıktan indirim yapılan tutarın 30 gün içerisinde ödenmesi) — KDV ve ÖTV başta olmak üzere vergi iadelerinde belirli sektörlerin beyan ve bildirimleri ötelendiğinden İade talep eden mükellef acısından önemli sorun yaşanmaktadır. (Beyana dayalı hızlandırılmış sistem uygulamaya konulmalıdır) — Ödeme süresi yeniden belirlenen SSP’nin dönemsellik yönünden gider kaydı. — e-defter uygulaması kapsamında beyan dönemleri ertelenen aylara ilişkin berat yükleme tarihleri ile VUK yazılı olan kayıt süresine ilişkin esneklik sağlanması. — Covid-19 salgından kaynaklı sokağa çıkma yasağı vb. tedbirler nedeni ile ihale ve sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerin muhtemel vergisel sonuçları. (Peşin ödenen vergiler damga vergisi ve avans ve teminatlar) — Mücbir sebep hali kabul edilen dönemde kasten işlenen suçlar hariç olmak üzere vergi ödevlerinden dolayı idari para cezası ve usulsüzlük cezası uygulanması yeniden düzenlenmelidir. (VUK 355 mükerrer Bilgi vermekten çekinenler ile 107/A, 256, 257, mükerrer 257 nci madde ve Gelir Vergisi Kanununun 98/A maddesi hükmüne uymayanlar için ceza vb.gibi ) Vergi ödevleri ile birlikte en az vergi ödevi kadar hepsi birbirinden önemli başlıklar; — SGK mevzuatı kapsamında ertelen iş ve işlemler. (Ertelenen Bağ-Kur prim ödemeleri gibi) — Yatırım ve İstihdamı teşvik uygulamaları. — İhracat işlemlerine ilişkin yükümlülük ve uygulamaları. — 6102 sayılı TTK uygulamaları. — 4857 iş kanunu ve 4447 sayılı işsizlik sigortası kanunu uygulamaları. Yukarıda yer alan örnekleri faaliyet alanı içindeki sektörler ve ilgili mevzuat uygulamalarında çoğaltmak mümkündür. Bu konuda faaliyet ve sektör bazında elde edilecek verilerden yeni bir yol haritası çıkartılması ile yapılacak düzenlemeler, mükellefin vergi ödevlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesinin yanı sıra devletin vergi alacağının da güvenceye alınmasına katkı sağlayacaktır. Teknoloji çağında kervanı yolda dizmek anlayışını bırakıp yarını bugünden planlamamız gerekiyor. Eğer bunu yapmaz ise 2020-2022 dönemi orta vadeli programında yer alan hedefleri gerçekleştirmemiz mümkün olmaz. Üretimden gelen gücün teknolojiye yenik düştüğü günümüzde. YMM ve SMMM’ler olarak bizlerde bilgimizi ve emeğimizi ülkemiz için güce dönüştürüyoruz. Muhasebeciler TÜRMOB ile birlikte Türkiye’nin teknolojik dönüşümü en sağlıklı yaşayan meslek mensuplarıdır. Maddi olmasa da manevi olarak emeğimizin karşılığını talep etmek en doğal hakkımız olduğunu belirterek ülkemiz için “MESLEĞİMİZ DEĞERDİR” diyoruz. – Covid-19 salgını nedeniyle hayatını kaybeden tüm meslektaşlarımı saygı ve rahmetle anıyorum – Adalet için asalet gerekir. Çünkü adalet ahlaktır, adalet vicdandır. (mba)
Yaşanan covid-19 salgını ile birlikte ekonomide öngörülemeyen bir süreç yaşanmaktadır..

Mustafa Bahadır ALTAŞ
Yeminli Mali Müşavir

Olağan üstü dönemlerde her türlü siyasi endişeyi bir kenara bırakmak gerekir. Bunu yapmaz isek öfke ve kinimiz aklımızı yener. Bunun için devlet yönetimi ciddiyet ve öngörü ister.
Ekonomide yaşanan tüm olumsuzluklar sadece ekonomiyi değil; eğitimden sağlığa tüm sosyal yaşamı etkiler. Onun için ekonomi politikaların da üç temel etken olan para politikası, maliye politikası ve güven politikası geleceğe ilişkin öngörülerin oluşmasına doğrudan etki eder.
Dünya da ve ülkemiz de yaşanan covid-19 salgını ile birlikte ekonomide öngörülemeyen bir süreç yaşanmaktadır. Salgının ekonomiye etkisi derinleşmeden, maliye politikasına yeni araçlar bulmak hayati bir önem taşımaktadır.
Vergisel işlemlerle ilgili olarak vergi kanunlarında mükellefin ödevleri; bildirim (beyan) defter tutma, belge düzenleme ve temini ile muhafaza ve ibraz şeklinde tanımlanırken. Mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması sırasında sahip oldukları hakları da uzlaşma, pişmanlık, düzeltme, itiraz, cezada indirim, vergi ödeme, tecil ve taksitlendirme ile mahsup ve iade talep hakkı şeklinde tanımlamıştır.
18 Mart tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından Covid-19 salgınının olumsuz etkilerini azaltmak için açıklanmış olan Ekonomik İstikrar Kalkanı paketinin üzerinden tam bir ay geçti. Bu süreçte “Vergi Ödevlerinin Ertelenmesi” konusunda yaşanan belirsizlik ve karmaşa vergi mükelleflerinin hakları ve ödevleri acısından ileride telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. Bu konuda tüm vergisel işlemeleri içeren yeni bir programın yapılması artık bir zorunluluk olmuştur.
Ekonomiyi düzenlemek ve disipline etmek için belirli dönemlerde vergi araç olarak kullanılsa da maliye politikasının sağlıklı işlemesi için belirli dönemlerde de devletin elini taşın altına koyması gerekir. Bu amaçla hazırlanan “Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi”nde yer alan ve Hazine ve Maliye Bakanlığınca yayınlanan 518 seri no.lu VUK tebliği kapsamında; Mart-Nisan-Mayıs aylarına ait KDV ve Muhtasar beyannameler. 02.04.2020 tarihli SGK genel yazısı ile Aylık Hizmet Prim bildirgelerinin verilme ve ödeme sürelerinin altı aylık süreler halinde ötelenmesinden sonra, geçtiğimiz hafta çıkan 127 Sayılı VUK Sirküleri ile 30 Nisan 2020 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2019 hesap dönemine ait Kurumlar Vergisi beyannamelerinin verilme süreleri ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme sürelerinin 1 Haziran 2020 tarihine kadar uzatılması. Aralık 2019 ayına ait yüklenmesi gereken e-Defter beratların yükleme tarihinin 30 Haziran 2020 tarihine ertelenmesi ile “Vergi Ödevleri için Özel Covid-19 Vergi Takvimi Belirlenmesi Zorunluluk olmuştur”

Mevcut uygulama üretim gücüne zarar vermektedir
Uygulamaya konulan ekonomik istikrar kalkanı paketinde sadece belirlenen sektörler için bazı vergi ve sigorta prim ödemelerinin sürelerinin ötelenmesi salgından etkilenen ekonomiye destek olsa da salgın tüm ekonomiyi etkilediği için bu kısıtlı destek piyasaları olumsuz etkilemektedir. Çünkü mücbir sebep kapsamı içerisinde yer almayan sektörler de, mücbir sebep kapsamına alınan mükelleflerle ticaret yapmaktadır. Bu durumda verginin ekonomiyi düzenleyici etkisinden olumlu sonuç almak için vergisel işlemlerin işleme taraf olan mükellefler açısından değerlendirilmesi gerekir. Covid-19 ile birlikte ekonomide ticari hayat yeniden şekillenmiş sipariş iptallerinin yaşanması ile birlikte yeni bir üretim planlaması yaparken tahsilât ve ödeme güçlüğü çeken firmalar satış ve alım politikalarını yeniden belirlemek zorunda kalmışlardır. Özellikle de “Covid-19” salgını kapsamında ana faaliyet alanı itibariyle İçişleri Bakanlığınca alınan tedbirler kapsamında faaliyetlerine geçici süreliğine ara verilmesine karar verilen borçlunun alacaklıları bu kapsamda ciddi mağduriyet yaşamaktadırlar.
Covid-19 salgınının belirlenen sektörleri dışında kalan mükelleflere olumsuz etkisi

Ülkemizde bütçe gelirlerinin en önemli kaynağı vergidir. Vergiler içinde en büyük pay KDV ile ÖTV’nindir. Ekonomik istikrar kalkanı paketi kapsamında belirlenen sektörlerin bu vergi içindeki sayısal oranı mükellef bazında yüzde yetmişlere ulaşırken vergi payı oranı yüzde otuzlar civarında olduğu. Kapsam dışı kalanların sayısal oranı ise mükellef bazında yaklaşık yüzde vergi oranı olarak ta yaklaşık yüzde yetmişine ulaştığı ifade edilmektedir. Oysa covid-19 salgını tüm sektörleri olumsuz etkilemiştir. Kapsam dışı kalan sektörlerin desteklenmemesi vergi gelirleri başta olmak üzere ihracat ve istihdamı olumsuz etkileyecektir. Bu konun ciddi bir şekilde ele alınması ve bu konuda gerekli düzenlemelerin yapılması da önem arz etmektedir.
Salgın sonrası ne olacak?
Ekonomiden sosyal yaşama dair yapılan tüm düzenlemeler ve alınan tedbirler muhtemel salgın süresi ile sınırlı olarak alınmıştır. Oysaki bu süreçte Covid-19 salgını bize yaşamımızın her alanına girmiş olan teknolojiyi yeniden tanımayı ve onunla yeni bir yaşam tarzı oluşturmamızı öğretti. Bu nedenle salgının yaşandığı dönem kadar bu süreçten çıktıktan sonraki zamanda çok önemlidir. Bizler istesek de istemesek de bu yeni sisteme uyum sağlamak için bir geçiş dönemi olacaktır. Bu sürecin sağlıklı öngörü ile çok iyi planlanması önem arz etmektedir. Hiç birimizin şu anda bu salgının ekonomimize daha ne kadar etki edeceğini ve nasıl zararlar vereceğini belirleme imkanımız bulunmamaktadır.
Küresel ekonomide yaşanan belirsizlik doğal olarak ülkemizi de etkilemektedir. Ekonomi piyasasından aktarılan bilgilere göre piyasada ciddi ölçüde iç ve dış talep daralması buna paralel olarak da yüksek oranlara ulaşan işsizlik sorununun kaçınılmaz olduğu ufukta görünüyor. Salgının firmalar acısından gecikmiş alacakların tahsiline olumsuz etkisinin yanında, durma noktasına gelen üretimin karşısında stoklama maliyetlerinin işletmelere getirdiği finansman yükü ciddi oranlara ulaşmıştır. Piyasalarda yaşanacak daralmayı önlemek ve durağanlaşan sektörleri canlandırmak için bugünden KDV ve ÖTV başta olmak üzere bazı vergi oranları yeniden belirlenmelidir.

01 Nisan 2020 – 31 Aralık 2020 Dönemi için yeni bir yükümlülük takvimi belirlenmelidir

Vergi dairesine verilen yaklaşık otuz adet beyanname başta olmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (SGK), Gümrük İdareleri, Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ilgili tüm kurum ve kuruluşları da kapsayan yeni bir yükümlülük takvimin belirlenmesi gerekiyor.
Her ne kadar birçok işlemin interaktif vergi dairesinden yapılması imkânı olsa da bu işlemlere ilişkin ödemelerin yapılmasında güçlükler yaşanmaktadır. Belirli sektörlerde beyanname verme sürelerinin ertelenmesi sonrasında KDV iadesi kontrol raporlarında oluşan beyan tutarsızlığı nedeniyle raporlar olumsuz çıkmaktadır.
Bu dönemde vergisel işlemlerle, karşılaşılması muhtemel işlemleri aşağıda özetlemeye çalıştım. Bu işlemler ile ilgili gerekli düzenleme yapılmaz ise ileride telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğacağı gibi vergi idaresi ile mükellef arzu edilmeyen bir şekilde yargıda karşı karşıya gelecektir. Uygulamadaki yasal düzenlemeler ile yapılan açıklamalar çelişmekte buna birde her vergi dairesinin kendi yorumuyla işlem yapması eklenince sorunlar içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Covid-19 salgını nedeniyle alınan vergisel tedbirlerle ilgili olarak tüm vergi kanunlarını kapsayacak genel uygulama tebliğinin yayınlanması bu konuda yaşanması muhtemel sorunları ortadan kaldıracaktır.
— VUK yer alan salgın hastalık halinde mücbir sebep uygulamasına ilişkin bir çerçevenin çizilmesi. (Covid-19 bize bu salgınların devam edeceğiniz işaret ediyor)
— Mücbir sebep uygulamasının tüm mükellefleri kapsaması. (mücbir sebep kapsamı dışında kalan mükellefler mücbir sebep kapsamına alınan mükelleflerle ticaret yapmaktadır)
— 7020 sayılı kanun ve 7143 sayılı kanun kapsamında yapılan yapılandırma taksit ödemeleri. (Mücbir sebep süresine rastlayan taksit ödemeleri)
— 6183 sayılı kanun kapsamında yapılan tecil taksit ödemeleri. (Tecil şartlarına riayet edilmemesi)
— 2020 yılında verilecek geçici vergi beyannameleri durumu. (2019 Yılı kapanış ve 2020 yılı açılış e-defter beratlarının yüklenim süresinin 30 Hazirana ertelenmesi)
— Mücbir sebep süresince vergi ve cezalar için gecikme zammı ve faizinin alınmaması. (Örnek vermek gerekirse, düzenlenen vergi inceleme raporlarında hesaplanan ancak mücbir sebep nedeniyle mükellefe tebliğ edilmeyen vergi ve ceza tutarları için 1 Nisan 2020 tarihinden tebligatın yapıldığı süreye kadar geçen süre için)
— VUK kapsamında uzlaşma ve 376 madde uygulamasında hak düşürücü süre. (376 madde indirim talebi yapıldıktan indirim yapılan tutarın 30 gün içerisinde ödenmesi)
— KDV ve ÖTV başta olmak üzere vergi iadelerinde belirli sektörlerin beyan ve bildirimleri ötelendiğinden İade talep eden mükellef acısından önemli sorun yaşanmaktadır. (Beyana dayalı hızlandırılmış sistem uygulamaya konulmalıdır)
— Ödeme süresi yeniden belirlenen SSP’nin dönemsellik yönünden gider kaydı.
— e-defter uygulaması kapsamında beyan dönemleri ertelenen aylara ilişkin berat yükleme tarihleri ile VUK yazılı olan kayıt süresine ilişkin esneklik sağlanması.
— Covid-19 salgından kaynaklı sokağa çıkma yasağı vb. tedbirler nedeni ile ihale ve sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerin muhtemel vergisel sonuçları. (Peşin ödenen vergiler damga vergisi ve avans ve teminatlar)
— Mücbir sebep hali kabul edilen dönemde kasten işlenen suçlar hariç olmak üzere vergi ödevlerinden dolayı idari para cezası ve usulsüzlük cezası uygulanması yeniden düzenlenmelidir. (VUK 355 mükerrer Bilgi vermekten çekinenler ile 107/A, 256, 257, mükerrer 257 nci madde ve Gelir Vergisi Kanununun 98/A maddesi hükmüne uymayanlar için ceza vb.gibi )
Vergi ödevleri ile birlikte en az vergi ödevi kadar hepsi birbirinden önemli başlıklar;
— SGK mevzuatı kapsamında ertelen iş ve işlemler. (Ertelenen Bağ-Kur prim ödemeleri gibi)
— Yatırım ve İstihdamı teşvik uygulamaları.
— İhracat işlemlerine ilişkin yükümlülük ve uygulamaları.
6102 sayılı TTK uygulamaları.
4857 iş kanunu ve 4447 sayılı işsizlik sigortası kanunu uygulamaları.
Yukarıda yer alan örnekleri faaliyet alanı içindeki sektörler ve ilgili mevzuat uygulamalarında çoğaltmak mümkündür. Bu konuda faaliyet ve sektör bazında elde edilecek verilerden yeni bir yol haritası çıkartılması ile yapılacak düzenlemeler, mükellefin vergi ödevlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesinin yanı sıra devletin vergi alacağının da güvenceye alınmasına katkı sağlayacaktır.
Teknoloji çağında kervanı yolda dizmek anlayışını bırakıp yarını bugünden planlamamız gerekiyor. Eğer bunu yapmaz ise 2020-2022 dönemi orta vadeli programında yer alan hedefleri gerçekleştirmemiz mümkün olmaz.
Üretimden gelen gücün teknolojiye yenik düştüğü günümüzde. YMM ve SMMM’ler olarak bizlerde bilgimizi ve emeğimizi ülkemiz için güce dönüştürüyoruz. Muhasebeciler TÜRMOB ile birlikte Türkiye’nin teknolojik dönüşümü en sağlıklı yaşayan meslek mensuplarıdır. Maddi olmasa da manevi olarak emeğimizin karşılığını talep etmek en doğal hakkımız olduğunu belirterek ülkemiz için “MESLEĞİMİZ DEĞERDİR” diyoruz.
Covid-19 salgını nedeniyle hayatını kaybeden tüm meslektaşlarımı saygı ve rahmetle anıyorum
– Adalet için asalet gerekir. Çünkü adalet ahlaktır, adalet vicdandır. (mba)

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.