deneme bonusu veren siteler canlı casino akademik sofia grandpashabet güncel adres betpark süperbetin giriş betebet bets10 Matadorbet vdcasino tipobet giriş deneme bonusu siteleri deneme bonusu veren siteler

Üç kâğıtçı ekonomisi

SİYASET 26.03.2021 - 08:37, Güncelleme: 15.06.2021 - 12:24
 

Üç kâğıtçı ekonomisi

Sayın Erdoğan, Bahçeli, Ağbal, üçü bir ağızdan 'biz liberal ekonomi...

Haber: Yaşar KARAASLAN  Saadet Partisi'nin 5 Mart’ta yaptığı sessiz sedasız il kongresinde yeniden il başkanı seçilen Osman Marasalı, basın mensupları ile bir araya geldi. Partisinin hedeflediği Türkiye’yi konu alan açılış konuşmasından sonra, basın mensuplarını sorularını yanıtlayan İl Başkanı Osman Marasalı, AKP Hükümetinin uyguladığı ekonomi politikasının Üçkağıtçı ekonomisi olduğunu belirterek “Sayın Erdoğan, Bahçeli, Ağbal, üçü bir ağızdan 'biz liberal ekonomi, serbest piyasa ekonomisine devam edeceğiz,' demesi bunun Türkçesi, Londra'daki faizcilerin, bize para verenlerin 'dediklerini yapmaya devam edeceğiz' anlamında. Ama kendilerine bir günah keçisi lazımdı ve Naci Ağbal'ı görevden aldılar. Yerine gelen vatandaşta aynı politikayı devam ettirecek. Nedir bu politika? Üç kâğıt ekonomisi.  Aynı sonucu farklı kişilerle deneyip, farklı sonuçlar alacağımızı zannediyoruz" sözleriyle uygulanan ekonomi politikasını eleştirdi. İl yöneticilerinin de katıldığı toplantıda Başkan Marasalı; “davamızın öncüsü Erbakan Hocamız mücadelesini ve siyasetini üç aşamalı bir hedef üzerine inşa etmişti. Bunlar, ilk aşamada; “Yaşanabilir Türkiye”. İkinci aşamada yaşanabilir Türkiye’nin oluşturulması üzerine doğacak “Yeniden Büyük Türkiye”. Üçüncü aşamada ise adalet üzerine inşa edilmiş “Yeni Bir Dünya” yı kurmaktı. Bizler de Erbakan Hocamızın emaneti olarak gördüğümüz bu hedefleri gerçekleştirmek için gayret sarf ediyoruz.” İfadeleriyle önümüzdeki süreçte hedeflerini anlattı. Başkanın konuşmasından sonra, basın mensuplarının sorularına geçildi. Başkanın sorulara verdikleri yanıtlar şöyle;  “İşsizlik, kadın cinayetleri, intiharlar, aile faciaları konuşulsun istenmiyor…” Cumhur ittifakı- Millet İttifakı ile ilgili olarak İl Başkanı Marasalı; "Bu konu ve Türkiye'de konuşan diğer tüm konular iktidarın isteği üzerine tartışılan konulardır. Türkiye'de ekonomi, işsizlik, kadın cinayetleri, intiharlar, aile faciaları konuşulsun istenilmiyor. Cumhur ittifakı kendi içerisinde nasıl başarılı oluru mu tartışmıyor, karşı tarafı nasıl başarısız hale getiri, nasıl parçalarımın mücadelesi içerisinde. AK Parti'den Saadet partisine gelen herhangi bir ittifak teklifi yoktur. Seçim içerisinde değiliz ve herhangi bir parti ile ittifak içerisinde de değiliz. Daha önce millet ittifakı içerisindeyiz ama 2018 seçimlerinden sonra bu ittifak içerisinde de değiliz. Biz bağımsız bir partiyiz. Cumhur ittifakını da birbirine bağlayan hedef birliği değil, koltuk birliğidir." Gündem değiştirmeye yönelik operasyon…  Feshedilen İstanbul Sözleşmesi ile ilgili soruyu; “İstanbul sözleşmesi de yine gündem değiştirmeye yönelik bir operasyon. İstanbul sözleşmesi aslında Türkiye'de tam olarak tartışılmadı, iktidarda bunun tartışılmasını istemedi. Sadece üstü1n körü, taraf olanlar, taraf olmayanlar. Taraf olanlar neye taraf olduklarının bilmiyor, taraf olmayanlar neye taraf olmadıklarını bilmiyorlar. İstanbul sözleşmesinde mahkemeler erkeği her daim haksız, kadının haklı bulsun demiyor. Kadın beyanının esas alınmasıdır Ama 6284 sayılı yasayla iki taraf mahkemeye gittiğinde kadının beyanı esas alındığı için en büyük sıkıntı burada çıkıyordu. Bu yasa dururken İstanbul sözleşmesinin terk edilmesi ya da terk edilmemesi çokta fazla bir şeyi ifade etmeyecektir. Bunun yanında bütün kötülükleri, bütün kadın cinayetlerini İstanbul sözleşmesine akdedilmesi de yanlıştır. Kadının, ya da çocuğun zayıflığının karşısında 'ben istediğim zulmü yaparım' diyen erkek hakkı değil, kuvveti üstün tutmanın sonucudur. Bu anlayışı terk etmeden, ret etmeden kadın cinayetlerinin, kadına, çocuğa zulmün yada aile facialarının son bulması mümkün değildir." Üçkağıt ekonomisi, Türkçesi, Londra’daki faizcilerin dediklerini… Merkez Bankası Başkanı değişikliği ile ilgili soruya; "Merkez bankasının bağımsızlığı esastır diye tam 1999 yılından beri söyleniyor. Hergelen iktidar kendisine bir merkez bankası başkanı atıyordu. Fakat bu iktidar bunun takozunu biraz kaçırdı. 'Merkez Bankası başkanlarına faiz arttırın, azaltın' söylüyorlar ama günah keçisi olarak oradaki başkanı görüyorlar. Son görevden alınma konusunda Naci Ağbal, faizleri arttırdığı için görevden alındıysa, hemen yerine gelen vatandaş bir kararname ile bu faizleri geri çekebilirdi. Ama faizler yerinde duruyor. Sayın Erdoğan, Bahçeli, Ağbal, üçü bir ağızdan 'biz liberal ekonomi, serbest piyasa ekonomisine devam edeceğiz,' demesi bunun Türkçesi, Londra'daki faizcilerin, bize para verenlerin 'dediklerini yapmaya devam edeceğiz' anlamında. Ama kendilerine bir günah keçisi lazımdı ve Naci Ağbal'ı görevden aldılar. Yerine gelen vatandaşta aynı politikayı devam ettirecek. Nedir bu politika? Üç kâğıt ekonomisi.  Aynı sonucu farklı kişilerle deneyip, farklı sonuçlar alacağımızı zannediyoruz" Vatandaş evine tıkılı kalacak ama ben kongremi lebalep salonlarda yapacağım… Lebaleb yapılan AKP kongreleri ile ilgili soruyu "Bu konu 'ben yaparsam iyi, sen yaparsan kötü' zihniyetine dayanıyor. AK Parti iktidara geldiği ilk 10 yıl içerisinde mütevaziydi, halka karşı alçak gönüllüydü. Ama maalesef 10 yıldan sonra kibir içerisinde geçiriyor. 'ben istediğim adamı istediğim yere atayabilirim, istediğim kanunu değiştirebilirim, anayasa mahkemesi de kimmiş, kararlarının uygulamayabilirsiniz, istediğim yasayı bir kararname ile kaldırırım, getiririmin' en güzel tezahürü lokantalar kapalı olacak, esnaf kapalı olacak, vatandaş evinde tıkılı kalacak ama ben kongre yapacağım zaman bir gün öncesinde otobüslerin bir koltuk boş bırakılarak taşınması önce kaldırılacak akabinde hınca hınç yada kendilerini ifadesiyle 'lebalep' salonlar doldurulacak. Bu 'bana serbest, size yasak' demenin en güzel göstergesi. Bunu vatandaş görüyor mu? Maalesef görmüyor. Ama muhalefet bundan hoşnut mu? Ben bir muhalefet temsilcisi ve vatandaş olarak hoşnut değilim. Tepeden bakan her türlü zihniyeti ret ediyoruz." Ülkede tarım zarar etmez, ettirilir Malatya gündeminde yer alan Sultansuyu Harası ile ilgili soruya; "Sultansuyu Harasının üretime dönük olarak çalıştırılmasından yanayız. Ülkede bir metrekare toprağın bile boş bırakılmamasını istiyoruz. Ama bu yapılırken de hak, hukuk çerçevesinde ihalesi yapılır, ihale sonucunda en yüksek teklifi veren kimse oraya verilir. Ama Türkiye'de kamu ihale kanunu da 80-180 defa değişti. Dolayısıyla ihaleler şeffaf değil. İhaleler öncesi görüşmeler belirleniyor algısı var halkta. Devletin zarar ettiği her kurum, Refah yol hükümetinde kar açıklamıştır. Siz bir kişi ile yapılacak işi 5 kişiyle yaparsanız, ihaleleri yandaşlara verirseniz, işi bilmeyen yöneticileri sırf kendinizden olduğunu bildiğiniz kişileri yönetime getirirseniz bunun kaçınılmaz bir sonucu vardır. Ben Sultansuyu'nun ehil ellerde zarar edeceğine ihtimal vermiyorum. Ülkede tarım zarar etmez, zarar ettirilir. Tarım nasırlı ellerle yapılır. Onun için özelleştirilecekse özelleştirilsin.  Ama hakkıyla özelleştirilsin. Yani Türkiye'de tank palet fabrikası gitmiş, şeker fabrikası gitmiş, bankaları özelleştirilmiş. Bütün her şey gittikten sonra tarımının bizim elimizde kalmasının bize pek bir faydası olacağını zannetmiyorum." Parti kapatmanın ne kadar acı verici olduğunu… HDP’nin kapatılması ile ilgili soruya; "Türkiye'de 4 partisi kapatılmış bir siyasi geleneğin temsilcisi olarak karşınızdayım. Dolayısıyla parti kapatmanın ne kadar acı verici bir şey olduğunu biliyoruz. Bunun bir çözüm olmadığının da farkındayız. HDP'nin kapatılacağına ihtimal veriyor musunuz? Ben ihtimal vermiyorum.” dedikten sonra Tak diye emreden, şak diye yapanlardan hoşnut değiliz… “Sadece MHP istediği için bazı şeyler yapılıyor. Tıpkı Haluk Gergerlioğlu’nun cuma günü akşamleyin Devlet Bahçeli'nin çağrısı üzerine cumartesi sabah 6'da abdest alırken gözaltına alınması gibi. Türkiye'de tak diye emredip, şak diye yapma pozisyonu var. Bende sayın Devlet Bahçeli'nin tak diye emretmesinden hoşnut değilim. Sayın Şentop'unda şak diye emri yerine getirmesinden de hoşnut değilim." İfadeleriyle yanıtladı.  
Sayın Erdoğan, Bahçeli, Ağbal, üçü bir ağızdan 'biz liberal ekonomi...

Haber: Yaşar KARAASLAN 

Saadet Partisi'nin 5 Mart’ta yaptığı sessiz sedasız il kongresinde yeniden il başkanı seçilen Osman Marasalı, basın mensupları ile bir araya geldi. Partisinin hedeflediği Türkiye’yi konu alan açılış konuşmasından sonra, basın mensuplarını sorularını yanıtlayan İl Başkanı Osman Marasalı, AKP Hükümetinin uyguladığı ekonomi politikasının Üçkağıtçı ekonomisi olduğunu belirterek “Sayın Erdoğan, Bahçeli, Ağbal, üçü bir ağızdan 'biz liberal ekonomi, serbest piyasa ekonomisine devam edeceğiz,' demesi bunun Türkçesi, Londra'daki faizcilerin, bize para verenlerin 'dediklerini yapmaya devam edeceğiz' anlamında. Ama kendilerine bir günah keçisi lazımdı ve Naci Ağbal'ı görevden aldılar. Yerine gelen vatandaşta aynı politikayı devam ettirecek. Nedir bu politika? Üç kâğıt ekonomisi.  Aynı sonucu farklı kişilerle deneyip, farklı sonuçlar alacağımızı zannediyoruz" sözleriyle uygulanan ekonomi politikasını eleştirdi.

İl yöneticilerinin de katıldığı toplantıda Başkan Marasalı; “davamızın öncüsü Erbakan Hocamız mücadelesini ve siyasetini üç aşamalı bir hedef üzerine inşa etmişti. Bunlar, ilk aşamada; “Yaşanabilir Türkiye”. İkinci aşamada yaşanabilir Türkiye’nin oluşturulması üzerine doğacak “Yeniden Büyük Türkiye”. Üçüncü aşamada ise adalet üzerine inşa edilmiş “Yeni Bir Dünya” yı kurmaktı. Bizler de Erbakan Hocamızın emaneti olarak gördüğümüz bu hedefleri gerçekleştirmek için gayret sarf ediyoruz.” İfadeleriyle önümüzdeki süreçte hedeflerini anlattı. Başkanın konuşmasından sonra, basın mensuplarının sorularına geçildi. Başkanın sorulara verdikleri yanıtlar şöyle;

 “İşsizlik, kadın cinayetleri, intiharlar, aile faciaları konuşulsun istenmiyor…”

Cumhur ittifakı- Millet İttifakı ile ilgili olarak İl Başkanı Marasalı; "Bu konu ve Türkiye'de konuşan diğer tüm konular iktidarın isteği üzerine tartışılan konulardır. Türkiye'de ekonomi, işsizlik, kadın cinayetleri, intiharlar, aile faciaları konuşulsun istenilmiyor. Cumhur ittifakı kendi içerisinde nasıl başarılı oluru mu tartışmıyor, karşı tarafı nasıl başarısız hale getiri, nasıl parçalarımın mücadelesi içerisinde. AK Parti'den Saadet partisine gelen herhangi bir ittifak teklifi yoktur. Seçim içerisinde değiliz ve herhangi bir parti ile ittifak içerisinde de değiliz. Daha önce millet ittifakı içerisindeyiz ama 2018 seçimlerinden sonra bu ittifak içerisinde de değiliz. Biz bağımsız bir partiyiz. Cumhur ittifakını da birbirine bağlayan hedef birliği değil, koltuk birliğidir."

Gündem değiştirmeye yönelik operasyon…

 Feshedilen İstanbul Sözleşmesi ile ilgili soruyu; “İstanbul sözleşmesi de yine gündem değiştirmeye yönelik bir operasyon. İstanbul sözleşmesi aslında Türkiye'de tam olarak tartışılmadı, iktidarda bunun tartışılmasını istemedi. Sadece üstü1n körü, taraf olanlar, taraf olmayanlar. Taraf olanlar neye taraf olduklarının bilmiyor, taraf olmayanlar neye taraf olmadıklarını bilmiyorlar. İstanbul sözleşmesinde mahkemeler erkeği her daim haksız, kadının haklı bulsun demiyor.

Kadın beyanının esas alınmasıdır

Ama 6284 sayılı yasayla iki taraf mahkemeye gittiğinde kadının beyanı esas alındığı için en büyük sıkıntı burada çıkıyordu. Bu yasa dururken İstanbul sözleşmesinin terk edilmesi ya da terk edilmemesi çokta fazla bir şeyi ifade etmeyecektir. Bunun yanında bütün kötülükleri, bütün kadın cinayetlerini İstanbul sözleşmesine akdedilmesi de yanlıştır. Kadının, ya da çocuğun zayıflığının karşısında 'ben istediğim zulmü yaparım' diyen erkek hakkı değil, kuvveti üstün tutmanın sonucudur. Bu anlayışı terk etmeden, ret etmeden kadın cinayetlerinin, kadına, çocuğa zulmün yada aile facialarının son bulması mümkün değildir."

Üçkağıt ekonomisi, Türkçesi, Londra’daki faizcilerin dediklerini…

Merkez Bankası Başkanı değişikliği ile ilgili soruya; "Merkez bankasının bağımsızlığı esastır diye tam 1999 yılından beri söyleniyor. Hergelen iktidar kendisine bir merkez bankası başkanı atıyordu. Fakat bu iktidar bunun takozunu biraz kaçırdı. 'Merkez Bankası başkanlarına faiz arttırın, azaltın' söylüyorlar ama günah keçisi olarak oradaki başkanı görüyorlar. Son görevden alınma konusunda Naci Ağbal, faizleri arttırdığı için görevden alındıysa, hemen yerine gelen vatandaş bir kararname ile bu faizleri geri çekebilirdi. Ama faizler yerinde duruyor. Sayın Erdoğan, Bahçeli, Ağbal, üçü bir ağızdan 'biz liberal ekonomi, serbest piyasa ekonomisine devam edeceğiz,' demesi bunun Türkçesi, Londra'daki faizcilerin, bize para verenlerin 'dediklerini yapmaya devam edeceğiz' anlamında. Ama kendilerine bir günah keçisi lazımdı ve Naci Ağbal'ı görevden aldılar. Yerine gelen vatandaşta aynı politikayı devam ettirecek. Nedir bu politika? Üç kâğıt ekonomisi.  Aynı sonucu farklı kişilerle deneyip, farklı sonuçlar alacağımızı zannediyoruz"

Vatandaş evine tıkılı kalacak ama ben kongremi lebalep salonlarda yapacağım…

Lebaleb yapılan AKP kongreleri ile ilgili soruyu "Bu konu 'ben yaparsam iyi, sen yaparsan kötü' zihniyetine dayanıyor. AK Parti iktidara geldiği ilk 10 yıl içerisinde mütevaziydi, halka karşı alçak gönüllüydü. Ama maalesef 10 yıldan sonra kibir içerisinde geçiriyor. 'ben istediğim adamı istediğim yere atayabilirim, istediğim kanunu değiştirebilirim, anayasa mahkemesi de kimmiş, kararlarının uygulamayabilirsiniz, istediğim yasayı bir kararname ile kaldırırım, getiririmin' en güzel tezahürü lokantalar kapalı olacak, esnaf kapalı olacak, vatandaş evinde tıkılı kalacak ama ben kongre yapacağım zaman bir gün öncesinde otobüslerin bir koltuk boş bırakılarak taşınması önce kaldırılacak akabinde hınca hınç yada kendilerini ifadesiyle 'lebalep' salonlar doldurulacak. Bu 'bana serbest, size yasak' demenin en güzel göstergesi. Bunu vatandaş görüyor mu? Maalesef görmüyor. Ama muhalefet bundan hoşnut mu? Ben bir muhalefet temsilcisi ve vatandaş olarak hoşnut değilim. Tepeden bakan her türlü zihniyeti ret ediyoruz."

Ülkede tarım zarar etmez, ettirilir

Malatya gündeminde yer alan Sultansuyu Harası ile ilgili soruya; "Sultansuyu Harasının üretime dönük olarak çalıştırılmasından yanayız. Ülkede bir metrekare toprağın bile boş bırakılmamasını istiyoruz. Ama bu yapılırken de hak, hukuk çerçevesinde ihalesi yapılır, ihale sonucunda en yüksek teklifi veren kimse oraya verilir. Ama Türkiye'de kamu ihale kanunu da 80-180 defa değişti. Dolayısıyla ihaleler şeffaf değil. İhaleler öncesi görüşmeler belirleniyor algısı var halkta. Devletin zarar ettiği her kurum, Refah yol hükümetinde kar açıklamıştır. Siz bir kişi ile yapılacak işi 5 kişiyle yaparsanız, ihaleleri yandaşlara verirseniz, işi bilmeyen yöneticileri sırf kendinizden olduğunu bildiğiniz kişileri yönetime getirirseniz bunun kaçınılmaz bir sonucu vardır. Ben Sultansuyu'nun ehil ellerde zarar edeceğine ihtimal vermiyorum. Ülkede tarım zarar etmez, zarar ettirilir. Tarım nasırlı ellerle yapılır. Onun için özelleştirilecekse özelleştirilsin.  Ama hakkıyla özelleştirilsin. Yani Türkiye'de tank palet fabrikası gitmiş, şeker fabrikası gitmiş, bankaları özelleştirilmiş. Bütün her şey gittikten sonra tarımının bizim elimizde kalmasının bize pek bir faydası olacağını zannetmiyorum."

Parti kapatmanın ne kadar acı verici olduğunu…

HDP’nin kapatılması ile ilgili soruya; "Türkiye'de 4 partisi kapatılmış bir siyasi geleneğin temsilcisi olarak karşınızdayım. Dolayısıyla parti kapatmanın ne kadar acı verici bir şey olduğunu biliyoruz. Bunun bir çözüm olmadığının da farkındayız. HDP'nin kapatılacağına ihtimal veriyor musunuz? Ben ihtimal vermiyorum.” dedikten sonra

Tak diye emreden, şak diye yapanlardan hoşnut değiliz…

“Sadece MHP istediği için bazı şeyler yapılıyor. Tıpkı Haluk Gergerlioğlu’nun cuma günü akşamleyin Devlet Bahçeli'nin çağrısı üzerine cumartesi sabah 6'da abdest alırken gözaltına alınması gibi. Türkiye'de tak diye emredip, şak diye yapma pozisyonu var. Bende sayın Devlet Bahçeli'nin tak diye emretmesinden hoşnut değilim. Sayın Şentop'unda şak diye emri yerine getirmesinden de hoşnut değilim." İfadeleriyle yanıtladı.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.