İçime sinmiyor!

Yaşar KARAASLAN yazdı Bugün 10 Ocak 2020. “Çalışan Gazeteciler Günü” Adı üstün de zaten, Çalışan gazeteciler günü. Gönderilen mesajlara bakıldığında, ziyaretleri ve verilen davetleri takip ettiğimizde, çalışan- sahada olan meslektaşlarımızdan çok, basın (gazete-tv-web- radyo) camiasının (özelliklede patronaj ve yayın organlarının sahada olmayan (Hatta üzülerek söylemek gerekirse Malatya’nın kaç ilçesi olduğunu bile bilemeyecek- bir meslektaşımızın tabiriyle- “Melekbaba’da bıraksak şehir merkezine bile gelemeyecek”  kadar tanımayan sözüm ona gazeteciler) üst düzey yöneticileri aktörleri ön sıralarda yer alıyor. Bence, bu durum10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün ruhuna aykırı bir durum oluşturuyor ve bu nedenle de içime sinmiyor.  Basın camiası büyük bir camia. Patronu ile yönetici kadrosu ile editörü, mülki-yerel yönetimler-spor- adliye- emniyet- sağlık- magazin gibi haber muhabirleri, foto muhabirleri, köşe yazarları-programcıları, dizgicileri, tasarımcıları, dağıtıcıları ve de reklamcıları gibi bir çok alanı bünyesinde barındıran bir camia. Basın camiası ulu bir çınar, yukarıda yazdıklarım ve de yazmayı unuttuğum alanlar da bu ulu çınarın dalları gibi. Bu dalların güçlü olması basının güçlü olması demek. Ama kutlanılan gün, Basın Bayramı veya Günü değil ki. Çalışan Gazetecilerin yanı habercilerin, yani muhabirlerin, sahada koşturanların günü. Daha da açıkçası: PATRONLARA KARŞI MÜCADELE EDENLERİN GÜNÜ! Gün’ün kısaca özgeçmişi 4 Ocak 1961'de kabul edilen ve basın çalışanlarının bazı haklar ve yasal güvence sağlayan “212 sayılı kanun” adlı düzenlemenin Resmi gazetede yayınlanışı nedeniyle 10 Ocak günü kutlama günü olmuştur. Söz konusu düzenlemede gazetecilerin sosyal ve yasal haklarını güvenceye alan hükümler içeriyordu. Dönemin gazeteleri olan (Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah) sahipleri kendilerine yüklenen sorumlulukları kabul etmek istemediler ve  212 sayılı yasanın ve Basın İlan Kurumu'nun oluşmasına ilişkin 195 sayılı yasanın mesleki sakıncalar doğuracağını iddia ederek, ortak bir bildiriyle gazetelerini 3 gün kapadıklarını duyurdular. Türkiye Basın Tarihine  “Dokuz patron olayı” olarak geçen bu gelişme üzerine çalışan gazeteciler, boykot boyunca “Basın” adlı bir gazete yayımlamaya karar verdiler. Basın gazetesi 11 Ocak günü yayına başladı ve üç günlük boykot sırasında düzenli olarak yayını sürdürdü. Çalışan Gazeteciler Günü, bu olayın bir sonucu olarak ortaya çıktı. İlk 10 yıl bayram olarak kutlanılan gün,1971 yılından sonra  “Çalışan Gazeteciler Günü” halini aldı.