deneme bonusu veren siteler canlı casino akademik sofia grandpashabet güncel adres betpark süperbetin giriş betebet bets10 Matadorbet vdcasino tipobet giriş deneme bonusu siteleri deneme bonusu veren siteler

Hazır betona ulaşamayınca..

Çevre 14.02.2020 - 10:30, Güncelleme: 15.06.2021 - 12:24
 

Hazır betona ulaşamayınca..

Kubbe Dağı’nın öte tarafında insanlar kendi dertleriyle baş başaydı. Buldukları herhangi

Doğanyol ve Pütürge’deki yapıların neredeyse tamamının kalitesiz betondan üretildiğini belirten İMO Temsilcisi Özten “Bizim ilçelerimizde Pütürge ve Doğanyol’daki en büyük eksikliklerden birisi de evlerin beton olmaması. Biz oda olarak bunu daha önce valiliğe rapor olarak sunmuştuk. Kubbe Dağı’nın öte tarafında hazır betonumuz yoktur. İnsanlar kendi dertleriyle baş başaydı. Buldukları herhangi bir kum çakılla beton üretiyorlardı ve kalitesi de son derece düşüktü. Biz o zaman oraya küçük çaplı bir beton santrali yapılmasını istedik. Özel kuruluşlar bu yatırımı yapmıyordu çünkü yıllık beton kullanımı düşüktü. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün yapmasını istiyorduk onu da yapmadılar.” İfadeleriyle kamunun o bölgeye beton santrali kurması gerektiğini belirtti. Mimarlar Odası'nın düzenlediği ve İnşaat Mühendisleri Odasının katkı sunduğu mühendis-mimarlara yönelik “Betonarme Yapıların Güçlendirilmesi” konulu eğitim semineri gerçekleştirildi. TSO’ binasında yapılan eğitim seminerine Ticaret ve Sanayi Odası (TSO)Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Mimarlar Odası Başkanı Yunus Emre Fidanel, İnşaat Mühendisleri İl Temsilcisi Bedri Özten ile çok sayıda mimar ve mühendis katıldı. Sadıkoğlu: Depremle ilgisiz insanlar yerine siz konuşmalısınız TSO olarak mimar-mühendislerin yanında olduklarını belirten Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, “Depremle ilgili şimdiye kadar bilgisi olan da olmayan da konuştu. Esas konuşması gerekenler sizlersiniz. Sizler konuştukça, konuşmuş olmak için konuşanların önünü kesmiş olacaksınız” dedi.  Malatya sanayicileri olarak depreme hazırlık konularında her zaman mimar ve mühendislerle iş birliğine hazır olduklarını kaydeden Sadıkoğlu “Biz bu noktada sizlerle beraber hareket etmeye hazırız.  TSO olarak depremzedelere kırsal bölgelerdeki insanlara yardımlar yapmaya gayret ediyoruz.  Bir haftadır mağdur olan bölgelerdeki insanlarımızın özellikle esnaflarımızın kredilerden yararlanması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.  Fakat sizlere çok iş düşüyor. Depremi fırsata dönüştürme şansımız var. Çünkü belki artık deprem gereceğine ilişkin bir farkındalık yaratabiliriz” diye konuştu. Fişdanel: Meslektaşlarımıza olan sorumluluğumuz gereği Gerçekleştirdikleri bu eğitim semineri ile Oda olarak meslektaşlarına olan sorumluluğu yerine getirdiklerini belirterek sözlerine başlayan Mimarlar Odası Şube Başkanı Fidanel “24 Ocak depremi ile en önemli gerçeğimiz olan depremle bir kez daha yüzleştik. Ne yazık ki mimar ve mühendislerin kontrolünde yapılmamış olan binaların ağır hasarlar aldığını ve birçoğunun çöktüğünü üzülerek inceledik. Malatya Mimarlar Odası olarak hiç durmadan bilim ve teknolojinin gösterdiği yolda meslektaşlarımızın bilgi birikimini artırmak için çalışmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı. İzlenen deprem politikası yanlış Eğitim seminerinin açılışında konuşan İnşaat Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Bedir Özten ise, depremlerin büyük yıkıma dönüşmesinin altında depremden sonra izlenen yanlış politikaların olduğunu söyledi. Ders çıkarmıyoruz “örtbas” ediyoruz “Depremden ders çıkarmak yerine bir ön önce olayı unutturup örtbas etmeyi tercih ediyoruz” diyen Özten, “Dileriz ki bu depremde böyle olmaz. Bu depremden sonra kaynaklarımızı yapıları dönüştürmeye harcarız inşallah.  Bu yaşadığımız 6.8 büyüklüğündeki deprem 0.1 daha fazla olsaydı yani 6.9 olsaydı can kayıpları çok fazla ve müthiş bir yıkım olacaktı. Bunun farkında olarak çalışmamız lazım” dedi. AFAD’ın özeleştiri yapması ve.. Gerek Elazığ depremi gerekse Van’da yaşanan çığ felaketinin, afetlere müdahale ve koordinasyon konusundaki bilgi eksikliklerimizi de bir kez daha gözler önüne serdiğini vurgulayan Özten, şöyle konuştu: “Afette ne yapacağımızı ve bireyler olarak kurumlar olarak bilemedik. Çünkü biz Doğanyol, Pütürge, Sivrice ve Elazığ’ı Oda olarak gezdik. Depremin ikinci günü gezdik. Bütün siyasiler ve yardım kuruluşları Doğanyol ve Pütürge merkezlerindeydi. Ama köylerde kimseler yoktu. Hatta biz akşam dönerken çadırların ulaşmadığı birçok köy ve yerleşim merkezi vardı. Hatta AFAD’ın da bir özeleştiri  yapıp kendini geliştirmesi gerektiğini gördük. Bizim coğrafyamızın bir gerçeği afet. Fay hatlarının yerlerini de biliyoruz. Bilmemize de gerek yok ama biliyoruz. Fakat depremin ne zaman olacağını büyüklüğünün ne olacağını bilemiyoruz ama buna uygun bir şekilde organize olmamız gerekiyor.  Son yaşanan çığ felaketi bireyler ve kurumlar olarak çok zayıf olduğumuzu, eğitimsiz olduğumuzu gösterdi.  Kar yığınında nasıl davranacağımızı bilemedik.” Kaliteli betona(hazır beton) ulaşamayan vatandaş.. “İlçelerde bu kadar yıkım olmasının en önemli nedenlerinden birisinin de yapı stokunun betonarme olmamasından kaynaklandığını bildiren Özten, bunun nedenlerine ilişkin de “Bizim ilçelerimizde Pütürge ve Doğanyol’daki en büyük eksikliklerden birisi de evlerin beton olmaması. Biz oda olarak bunu daha önce valiliğe rapor olarak sunmuştuk. Kubbe Dağı’nın öte tarafında hazır betonumuz yoktur. İnsanlar kendi dertleriyle baş başaydı. Buldukları herhangi bir kum çakılla beton üretiyorlardı ve kalitesi de son derece düşüktü. Biz o zaman oraya küçük çaplı bir beton santrali yapılmasını istedik. Özel kuruluşlar bu yatırımı yapmıyordu çünkü yıllık beton kullanımı düşüktü. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün yapmasını istiyorduk onu da yapmadılar. İşte bu sorunların çözülmesi gerekiyor. Bunların betona kolay ulaşmasını sağlamamız gerekiyor. Bir de bizim kırsal alandaki en büyük sıkıntımız yapılaşmanın ruhsatlandırılmasıyla ilgili.  Tarım arazilerine ruhsatlı bina yapmak neredeyse imkansız ve zaten yasalara da uygun değil. Tarım Kurulu izin vermiyor. 75 metre karenin üzerinde yapı yapmak yasak. İnsanlar da doğal olarak kaçak yapıyor. Kaçak yapıldığı zaman da bu tür sorunlar ortaya çıkıyor. Çünkü mesul olan bir mühendisi yok, mimari yok. Diğer kontrolörleri yok. Bir ikincisi de imar planları kırsal kesimlerde olmadığı için ruhsat almak isteyenlerden de mevzi imar planları isteniyor. Bu tür imkansızlıklar da var. Bu konularda düzenleme yapılması gerekiyor. Biz tabi bu konularda yetkili kurumlara rapor hazırlayıp vermiştik, şimdi yine vereceğiz” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından çok sayıda mimar ve mühendise İnşaat Mühendisi Serkan Sağlam ve İnşaat Yüksek Mühendisi Özgün Özeren tarafından ‘Yapılarda güçlendirme’ konusunda detaylı bilgiler verildi. Güler HAZAR, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com- gazetemalatya.com
Kubbe Dağı’nın öte tarafında insanlar kendi dertleriyle baş başaydı. Buldukları herhangi

Doğanyol ve Pütürge’deki yapıların neredeyse tamamının kalitesiz betondan üretildiğini belirten İMO Temsilcisi Özten “Bizim ilçelerimizde Pütürge ve Doğanyol’daki en büyük eksikliklerden birisi de evlerin beton olmaması. Biz oda olarak bunu daha önce valiliğe rapor olarak sunmuştuk. Kubbe Dağı’nın öte tarafında hazır betonumuz yoktur. İnsanlar kendi dertleriyle baş başaydı. Buldukları herhangi bir kum çakılla beton üretiyorlardı ve kalitesi de son derece düşüktü. Biz o zaman oraya küçük çaplı bir beton santrali yapılmasını istedik. Özel kuruluşlar bu yatırımı yapmıyordu çünkü yıllık beton kullanımı düşüktü. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün yapmasını istiyorduk onu da yapmadılar.” İfadeleriyle kamunun o bölgeye beton santrali kurması gerektiğini belirtti.

Mimarlar Odası'nın düzenlediği ve İnşaat Mühendisleri Odasının katkı sunduğu mühendis-mimarlara yönelik “Betonarme Yapıların Güçlendirilmesi” konulu eğitim semineri gerçekleştirildi. TSO’ binasında yapılan eğitim seminerine Ticaret ve Sanayi Odası (TSO)Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Mimarlar Odası Başkanı Yunus Emre Fidanel, İnşaat Mühendisleri İl Temsilcisi Bedri Özten ile çok sayıda mimar ve mühendis katıldı.

Sadıkoğlu: Depremle ilgisiz insanlar yerine siz konuşmalısınız

TSO olarak mimar-mühendislerin yanında olduklarını belirten Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, “Depremle ilgili şimdiye kadar bilgisi olan da olmayan da konuştu. Esas konuşması gerekenler sizlersiniz. Sizler konuştukça, konuşmuş olmak için konuşanların önünü kesmiş olacaksınız” dedi.  Malatya sanayicileri olarak depreme hazırlık konularında her zaman mimar ve mühendislerle iş birliğine hazır olduklarını kaydeden Sadıkoğlu “Biz bu noktada sizlerle beraber hareket etmeye hazırız.  TSO olarak depremzedelere kırsal bölgelerdeki insanlara yardımlar yapmaya gayret ediyoruz.  Bir haftadır mağdur olan bölgelerdeki insanlarımızın özellikle esnaflarımızın kredilerden yararlanması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.  Fakat sizlere çok iş düşüyor. Depremi fırsata dönüştürme şansımız var. Çünkü belki artık deprem gereceğine ilişkin bir farkındalık yaratabiliriz” diye konuştu.

Fişdanel: Meslektaşlarımıza olan sorumluluğumuz gereği

Gerçekleştirdikleri bu eğitim semineri ile Oda olarak meslektaşlarına olan sorumluluğu yerine getirdiklerini belirterek sözlerine başlayan Mimarlar Odası Şube Başkanı Fidanel “24 Ocak depremi ile en önemli gerçeğimiz olan depremle bir kez daha yüzleştik. Ne yazık ki mimar ve mühendislerin kontrolünde yapılmamış olan binaların ağır hasarlar aldığını ve birçoğunun çöktüğünü üzülerek inceledik. Malatya Mimarlar Odası olarak hiç durmadan bilim ve teknolojinin gösterdiği yolda meslektaşlarımızın bilgi birikimini artırmak için çalışmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.


İzlenen deprem politikası yanlış

Eğitim seminerinin açılışında konuşan İnşaat Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Bedir Özten ise, depremlerin büyük yıkıma dönüşmesinin altında depremden sonra izlenen yanlış politikaların olduğunu söyledi.

Ders çıkarmıyoruz “örtbas” ediyoruz

“Depremden ders çıkarmak yerine bir ön önce olayı unutturup örtbas etmeyi tercih ediyoruz” diyen Özten, “Dileriz ki bu depremde böyle olmaz. Bu depremden sonra kaynaklarımızı yapıları dönüştürmeye harcarız inşallah.  Bu yaşadığımız 6.8 büyüklüğündeki deprem 0.1 daha fazla olsaydı yani 6.9 olsaydı can kayıpları çok fazla ve müthiş bir yıkım olacaktı. Bunun farkında olarak çalışmamız lazım” dedi.

AFAD’ın özeleştiri yapması ve..

Gerek Elazığ depremi gerekse Van’da yaşanan çığ felaketinin, afetlere müdahale ve koordinasyon konusundaki bilgi eksikliklerimizi de bir kez daha gözler önüne serdiğini vurgulayan Özten, şöyle konuştu:

“Afette ne yapacağımızı ve bireyler olarak kurumlar olarak bilemedik. Çünkü biz Doğanyol, Pütürge, Sivrice ve Elazığ’ı Oda olarak gezdik. Depremin ikinci günü gezdik. Bütün siyasiler ve yardım kuruluşları Doğanyol ve Pütürge merkezlerindeydi. Ama köylerde kimseler yoktu. Hatta biz akşam dönerken çadırların ulaşmadığı birçok köy ve yerleşim merkezi vardı. Hatta AFAD’ın da bir özeleştiri  yapıp kendini geliştirmesi gerektiğini gördük. Bizim coğrafyamızın bir gerçeği afet. Fay hatlarının yerlerini de biliyoruz. Bilmemize de gerek yok ama biliyoruz. Fakat depremin ne zaman olacağını büyüklüğünün ne olacağını bilemiyoruz ama buna uygun bir şekilde organize olmamız gerekiyor.  Son yaşanan çığ felaketi bireyler ve kurumlar olarak çok zayıf olduğumuzu, eğitimsiz olduğumuzu gösterdi.  Kar yığınında nasıl davranacağımızı bilemedik.”

Kaliteli betona(hazır beton) ulaşamayan vatandaş..

“İlçelerde bu kadar yıkım olmasının en önemli nedenlerinden birisinin de yapı stokunun betonarme olmamasından kaynaklandığını bildiren Özten, bunun nedenlerine ilişkin de “Bizim ilçelerimizde Pütürge ve Doğanyol’daki en büyük eksikliklerden birisi de evlerin beton olmaması. Biz oda olarak bunu daha önce valiliğe rapor olarak sunmuştuk. Kubbe Dağı’nın öte tarafında hazır betonumuz yoktur. İnsanlar kendi dertleriyle baş başaydı. Buldukları herhangi bir kum çakılla beton üretiyorlardı ve kalitesi de son derece düşüktü. Biz o zaman oraya küçük çaplı bir beton santrali yapılmasını istedik. Özel kuruluşlar bu yatırımı yapmıyordu çünkü yıllık beton kullanımı düşüktü. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün yapmasını istiyorduk onu da yapmadılar. İşte bu sorunların çözülmesi gerekiyor. Bunların betona kolay ulaşmasını sağlamamız gerekiyor. Bir de bizim kırsal alandaki en büyük sıkıntımız yapılaşmanın ruhsatlandırılmasıyla ilgili.  Tarım arazilerine ruhsatlı bina yapmak neredeyse imkansız ve zaten yasalara da uygun değil. Tarım Kurulu izin vermiyor. 75 metre karenin üzerinde yapı yapmak yasak. İnsanlar da doğal olarak kaçak yapıyor. Kaçak yapıldığı zaman da bu tür sorunlar ortaya çıkıyor. Çünkü mesul olan bir mühendisi yok, mimari yok. Diğer kontrolörleri yok. Bir ikincisi de imar planları kırsal kesimlerde olmadığı için ruhsat almak isteyenlerden de mevzi imar planları isteniyor. Bu tür imkansızlıklar da var. Bu konularda düzenleme yapılması gerekiyor. Biz tabi bu konularda yetkili kurumlara rapor hazırlayıp vermiştik, şimdi yine vereceğiz” ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından çok sayıda mimar ve mühendise İnşaat Mühendisi Serkan Sağlam ve İnşaat Yüksek Mühendisi Özgün Özeren tarafından ‘Yapılarda güçlendirme’ konusunda detaylı bilgiler verildi.

Güler HAZAR, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com- gazetemalatya.com

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.