deneme bonusu veren siteler canlı casino akademik sofia grandpashabet güncel adres betpark süperbetin giriş betebet bets10 Matadorbet vdcasino tipobet giriş deneme bonusu siteleri deneme bonusu veren siteler

Büyükşehir Belediyesinde korona!

GÜNDEM 18.08.2020 - 20:49, Güncelleme: 15.06.2021 - 12:24
 

Büyükşehir Belediyesinde korona!

Nasıl rastlanmasın ki? Orası korona üretim merkezi gibi bir ortama dönüşmüşken nasıl

Bir sene öncesine kadar memleket insanına “Wuhan nedir?” diye sorsak alacağımız cevaplar yaş, eğitim ve kültür seviyesine bağlı olarak değişkenlik arz etse de üç aşağı beş yukarı şöyle olacaktı diye tahmin ediyorum: -Merhaba! Wuhan nedir? -Wuhan mı? Wuhaaan… Çırmıktıdaki tava yapan fırının ismi miydi? -Wuhan nedir bilginiz var mı? -Arguvan mı? Türkü festivali yapılıyo ya orda. -Wuhan hakkında bilginiz var mı? -Onu bilmiyim de bi yarımcahan var gardaş şeyse onu anlatam… "La ben kime satacam?.." Gelgelelim bugün yurdun hangi köşesinde Wuhan ismini zikretsek Çin’deki koordinatlarına kadar söyleyecek duruma geldik. 2019 yılının son aylarından itibaren dünyayı kasıp kavuran ve insanların hayatlarını çekilmez hale getiren korkunç bir tehlike ile karşı karşıya yaşlı dünyamız. Eczacıların “La kime satacaz” diye dükkânlarında bulundurmayı bile mantıksız buldukları maskeler bundan 4 ay öncesine kadar tanesi 20 TL den alıcı bulma noktasına gelmişti. Gözümüzün görmediği büyük düşman! Bir büyük bela evet. Adı Korona. Gözümüzle göremediğimiz büyük bir düşmanımız var artık. Ne zamana kadar hayatımızı işgal edecek belli değil. Yapmamız gereken olabildiğince insanlara mesafeli durmak, maskesiz adım atmamak ve özellikle el temizliğinde çok hassas davranmak. Devletimiz tüm imkânlarını seferber etmiş durumda bu belaya karşı koymak adına. Ne kadar farkındayız tehlikenin? Sağlık Bakanımız her gün bıkmadan usanmadan uyarılarını tekrarlamakta. Tıp dünyası olayın ciddiyetini insanlara kavratabilmek için hastaların yaşadıklarını en ince detayına kadar anlatmakta. Her gün çevremizde bu hastalıktan yaşamını yitirenlerin, kalıcı hasarlara duçar olanların ve yoğun bakım ünitelerinde, karantinalarda perişan olanların hikâyeleri anlatılmakta. Peki, biz ne kadar farkındayız tehlikenin? Dayılar-teyzeler aşı yaptırmış gibi Bu gün Malatya Büyükşehir Belediyesine gittiğimde gördüm ki Malatyalılar olarak biz zamanın ilerisinde yaşıyoruz. En azından 2022 senesini icra ettiğimizi söyleyebilirim. Nasıl mı? Sanki aşı bulunmuş, hatta aşı o kadar kolay ulaşılabilen bir şey olmuş ki dayılar teyzeler Belediyeye gelmeden önce A101 den ya da BİM den aşılarını almış karşıdaki Tekel bayiinde de aşısını vurdurup öyle çıkmışlar gibi rahatlar. Aksesuara dönüşen maskeler Maske artık çene altı bir aksesuara dönüşmüş. Nasıl ki 80’li yılların ortalarında pileli kot pantolon moda olmuştu da insanlar giymek zorundaymış gibi giyiyordu ya! Aynen öyle bir zihniyet de maske için oluşmuş sanki. Çene altı tesettürü gibi. Bayanların başörtüsü varsa dayıların da çenelerindeki sakalları örteceği bir aksesuar. Hatta bazı amcalar maskeyi fular olarak kullanmayı tercih etmiş. Haşmet Babaoğlu gibi ortalıkta gezen binlerce risk gurubu amcalar ve teyzeler. Yüreğimin bam teli titredi Bir ay önce Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından ilana çıkarılan Yeşilyurt ilçesindeki 1/5000 lik Nazım İmar planının askı sürecinde belediyeye gelen insanların halini ve orada çalışan gariban personelin durumunu müşahede edince yüreğimin bam telleri titredi. 150 santim değil 7-10 santim kuralına sıkı sıkıla bağlı.. Parsellerinin durumunu öğrenmek için maskesini çenesine takıp gelen yüzlerce vatandaşımız sosyal mesafe kuralı olan 7 cm i dikkatle uygularken birbirlerinin enselerine nefeslerini vererek destek olduklarını göstermeye çalışıyorlardı. Yurt insanının böylesine duyarlı oluşu sebebiyle gözyaşlarıma mani olamadım. Korona üretim merkezi Özellikle şehir planlamada çalışan personelin bu şartlar altında bile kimsenin kalbini kırmadan canhıraş bir şekilde görevini yürütme gayretleri gerçekten her türlü takdirin üzerindedir. Bu sırada öğrendiğim bir bilgi ile derin bir hüzün yaşadım. Planlama biriminde çalışan gencecik plancılardan birinde koronaya rastlanmış. Nasıl rastlanmasın ki? Orası korona üretim merkezi gibi bir ortama dönüşmüşken nasıl rastlanmasın ki? Damlacık yoluyla bulaşan bir hastalıktan bahsediyoruz ve kurumun içi okyanuscuk gibi. Koronanın bizim cengâverliğimizden haberi yok Görevli personele soru sormak üzere en önde bekleyen amcanın sol ve sağ omuzlarında kiramen kâtibin gibi duran başka başka amcalar. Tamam, belki bizler dünyaya korku salmış bir milletin gözü kara evlatlarıyız. Virüs bize ne yapabilir kardeşim? Biz islimsiz kayısı ile besleniyoruz! Dut pestilinin arasına ceviz koymuş da yemiş bir neslin çocuklarıyız ama maalesef ki korona denilen illetin bu cengâverliklerden haberi yok. Ey ahali! Uyan çember daralmakta Söyleyecek anlatacak öylesine çok şey var ki sizleri daha fazla sıkmak istemedim. Sözün özüne gelecek olursak; Ey ahali! Uyanın artık çember daralmakta. Bakın bu Çin doğumlu belanın şakası yok. Biraz daha ağır konuşmak gerekirse ki gerekir: “Mezarlıklar, Bana bir şey olmaz.” Diyenlerle tıka basa dolu. Bu virüs belası başımızdan tamamen def olana kadar özellikle kamu kurumlarında mesafemizi korumak zorundayız. Kendimizi düşünmüyorsak bile başkalarına sebep olmamalıyız. Kul hakkı kavramından zerre kadar çekiniyorsak sadece görevini yapan gencecik çocukların hayatlarını karartmamalıyız. Yeniden günlerce evlere tıkılıp Survivor’un eski bölümlerini izleyerek ömür çürütmek istemiyorsak kurallara adam gibi uymalıyız. Sağlık dolu günler için sağlıklı düşünmek ve uygulamak temennileriyle. gazetemalatya.com
Nasıl rastlanmasın ki? Orası korona üretim merkezi gibi bir ortama dönüşmüşken nasıl

Bir sene öncesine kadar memleket insanına “Wuhan nedir?” diye sorsak alacağımız cevaplar yaş, eğitim ve kültür seviyesine bağlı olarak değişkenlik arz etse de üç aşağı beş yukarı şöyle olacaktı diye tahmin ediyorum:

-Merhaba! Wuhan nedir?

-Wuhan mı? Wuhaaan… Çırmıktıdaki tava yapan fırının ismi miydi?

-Wuhan nedir bilginiz var mı?

-Arguvan mı? Türkü festivali yapılıyo ya orda.

-Wuhan hakkında bilginiz var mı?

-Onu bilmiyim de bi yarımcahan var gardaş şeyse onu anlatam…

"La ben kime satacam?.."

Gelgelelim bugün yurdun hangi köşesinde Wuhan ismini zikretsek Çin’deki koordinatlarına kadar söyleyecek duruma geldik. 2019 yılının son aylarından itibaren dünyayı kasıp kavuran ve insanların hayatlarını çekilmez hale getiren korkunç bir tehlike ile karşı karşıya yaşlı dünyamız. Eczacıların “La kime satacaz” diye dükkânlarında bulundurmayı bile mantıksız buldukları maskeler bundan 4 ay öncesine kadar tanesi 20 TL den alıcı bulma noktasına gelmişti.

Gözümüzün görmediği büyük düşman!

Bir büyük bela evet. Adı Korona. Gözümüzle göremediğimiz büyük bir düşmanımız var artık. Ne zamana kadar hayatımızı işgal edecek belli değil. Yapmamız gereken olabildiğince insanlara mesafeli durmak, maskesiz adım atmamak ve özellikle el temizliğinde çok hassas davranmak. Devletimiz tüm imkânlarını seferber etmiş durumda bu belaya karşı koymak adına.

Ne kadar farkındayız tehlikenin?

Sağlık Bakanımız her gün bıkmadan usanmadan uyarılarını tekrarlamakta. Tıp dünyası olayın ciddiyetini insanlara kavratabilmek için hastaların yaşadıklarını en ince detayına kadar anlatmakta. Her gün çevremizde bu hastalıktan yaşamını yitirenlerin, kalıcı hasarlara duçar olanların ve yoğun bakım ünitelerinde, karantinalarda perişan olanların hikâyeleri anlatılmakta. Peki, biz ne kadar farkındayız tehlikenin?

Dayılar-teyzeler aşı yaptırmış gibi

Bu gün Malatya Büyükşehir Belediyesine gittiğimde gördüm ki Malatyalılar olarak biz zamanın ilerisinde yaşıyoruz. En azından 2022 senesini icra ettiğimizi söyleyebilirim. Nasıl mı? Sanki aşı bulunmuş, hatta aşı o kadar kolay ulaşılabilen bir şey olmuş ki dayılar teyzeler Belediyeye gelmeden önce A101 den ya da BİM den aşılarını almış karşıdaki Tekel bayiinde de aşısını vurdurup öyle çıkmışlar gibi rahatlar.

Aksesuara dönüşen maskeler

Maske artık çene altı bir aksesuara dönüşmüş. Nasıl ki 80’li yılların ortalarında pileli kot pantolon moda olmuştu da insanlar giymek zorundaymış gibi giyiyordu ya! Aynen öyle bir zihniyet de maske için oluşmuş sanki. Çene altı tesettürü gibi.

Bayanların başörtüsü varsa dayıların da çenelerindeki sakalları örteceği bir aksesuar. Hatta bazı amcalar maskeyi fular olarak kullanmayı tercih etmiş. Haşmet Babaoğlu gibi ortalıkta gezen binlerce risk gurubu amcalar ve teyzeler.

Yüreğimin bam teli titredi

Bir ay önce Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından ilana çıkarılan Yeşilyurt ilçesindeki 1/5000 lik Nazım İmar planının askı sürecinde belediyeye gelen insanların halini ve orada çalışan gariban personelin durumunu müşahede edince yüreğimin bam telleri titredi.

150 santim değil 7-10 santim kuralına sıkı sıkıla bağlı..

Parsellerinin durumunu öğrenmek için maskesini çenesine takıp gelen yüzlerce vatandaşımız sosyal mesafe kuralı olan 7 cm i dikkatle uygularken birbirlerinin enselerine nefeslerini vererek destek olduklarını göstermeye çalışıyorlardı. Yurt insanının böylesine duyarlı oluşu sebebiyle gözyaşlarıma mani olamadım.

Korona üretim merkezi

Özellikle şehir planlamada çalışan personelin bu şartlar altında bile kimsenin kalbini kırmadan canhıraş bir şekilde görevini yürütme gayretleri gerçekten her türlü takdirin üzerindedir. Bu sırada öğrendiğim bir bilgi ile derin bir hüzün yaşadım. Planlama biriminde çalışan gencecik plancılardan birinde koronaya rastlanmış. Nasıl rastlanmasın ki? Orası korona üretim merkezi gibi bir ortama dönüşmüşken nasıl rastlanmasın ki? Damlacık yoluyla bulaşan bir hastalıktan bahsediyoruz ve kurumun içi okyanuscuk gibi.

Koronanın bizim cengâverliğimizden haberi yok

Görevli personele soru sormak üzere en önde bekleyen amcanın sol ve sağ omuzlarında kiramen kâtibin gibi duran başka başka amcalar. Tamam, belki bizler dünyaya korku salmış bir milletin gözü kara evlatlarıyız. Virüs bize ne yapabilir kardeşim? Biz islimsiz kayısı ile besleniyoruz! Dut pestilinin arasına ceviz koymuş da yemiş bir neslin çocuklarıyız ama maalesef ki korona denilen illetin bu cengâverliklerden haberi yok.

Ey ahali! Uyan çember daralmakta

Söyleyecek anlatacak öylesine çok şey var ki sizleri daha fazla sıkmak istemedim. Sözün özüne gelecek olursak; Ey ahali! Uyanın artık çember daralmakta. Bakın bu Çin doğumlu belanın şakası yok. Biraz daha ağır konuşmak gerekirse ki gerekir: “Mezarlıklar, Bana bir şey olmaz.” Diyenlerle tıka basa dolu. Bu virüs belası başımızdan tamamen def olana kadar özellikle kamu kurumlarında mesafemizi korumak zorundayız. Kendimizi düşünmüyorsak bile başkalarına sebep olmamalıyız. Kul hakkı kavramından zerre kadar çekiniyorsak sadece görevini yapan gencecik çocukların hayatlarını karartmamalıyız. Yeniden günlerce evlere tıkılıp Survivor’un eski bölümlerini izleyerek ömür çürütmek istemiyorsak kurallara adam gibi uymalıyız.

Sağlık dolu günler için sağlıklı düşünmek ve uygulamak temennileriyle.

gazetemalatya.com

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetemalatya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.